Alıntı

Vodafone FreeZone, yeni albümünü 3,5 yıl aradan sonra geçtiğimiz günlerde hayranlarına sunan rock müziğin güçlü kadın vokallerinden Şebnem Ferah ile uzun zamandır sahnelerden uzak kalan Teoman Vodafone Freezone tarafından düzenlenen konserlerde hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Şebnem Ferah ve Teoman üçer konserlerinin yanı sıra iki konserde de aynı gün sahne alarak Vodafone FreeZone’lulara unutulmaz bir deneyim yaşatacak.

Vodafone FreeZone’lu Şebnem Ferah ve Teoman hayranlarına ise bir sürpriz daha! 

Vodafone FreeZone’lular Şebnem Ferah ve Teoman konserlerinde özgürce eğlenecekler! Vodafone FreeZone’lular 20 Nisan 2013’ten itibaren hediye biletlerini Vodafone Cep Merkezleri’nden alabilirler.

Alıntı

Eğlenceyi gençlerin ayağına götürmek üzere yola çıkmaya hazırlanan festival, 10-24 Mayıs tarihleri arasında toplamda 7 ilde 7 üniversiteyi dolaşacak. 10 Mayıs’ta Edirne’den başlayacak Etifest rüzgarı, sırasıyla Adana, Malatya, Samsun, İstanbul, Denizli ve Antalya’da esecek.

Etifest ile “gündüz gece eğlence”yi üniversiteliler tasarladı!

Hazırlıklarına 3 ay önceden başlanan ve her yıl yaklaşık 130 kişilik bir ekibin görev aldığı üniversite festivalinde yapılacak etkinlikler yine üniversite öğrencileri arasında yapılan araştırma sonucuna göre belirlendi. Türkiye genelindeki 17 il, 20 üniversitede 2 bin öğrenci ile yapılan araştırma sonuçlarına göre şekillendirilen Etifest, 1000 metrekare büyüklüğünde kurulacak festival alanında gençlerle buluşacak.

Etifest süresince gençler, birbirinden eğlenceli, heyecanlı aktivitelere katılma şansı yakalayacak ve sürpriz hediyeler kazanacaklar.

Gündüz aktiviteleri ile gençlere karnaval coşkusu yaşatacak olan Etifest’in gece etkinliklerinde, Ozan Doğulu ve Türk rock müziğinin sevilen yıldızı Emre Aydın sahne alacaklar.

Emre Aydın ve Ozan Doğulu ile birlikte yaklaşık 7 bin kilometre yol kat edecek olan Etifest, bu yıl yaklaşık 350 bin öğrenciyle buluşarak toplam 6 yılda 2 milyon 150 bin üniversiteli gence ulaşmış olacak.

2013 Programı

10 Mayıs Edirne Trakya Üniversitesi
13 Mayıs Adana Çukurova Üniversitesi
15 Mayıs Malatya İnönü Üniversitesi
17 Mayıs Samsun 19 Mayıs Üniversitesi
20 Mayıs Yıldız Teknik Üniversitesi (Davutpaşa Kampüsü)
22 Mayıs Denizli Pamukkale Üniversitesi
24 Mayıs Antalya Akdeniz Üniversitesi

Kaynak: İHA

Cengiz Ferecov, Azerbaycan’ın Fuzuli şehrinde yetimhaneye bebek yaşlarda bırakılır. 10 yaşına gelene kadar her çocuk gibi kötü şartlar altında hayatını sürdürürken bir gün öğretmeni eline bir şiir verip ‘bunu ezberle her gün imtihan edeceğim’ der. Küçük Cengiz’in hayatının dönüm noktası bu şiir olur. Şiiri ezberler. O güne kadar ne Nazım Hikmet’i, ne de Türkiye’yi duyan Cengiz, 1952 Haziran’ındaNazım Hikmet’in karşısına çıkıp bu şiiri okur ve evlatlığı olur. O andan itibaren de hayatı değişir. Cengiz Ferecov şimdi 61 yaşında ve Azerbaycan Tarım Bakanlığı’nda müsteşar olarak görev yapıyor. Cengiz Ferecov, onunla tanışmasını ve bilinmeyen yönlerini Türkiye Gazetesi’nden Murat Arvas’a anlattı:

ŞİİRİNİ HATASIZ OKUDUM

“1952′de 10 yaşında bir çocuktum Azerbaycan’ın Füzuli bölgesinde yetimhanede kalıyordum. Sovyetler Birliği’ne bağlı bütün yetimhanelerden 100 çocukMoskova’ya götürülecekti beni de bu gurubun içine aldılar. Önce Bakü’ye geldik, bir konferans salonuna toplandık. Kalabalığın önünde daha önce ezberlediğim Nazım’ın şiiri hatasız okudum. Herkes alkışladı. Daha sonra üniformalar dikildi ve 3 günlük tren yolculuğu sonunda Moskova’ya ulaştık. Başımızda bizden sorumlu olan Dilara Salamova vardı. Bana, ‘Yarın, Yazarlar Birliğine gideceğiz, birçok yazarla tanışacaksınız’ dedi. Hatta ‘Stalin de orada olacak’ dedi. Stalin’i görmek bizim için hayal bile edilemezdi. Sırayla o dönemin şair ve yazarlarına ait şiirleri okuduk. Benim sıram sonlara doğruydu okudum çok beğenildi, alkışlandı. Hatırladığım kadarıyla birkaç mısrasını size söyleyebilirim:
Ben senden evvel dünyadan
köçmek isteyirem
Ben ölende beni yumazsınız, beni
bastırmazsınız
Beni yandırıp külümü bir şeffaf
şişeye dökersiniz
Benden sonra sen gelersin, sen de
bastırmasınlar
Seni de yandırıp ben olan şişeye
döksünler.
Biz hayatta kavuşamadık hiç
olmazsa küllerimiz kavuşacak

Ön sıradan uzun boylu, kıvırcık saçlı, kızıl bıyıklı biri bana yaklaştı, dev gibi geldi beni kucakladı, öptü. ‘Beni tanıyor musun’ dedi. Tanımadığımı söyleyince ‘okuduğun şiiri ben yazdım’ dedi, nereli olduğumu sordu. Bu arada Dilara hanım geldi yanımıza. Benim Rusçam yetersizdi. Yetimhanede yaşadığımı öğrenince bana birkaç defa daha sarıldı. ‘Benim de senin yaşlarında bir Mehmet’im var ama çok uzakta benden’ dedi. Beni gezmeye götürmek için izin istedi. Yanında bir kadın da vardı. Galina Grigoryevna Kaleşnikova’yı karısı olarak tanıttı. Moskova’yı gezdirdiler o gün bana. Beyaz bir gömlek ve pantolon aldı, yedik içtik gün boyu. Nazım Amca sürekli ağlıyordu. Sonra akşam olunca beni otele bıraktılar. Ertesi gün bizAzerbaycan’a geri döndük.

Kısa bir zaman sonra yetimhane Şuşa’ya tasındı. Bir gün öğretmenim beni GümrüKerimova Vali İdris Meherremov’un yanına götürdü. Vali bana ‘Nazım Hikmet seni evlat edinmek istiyor, Moskova’ya götürüp okutup büyütecek, artık onun yanında kalacaksın, kabul ediyor musun’ diye sordu, tereddütsüz kabul ettim. Öğretmenimle birlikte Moskova’ya geldik. Tren istasyonunda bizi Nazım Amca ve Galina Hanım karşıladı. Evlerine gittik, iki katlı balkonlu çok güzel bir evdi ayrıca dört odalı apartman dairesinde bir evi daha vardı Nazım Hikmet’in. Bana çok iyi davranıyorlardı. Hayatım bir şiirle tamamen değişmişti, yeni bir okula gidiyordum çok arkadaşım olmuştu. Bir çok oyuncak eşyaya kavuşmuştum. Bana rüya gibi geliyordu.

Nazım Hikmet, suyla kendisine yapılan işkencelerden dolayı sudan nefret ederdi. Bir gün bile yıkandığını görmedim. Bu sebeple Galina ile sürekli kavga ederlerdi. Galina çok güzel ve iyi kalpli bir kadındı. Nazım Amcayı salatalık losyonuyla siler temizlerdi. Galina doktordu sürekli muayene ederdi. Türkiye sevgisi her zaman onu ağlatırdı. Bir gün dönebilmek en büyük isteğiydi.

