Büyük Katerina Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Büyük Katerina kimdir?, Büyük Katerina kaç yaşında?, Büyük Katerina evi nerede?, Büyük Katerina nerelidir? Büyük Katerina ev adresi?, Büyük Katerina kaç yaşında?, Büyük Katerina nerede oturuyor?, Büyük Katerina nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Büyük Katerina hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 02.Mayıs.172910.Kasım.1796 senesinde doğan Büyük Katerina şu an için 67 yaşında ve Boğa burcundandır. Büyük Katerina doğum yeri ise PrusyaRusya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Devlet Başkanı olarak devam ettirmektedir.

Büyük Katerina Kimdir? – Büyük Katerina Evi Nerede? – Büyük Katerina Nerede Oturuyor?

Büyük Katerina Kimdir?, evi nerede?

Aşklarıyla atasözlerine girmiş, aydın kişiliğiyle yoksul halkını refaha ulaştırmaya çalışmış devrimci Rus Çariçesi…

Büyük Katerina olarak da anılan II. Katerina, 2 Mayıs 1729 senesinde Prusya‘da dünyaya geldi. Asıl adı Sophie Augusta Frederike olan Katerina, Rus prensiyle evlenip Ortodoks mezhebine geçtikten sonra bu ismi aldı. Babası Prusya prensi ve ordunun da generaliydi.

1744 senesinde Rus Çariçesi Elizabeth, yeğeni Grand Dük Petro için uygun bir eş olduğunu düşünerek Sophie ve annesini Moskova‘ya davet etti. On dört yaşındaki küçük prenses, gelir gelmez müstakbel kocasıyla tanıştırıldı. Ama Petro, çirkin, hoyrat, hastalıklı ve pek de akıllı olmayan on altı yaşında bir delikanlıydı. Daha şimdiden içkiye ve eğlenceye düşkündü. Alman kızına daha ilk görüşmelerinde, kendisiyle evlenmeye razı olduğunu ama halasının yardımcılarından birine aşık olduğunu dile getirdi. Bunun yanında Sophie’nin annesi Çariçeyle devamlı kavga ediyordu. Bundan dolayı Sophie ve Petro 1745 senesinde evlendirildiler ve Sophie’nin annesi ülkesine geri döndü. Genç Düşes bu tarihten sonra bir daha ne annesini ne de babasını görebildi. Sophie, Moskova‘ya geleli kısa bir süre olmasına rağmen bu ülkeyi ve tanıştığı bu yeni kültürü benimsedi. Hatta bir Ortodoks rahibi getirterek annesinin tüm itirazlarına rağmen Katolik mezhebinden Ortodosk mezhebine geçti ve adını Katerina olarak değiştirdi.

Düşes olmasına rağmen hayatı son derece sıkıcı ve kötü geçiyordu. Petro karısını sevmiyor hatta onunla aynı odada bulunmaya bile dayanamıyordu. Ayrıca hala halasının hizmetçisiyle ilişkisini sürdürüyordu. Katerina güzel değildi ama hoş ve çekici bir kadındı. Bu sıkıcı ortamda kendini oyalayabileceği tek çıkar yol vardı: Evliliğinin altıncı senesinde kendine bir aşık buldu. Bu olayı kimse umursamadı, hatta en az aldırış eden de Petro’ydu. Böylelikle Katerina saray etrafındaki genç delikanlılarla aşk oyunlarına devam etti. 1754 senesinde oğlu Paul, dört yıl sonra da bir kızı dünyaya geldi. Her iki çocuğun da Petro’dan olmadıkları sanılır. Çariçe Elizabeth, çocukları yetiştirmek için annelerinden uzaklaştırdı. Böylelikle yalnız kalan Katherina’ya yine aşıklarından başka kimse kalmamıştı.

Sıkıcı ve korkunç seneler birbirini kovaladı. Elizabeth’in zulmü giderek artıyor, Petro’nun ahlakı gün geçtikçe kötüleşiyordu. 1762 senesinde Çariçe Elizabeth yaşamını kaybetti ve Katerina’nın kocası, III. Petro adıyla Çar oldu.

