Albert Einstein Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Albert Einstein kimdir?, Albert Einstein kaç yaşında?, Albert Einstein evi nerede?, Albert Einstein nerelidir? Albert Einstein ev adresi?, Albert Einstein kaç yaşında?, Albert Einstein nerede oturuyor?, Albert Einstein nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Albert Einstein hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 14.Mart.187918.Nisan.1955 senesinde doğan Albert Einstein şu an için 76 yaşında ve Balık burcundandır. Albert Einstein doğum yeri ise Württemberg, AlmanyaPrinceton, Amerika olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Fizikçi olarak devam ettirmektedir.

Albert Einstein Kimdir? – Albert Einstein Evi Nerede? – Albert Einstein Nerede Oturuyor?

Albert Einstein Kimdir?, evi nerede?

Modern fiziğin kuramlarının oluşmasında büyük katkıları olan Albert Einstein’nın en bilinen teorilerinden biri İzafiyet Teorisi‘dir. Döneminde tartışmalara sebebiyet vermiş bu kuram ile uzay-zaman kavramları yeni şeklini almıştır. Avrupa ve Amerika’da bir çok üniversitede fizik, tıp ve felsefe alanlarında onursal doktora almaya hak kazanmıştır. 1921 senesinde Nobel Fizik Ödülü’nü alan Einstein, bunun dışında bir çok ödül ve nişan almıştır. Bunlar içerisinde Copley Nişanı(1925) ve Franklin Nişanı(1935) da bulunmaktadır. Ayrıca “Time” dergisinde yapılan “Yüzyılın İnsanı” adlı ankette “Yüzyılın İnsanı” seçilmiştir.

Albert Einstein, 14 Mart 1879 senesinde Almanya‘da Württemberg‘de dünyaya geldi. 1880 senesinin Haziran ayında ailesi Munich‘e taşındı. Babası Hermann ve abisi Yakob burada Einstein&Cie adında bir elektrik mühendisliği ile alakalı bir şirket kurdular. Einstein, konuşmaya geç başlaması dışında normal bir çocukluk geçirdi. 1884 senesinde eğitimi için özel dersler ve 1885 senesinde da keman dersleri aldı. Aynı yıl Yahudi olduğu halde Münih‘deki Katolik Okulu’nda eğitim hayatına başladı. 1888‘de yine bu şehirdeki Luitpold Gymnasium‘a geçerek eğitim hayatına devam etti. Eğitim yaşamından hoşlanmıyordu. 1894 senesinde ailesinin iflası sonucu İtalya‘ya yerleştiler.

Bugünkü adı “ETH Zürich” olan “Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü“ne gitmek için başvurdu fakat giriş sınavında başarısız olduğu için, İsviçre‘de Aarau‘da eğitim hayatına devam etti. Babasının istediği gibi elektrik mühendisi olamayacağını anladı. İki yıl sonra 1896‘da “Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü“ne matematik ve fizik öğretmeni olmak için gitti. James Clerk Maxwell‘in “Elektromanyetik Teorisi” üzerinde çalıştı. Bu okulda tek kadın öğrenci olan Mileva Maric ile tanıştı. Evlenmek için ailesiyle tanıştırdı fakat Mileva’nın yaşının büyük olması ve Yahudi olmamasından dolayı annesi evliliğe karşı geldi. Mileva’nın evlilik dışı hamile kalmasıyla doğan kızlarını evlatlık olarak vermek zorunda kaldılar.

1900 senesinin Haziran ayında mezun oldu. Ardından 21 Şubat1901‘de İsviçre vatandaşlığına başvurdu ve kabul edildi. Mayıs 1901‘den, Temmuz 1902‘ye kadar Winterthur ve Achaffhausen‘de özel ders verdi. Öğretmenlik için başvurduğu yerlerden fazla genç olması sebebiyle olumlu cevap alamıyordu. Sonra İsviçre‘nin başkenti Bern‘e gitti. Geçimini sağlamak maksadıyla matematik ve fizik dersleri vermeye sürüyordu. Bernese’deki “Akademie Olypia“ya katıldı. Bu sırada bir çok bilim adamıyla tanışma fırsatı buldu. Kariyeri için mühim bir adımdı. Ardından teknik asistan olarak İsviçre Patent Ofisi‘nde işe başladı. Einstein, mucitlerin patent alabilmesi için yaptıkları aletleri inceliyor ve elektromanyetik cihazların denetimini yapıyordu. Cihazların farklılıklarını ve zayıf yönlerini görerek, nasıl düzeltebileceği üzerinde çalışıyordu. Bazen o kadar çok değişiklik yapması gerekiyordu ki alet artık onun tasarımı haline bile gelebiliyordu.