MÜNEVVER HANIM KIRGINDI

Rusça’yı kötü konuştuğum için adaptasyon sorunu yaşıyordum memleketimi özlemiştim dönmek istediğimi söylediğimde beni her seferinde ikna ediyorlardı. Bir gün Galina akşam eve geldiğinde ona söylememem gereken bir şeyi söyleyince Nazım’la kavga ettiler, gürültüye komşular geldi. Nazım amca bana bir tokat attı, ben o gün kesin olarak dönmeye karar verdim. Komşuların da yardımıyla yük treni ile 5 günde Bakü’ye, oradan da Şuşa’ya ulaştım. Ama Nazım Hikmet beni hiç unutmadı, sürekli aradı hediyeler gönderdi. Bu zaman zarfında birkaç defa daBakü’de görüştük. Öldüğünde cenazesine gittim eşi Münevver hanım ve oğlu Mehmet de gelmişlerdi. Moskova’da Novaya Devici mezarlığında toprağa verdiler.Nazım Hikmet bana ‘En büyük arzum bir gün Türkiye’ye dönebilmek. O olmazsa mezarım orada olsun, o da bana yeter” demişti.

Müzik dünyasının en önemli guruplarından biri olan MFÖ’den Özkan Uğur’a kanser teşhisi konuldu.60 yaşında olan Ö.Uğur’un doktoru bir an önce tedaviye başlanması gerektiğini açıkladı.En yakın zamanda kemoterapiye başlanacak. Özkan Uğur’a acil şifalar diliyoruz.

Papa Francis paskalya öncesinde mahkumların ayaklarını yıkayıp öpecek. Ayak yıkama ayinleri Hıristiyanlıkta eski bir gelenek.

Papa Francis, perşembe ayinini Roma’daki bir ıslah evinde tutuklu gençlerin ayaklarını yıkayarak geçirecek.

Vatikan’dan yapılan açıklamada, Papa’nın Buenos Aires’te başlattığı bu eski geleneği sürdüreceği bildirildi.

Paskalya Yortusu öncesindeki ayak yıkama törenleri genelde Vatikan’da veya Roma’daki bir kilisede yapılıyor. Ancak bir önceki Papa  Benediktus, 2007 yılında bu töreni Roma’daki Casal del Marmo ıslah evinde yapmıştı.

Paskalya öncesindeki perşembe ayininde ayak yıkamak İsa peygamber zamanından kalan eski bir Hıristiyan geleneği. İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki gece 12 havarisinin ayaklarını kendi elleriyle yıkaması alçakgönüllülüğü temsil eden bir jest olarak görülüyor.

Alıntı

J.K. Rowling’in yetişkinler için yazdığı ilk kitabı “Boş Koltuk”

yarın Türk okurla buluşuyor

“Harry Potter” serisinin ünlü yazarı J.K. Rowling’in yetişkinlere yönelik ilk kitabı “Boş Koltuk” yarın ülkemizdeki raflarda yerini alacak.

Küçük bir İngiliz kasabasındaki rekabeti ve ikiyüzlülüğü anlatan roman, geçen yıl 27 Eylül tarihinde İngiltere, Almanya, ABD ve Fransa’da satışa sunulmuştu.

Kitap hem geleneksel şekilde cilt halinde, hem de e-kitap ve sesli kitap olarak okunabilecek. “Boş Koltuk” adlı kitap Dost Körpe çevirisi ve Doğan Kitap etiketi ile Türkiye’de satışa çıkacak.

HARRY POTTER SERİSİNDEN ÇOK FARKLI

Okurların heyecanla beklediği kitap, yazara ününü kazandıran “Harry Potter” serisinden çok farklı olacak. Kara mizah ve akıl oyunlarıyla ilgili olan romanda cadılar ve sihirbazlar yer almıyor. Fakat yine de kitabın okurlar üzerinde sihirli bir etki yaratacağı söyleniyor.

Alıntı