Bu olay Katerina’nın yaşamında bir kriz yarattı, ama bu keskin zekalı kadın olacaklara hazırlıklıydı. Tehlikeyi iyi biliyordu; Petro hala ilk sevgilisi Elizabeth Vorontzov’a tutkundu ve nefret ettiği karısı Katerina’dan ayrılıp onunla evlenmek istiyordu. Bunun yanında Petro’nun Almanlaşmaya başlaması, milliyetçileri kızdırıyordu. Almanca konuşuyor, üniformasını Almanların üniformalarına benzetiyordu. Oysa bu arada Alman uyruklu Çariçe her haliyle tam bir Rus vatandaşıydı. Böylelikle Rusya’daki Vatanseverler Partisi, Katerina’nın etrafında gittikçe güçlendi. Ama ortada garip bir paradoks vardı: Ruslar, Alman hayranı Çarlarına karşı bir Alman kadını tutuyorlardı. Petro’nun da Katerina’ya onu boşayıp ülkeden süreceğine dair tehtitleri artıyordu. Sonunda yanınna metresini de alan Petro, Oranienbaum’daki villasına çekildi. Böylelikle 22 Mart1762‘de Petersbourg‘dan uzaklaşarak imparatorluğu terketmiş oldu. Katerina ise orduyu örgütleyip yönetimi devralacağını ilan etti. Ordunun gücünü de arkasına alan Çariçe, Petro’yu tutuklattı. Hapsedilmesinden kısa bir süre sonra da yaşamını kaybetti. Ölümü üzerindeki sır perdesi hala kalkmamış olan Petro’nun ölüm kağıdına Katerina tarafından ”karın ağrısından ölmüştür.” yazıldı.

Katerina artık Rusya‘nın tek egemeniydi. Bu Alman asıllı kadın, görevini öylesine iyi yerine getirdi ki adının başına ”büyük” ünvanı takıldı. Bunun yanında sık sık değiştirdiği aşıklarıyla ilişkisine sürüyordu. Sevgililerini bakan yapıyor yada mühim görevlere atayarak onları Rusya’ya yararlı olmaya teşvik ediyordu.

Katerina’nın yönetimi altındaki Rusya, gün geçtikçe büyüyüp zenginleşti. Politik zekasıyla da kimseden etkilenmeden aşıklarını kendi yararına kullanmayı bildi. Yalnızca son aşığı olan Plato Zubof politikada söz sahibi olabildi.

Katerina, bunun bunun yanında büyük bir reformcuydu. Fransızların kültürlerini ve devrimci fikirlerini çok benimsemişti. 1766 senesinde işçi haklarını gözeten ”Yönetme Kuralları”nı paylaştı. Haksızlığa uğrayan halk için bir şeyler yapmaya kararlı olan Katerina, ”Yönetme Kuralları”nda Moskova’da aşağı sınıfın reformları ile ilgilenecek büyük bir komisyon kurulmasını istiyordu. Ne var ki soylu bireyler ve toprak sahipleri, adamlarının üzerindeki iktidarı kaybetmekten korktukları için bu oluşuma karşı çıktılar. Katerina da onların isteklerine boyun eğmek zorunda kaldı ve toprak sahiplerinin baskısıyla öyle kanunlar çıkardı ki, köylülerin durumu eskisinden de kötü oldu. 1773 senesinde Volg köylüleri Pugaçef başkanlığında bir isyan çıkardılar. Ancak isyan iyice büyümeden bastırıldı ve Pugaçev idam edildi. Bu olaydan sonra Katerina reformun artık kaçınılmaz olduğunu görerek 1775 senesinde yeni kanunlar çıkardı. Bir Alman hukukçusunun danışmanlığında ”Eycihazların Statüsü”nü paylaştı. Buna göre eyaletler kendi kendilerini yönetecek, her eyalette mahalli idare ve mahkemeler kurulacaktı. Bu olay gerçekten bir ilerleme hareketiydi. Nitekim ”Eyaler Statüsü”, XIX. yüzyılın ikinci yarısında II. Alexander’ın yaptığı diğer reformlar, eski yasaların yerini alıncaya kadar uzun süre uygulandı.

Dış politikası da ülkenin sınırlarını olabildiğince genişletmek olan Büyük Katerina, 1768 senesinde Prusya İmparatoru Frederik ile anlaşarak Osmanlılara ve Avusturyalılara karşı savaş ilan etti. Bu Osmanlılarla ilk savaştı ve altı yıl sürdü. Savaşı Rusya kazandı. 1787 senesindeki Osmanlı savaşlarında ise Katerina, Türklere karşı Prusya ve Avusturya’yla birleşti. Seferler neticesinde Rusya’nın sınırlarını Karadeniz kıyılarına, Kırım ve Kafkaslar’a kadar genişletmeyi başardı. Bunun yanında Polonya’yı ele geçirmeye çalışıyordu. 1772’de Polonya’nın bölünmesiyle bazı yerleri işgal etti. 1795‘te ise Polonya‘nın büyük bir kısmını Rusya topraklarına katmayı başardı.

Kültürlü kişiliğiyle birden fazla aydın kişiyi etrafında toplamayı bilmiş olan Katerina, Voltaire, Denis Diderot gibi ünlü Fransız yazar ve düşünürlerle dostluk kurdu. 10 Kasım1796‘da geçirdiği felç sonucu 67 yaşında yaşamını kaybetti. Ardından tüm Rusya yas tuttu.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script