6 Ocak1903 tarihinde ailesinin tüm karşı gelmelerine rağmen okul senelerında tanıştığı Mileva Maric ile evlendi. Kendisi de bir matematikçi olan Milena Maric ile bir çok ortak noktaya sahipti. 1904 senesinde ilk oğlu Hans Albert, 1910 senesinde da ikinci oğlu Eduard dünyaya geldi. İleriki senelerda Eduard şizofreni teşhisiyle Zürich’deki bir akıl hastanesine yatıldı ve yaşamını da burada kaybetti. Albert ise ileriki yaşamında California Üniversitesi‘nde profesörlük yaptı.

1903 senesinde artık İsviçre Patent Ofisi’deki işinde ilerlemeye başlamıştı. Makina Teknolojisine hakim bir duruma gelmişti. Bir yandan Max Planck‘ın kuantum teorisi üzerinde çalışıyordu. 1905 senesinde Zürich Üniversitesi‘de “A New Determination of Molecular Dimensions” adlı doktora tezini verdi ve doktor ünvanını aldı. Aynı yıl modern fiziğin temellerini oluşturan makalelerini yazmaya başladı. “Annus Mirabilis Papers” adlı bu çalışması ile bir çok bilim okulunda teorileri tartışılmaya başladı. Bu makalelerden üçü (Brownian Motion, The Photoelectric Effect ve Special Relativity) Nobel Ödülü’ne aday gösterildi. Nobel Ödülü’nün komitesindeki bir çok tartışmadan sonra “The Photoelectric Effect” adlı çalışması ile 1921 senesinde Nobel Fizik Ödülü‘nü aldı. “The Photoelectric Effect” adlı çalışmasında Quantum Fiziği üzerinde çalışmıştı. Işık tanecikleri ya da fotonlar ile alakalı hipotezini hazırladı.Yüzeyden elektron koparmak için son elektron düzeysinde az elektron bulunan alkali metalleri kullanmıştır. “hv=k+w” formülüyle fotonun olay sonundaki enerjisini hesaplamıştır. Bu makalelerin içinde bulunan “On The Electrodynamics of Moving Bodies” adlı çalışmasıyla farklı koordinat sistemlerinde bulunan sabit hızdaki farklı nesnelerin birbirlerine göre hareket ilkelerini açıklıyordu. Ardından yayımlanan “Does the Inertia of a Body Depend upon its Energy Content?” adlı makalede “E = m.c ²” formülünü ortaya atmıştır. 1906 senesinde son olarak “Planck’s Theory of Radiation and the Theory of Specific Heat“i yayımladı.

“Yalnızca iki şey sonsuzdur, evren ve insan ahmaklığı,
ilkinden o kadar da emin değilim.”
Albert EINSTEIN

1908 senesinde Bern’de okutman olarak vazifeye geldi. 1909 yılına gelindiğinde Zürich Üniversitesi‘de profesör olarak çalışmaya başladı. Bir süre Prague Charles Üniversitesi‘nde çalıştıktan sonra 1912‘de Zürich’deki görevine geri döndü. 1914 senesinde 1. Dünya Savaşı‘nın başlamasından sonra Berlin’de profesör olarak yerel bir üniversitede çalışmaya devam etti. Prusya’da Academy of Science‘a üye oldu. Prusya vatandaşlığına başvurdu. 1914‘den 1933 yılına kadar Kaiser Wilhelm Fizik Entitüsü‘nde müdürlük yaptı. Yine 1920‘den 1946 yılına kadar Leiden Üniversitesi‘nde üstün profesörlük ünvanıyla çalışmalarını sürdürdü.

