Ahmet Yesevi Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Ahmet Yesevi kimdir?, Ahmet Yesevi kaç yaşında?, Ahmet Yesevi evi nerede?, Ahmet Yesevi nerelidir? Ahmet Yesevi ev adresi?, Ahmet Yesevi kaç yaşında?, Ahmet Yesevi nerede oturuyor?, Ahmet Yesevi nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Ahmet Yesevi hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.??.1093??.??.1166 senesinde doğan Ahmet Yesevi şu an için 73 yaşında ve burcundandır. Ahmet Yesevi doğum yeri ise Sayram, KazakistanTürkistan (Yesi), Kazakistan olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Din AdamıŞair olarak devam ettirmektedir.

Ahmet Yesevi Kimdir? – Ahmet Yesevi Evi Nerede? – Ahmet Yesevi Nerede Oturuyor?

Ahmet Yesevi Kimdir?, evi nerede?

Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı ve şairidir. Yesevîlik adı verilen tasavvufî akımının önderidir.

Ahmet Yesevi, 1093 senesinde bugünkü Kazakistan‘ın Çimkent şehrinin doğusundaki Sayram kasabasında doğmuştur. Tam adı Ahmed bin İbrâhim bin İlyâs Yesevî’dir. 7 yaşında iken babasının ölümünden sonra, ablası ile birlikte Sayram yakınlarındaki Yesi’ye yerleşen Yesevi, burada “Arslan Baba” adlı bir Türk şeyhinden ilk eğitimini almaya başladı.

Eğitiminin ilk periyodunu bitirdiktan sonra 27 yaşında iken Buhara‘ya giden Yesevi, burada dönemin ileri gelen din bilginlerinden olan Şeyh Yusuf Hemedani’ye intisap edip müridi oldu. Burada yoğun bir tasavvuf eğitimi alan Yesevi, Şeyhin dört halifesinden üçüncüsü olmuş ve ilk iki halifeden sonra şeyhinin yerine geçmiştir. Daha sonra irşad makamını Şeyh Adülhalik Gücdûvani’ye bırakarak Yesi’ye döndü. Yesi’de Yedüzey Ocağı’nı kurdu.

Buhara’da bıraktığı Şeyh Adülhalik Gücdûvani’nin yetiştirdiği öğrencisi Muhammed Bahaüddin Nakşbend’i o zamanda Yedüzey Ocağı dışında yaşanan iki büyük tarikattan biri oldu. Buhara’da kurulan Nakşibendiye tarikatı, zamanla Afganistan, Hindistan ve Anadolu‘ya yayıldı.

Ahmet Yesevi ise öğretisini hocası Arslan Baba’dan aldığı “ehl-i beyt” sevgisi ve bu doğrultudaki tasavvuf anlayışı üzerine kurdu. Bir Türk sufi tarafından kurulan bu ilk büyük “Türk tarikatı”, önce Maveraünnehir, Taşkent ve çevresi ile batı Türkistan’da etkili olmuştur. Daha sonra Horasan, İran ve Azerbaycan‘da yaşayan Türkler içerisinde yayılan Yesevi tarikatı, 13 yüzyıldan başlayarak göçlerle Anadolu’ya, oradan da Balkanlara ulaşmıştır. 13. yüzyıl içinde Anadolu’da görülmeye başlayan Bektaşîlik, Babaîlik, Haydarîlik Yesevîlik tarikatından çıkmış kollardır. İleride Yunus Emre‘nin gaybdan gönderilmiş mürşidi sayılacak olan Hacı Bektaşi Veli ile bunun yanında dinî destan kahramanı olan Sarı Saltuk, sonra Anadolu Ahiliğinin, pirî-mürşidi sayılan Ahi Evren, Osman Bey‘in ermiş kayınbabası Şeyh Edebali, Orhan Gazi‘nin mürşidi Geyikli Baba ve daha niceleri Ahmed Yesevî’nin Anadolu’ya, manevî fetihler için yolladığı, menkıbelerle destekli gerçekler hâlinde söylenen müritleri, akıncıları, halifeleridir.

İnsanları dinî ve ahlâkî yönden yetiştiren Hoca Ahmet Yesevî, tasavvufî düşüncelerini Türkçe ve sade şiirler ile anlatmış, hikmet adı verilen bu şiirler zamanla toplanarak Dîvân-ı Hikmet mecmuaları meydana gelmiştir.

Ahmet Yesevî zamanlarıni üçe ayırırdı. Günün büyük bölümünde ibâdet ve zikirle meşgul olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü bölümünde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı. Hakkında nakledilen menkıbelerden anlaşıldığı kadarıyla Yesevî, dergâhtaki zikir usulü sebebiyle zamanındaki bazı âlimler tarafından eleştirilmiştir. O da bazı şiirlerinde içtenyetten uzak âlimler ile sahte sûfîleri tenkit etmiştir. Sohbetlerinde ve şiirlerinde en fazla işlediği konular Allah ve peygamber sevgisi, fakir ve yetimleri korumak, dinî kurallara riayet, güzel ahlâk, zikir, nefs ile mücadele, kendini eleştirmek (melâmet), ölümü düşünmek, manevî mertebeler ve bu mertebeleri aşmadan şeyhlik iddiasında bulunmanın kötülüğü gibi mevzulardı.

Rivayete göre Ahmet Yesevî altmış üç yaşına geldiğinde dergâhında yerin altına küçük bir oda şeklinde çilehane yaptırdı. Ömrünün kalan kısmını çoğunlukla orada ibadet ve tefekkürle geçirdi.

Ahmet Yesevî’nin İbrahim adında bir oğlu olmuşsa da kendisi hayattayken vefat etmiştir. Yesevî’nin nesli Gevher isimli kızı aracılığıyla devam etmiştir. Türkistan, Mâverâünnehir ve Orta Asya’da olduğu gibi Anadolu’da da kendilerini Ahmed Yesevî’nin neslinden sayan birden fazla ünlü şahsiyet çıkmıştır. Semerkantlı Şeyh Zekeriyyâ, Üsküplü Şâir Atâ ve Evliya Çelebi bu isimlerden birkaçıdır.

Ahmet Yesevi, 1166 senesinde 73 yaşında Kazakistan’da ölmüştür.

XIV. yüzyılın sonunda Emîr Timur, Türkistan bozkırlarında şöhreti ve nüfuzu iyice yayılmış olan Ahmet Yesevî’nin kabrini ziyaret edip kabrin üstüne bir türbe yapılmasını emretmiş, birkaç yıl içinde türbe, cami ve dergâhıyla birlikte bir külliye oluşturmuştur. Bugün bu türbe Orta Asya’nın en mühim ziyaret yerlerinden biridir. Ahmet Yesevî’nin çilehânesi ile türbesi içerisinde yüz metre kadar mesafenin olması, onun ilk ve asıl dergâhının çilehane bölgesinde olduğunu akla getirmektedir. Vefatından sonra toprağa verildiği yere zamanla büyük bir külliye yapılınca kütüphane, aşevi, mescid ve derviş hücrelerinden oluşan yeni ve daha büyük bir dergâh meydana gelmiş olmalıdır.

Eserleri:
1. Dîvân-ı Hikmet
2. Fakrnâme
3. Risâle der Âdâb-ı Tarîkat
4. Risâle der Makâmât-ı Erba‘în

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script