1917 senesinde “On the Quantum Mechanics of Radiation” (Radyasyonun Quantum Mekaniği Üzerine) adlı makalesini yayımladı. 1919 senesinde Mileva’dan boşandı, sonrasında kuzeni Elsa Löwenthal ile evlendi. Elsa, Einstein’nın yaşlılık senelerında yanında oldu fakat hiç çocuk yapmadılar. 1915 senesinde Prusya’da Academy of Science’da bulunduğu sırada genel izafiyet kuramını oluşturdu. Newton‘nun çekim yasalarından yararlanarak kendi teorisini oluşturdu. 2. Dünya Savaşı‘ndan dolayı yayımları Almanya’dan dışarıya ulaşamadı. Einstein’nın bu yeni teorisi Hendrik Antoon Lorentz ve Paul Ehrenfest tarafından keşfedildi. İngiltere’deki bir çok astronom bu teoriyi inandırıcı bulmadı. 1917 senesindeki güneş tutulmasındaki gözlemler ile teorinin gerçekliği ortaya çıkacaktı. Ertesi yıl güneş tutulmasına ait fotoğraflar incelendi. Einstein, kütlenin uzay- zamanı geometrik olarak eğmesi, uzak yıldızlardan gelen ışıkların eğrilmesine yol açtığu savunuyordu. Bu eğrilik iç bükey olmalıydı. Bu teori bilim dünyasında büyük bir yankı uyandırdı.

1921 senesinde Einstein teorisi üzerinde çalışmak için New York‘a gitti. 1933 senesinde Adolf Hitler‘in ırkçı politikasından dolayı Alman vatandaşlığından çıkarak Amerika‘ya geçti ve buranın vatandaşlığına geçti. Amerika Birleşik Devletleri‘nde Princeton Üniversitesi‘nde Institute of Advanced Study‘de profesörlük hayatına ve çalışmalarına devam etti. 1945 senesinde Princeton Üniversitesi’nden emekli oldu. 1926 senesinde ise Leo Szilard ile zehirli gaz çıkarmayan buzdolabı projesi üzerinde çalıştı.

1933 senesinde Almanya‘da Nasyonal Sosyalist Partisi‘nin iktidara gelmesiyle yasalar yüzünden çalışmalarına izin verilmeyen 40 bilim adamı adına Mustafa Kemal ATATÜRK‘e bir mektup yazarak onların Türkiye‘de çalışmalarına devam etmelerini istemişti. Atatürk bu isteği kabul ederek İstanbul Üniversitesi‘nde çalışma olanağı tanımıştı.

Bu dönem Einstein’a İsrail Başbakanlığı teklif edildi fakat Einstein teklifi kabul etmedi. Dr. Chaim Weizmann ile Jerusalem Musevi Üniversitesi‘ni kurdu.

1945 senesinde Franklin Roosevelt‘e yazdığı mektupta nükleer silahların yapılabileceğinden bahsetti. Daha sonra nükleer silahların oluşumuna ve kullanılmasına yol açtığu için büyük pişmanlık duyduğunu hep sözlerine ekledi. Hayatının geri kalanında da Atom Bombası‘nın kullanım şeklinden rahatsızlığını dile getirerek, buna karşı bir tutum izledi.

1948 senesinde Brendeis Üniversitesi‘nin komitesinde görev aldı. 18 Nisan 1955 senesinde 76 yaşında iç kanama sonucu yaşamını kaybetti. “Generalized Theory of Gravitation” adlı çalışması yarım kaldı.

Ölümünden sonra otopsisini yapan Dr. Thomas Stoltz Harvey beynindeki anormaliyi fark etti. Paryetal lobunun normal bireylerinkinden %15 daha büyük olduğunu keşfetti. Beynin bu bölgesi matematik ve görsel yetenekle alakalı yeteneklerinin geliştiği bölge idi. Ayrıca Einstein’nın beyninin normal insanlardan %73 daha kıvrımlı olduğu gözlemlendi.

Einstein’ın araştırmaları (kronolojik sıra ile); Özel Görelilik Teorisi (1905), Görelilik (İngilizce çevirileri 1920 ve 1950), Genel Görelilik Teorisi (1916), Brown Devinimi Teorisi Üzerine Araştırmalar (1926), ve Fiziğin Evrimi (1938). Bilimdışı çalışmaları içerisinde Siyonism Hakkında (1930), Neden Savaş? (1933), Benim Felsefem (1934) en mühimleridir.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script