Caravaggio Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Caravaggio kimdir?, Caravaggio kaç yaşında?, Caravaggio evi nerede?, Caravaggio nerelidir? Caravaggio ev adresi?, Caravaggio kaç yaşında?, Caravaggio nerede oturuyor?, Caravaggio nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Caravaggio hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 29.Eylül.157118.Temmuz.1610 senesinde doğan Caravaggio şu an için 39 yaşında ve Terazi burcundandır. Caravaggio doğum yeri ise Milano, İtalyaPorto Ercole, Toskana, İtalya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Ressam olarak devam ettirmektedir.

Caravaggio Kimdir? – Caravaggio Evi Nerede? – Caravaggio Nerede Oturuyor?

Caravaggio Kimdir?, evi nerede?

Barok sanat akımının ilk büyük sanatçısı olan Caravaggio, kendinden sonraki sanatçıları etkiledi. Eserleri sanat dünyasında devrim yapacak nitelikte sayıldı.

Caravaggio, 29 Eylül 1571 tarihinde İtalya, Milano’da doğmuştur. Asıl adı Michelangelo Amerighi ya da Merisi’dir. Lombardiya’nın Milano yakınlarındaki Caravaggio kasabasında dünyaya geldiğu için oranın adıyla ün yapmıştır. Babası Fermo Merisi, Caravaggio Markisi Francesco Sforza’nın yanında mimar ve dekoratör olarak çalıştı. Annesi Lucia Aratori, alt düzey aristokrat bir ailedendir. Aile, Milano’daki veba salgını esnasında Caravaggio kasabasına yerleşir, fakat kısa bir süre sonra, Caravaggio 11 yaşındayken babası yaşamını kaybetti.

Caravaggio, Hayata bir işçi olarak başladı. Resim yapmayı kendi kendine, hiç ders almadan öğrendi. Oniki yaşına gelince, Milano‘da Titian’ın öğrencisi olan Simone Peterzano‘nun atölyesine girdi ve 1584-1588 senelerı içerisinde burada çırak olarak eğitim aldı. Çıraklığı esnasında, Lorenzo Lotto, Leonardo da Vinci ve Girolamo Savoldo gibi sanatçıların izlerini taşıyan, Lombardiya resim sanatını öğrendi. Günlük yaşamdan sahnelerin, rengin ve gölgenin sade ve gerçekçi bir dille betimlendiği, gece fotoğraflarının yapıldığı bu üslup, Caravaggio’nun özgün üslubuna temel oluşturmuştur.

Caravaggio, 1588 senesinde Roma’ya gitti ve Arpino şövalyesiyle çalıştı. 1590’dan 1599’a kadar Roma‘daki Fransız kilisesi Saint Louis des Français’in Saint Mathieu kapellasını süsledi. Sonra Madonna del Topolo ve Saint Agostino kiliselerinde çalıştı. Son derece çabuk öfkelenen bir insan olduğu için yaşamı bi hayli gürültülü geçti.

Caravaggio, 1592 sonbaharında yapmaya başladığı Meyve Sepeti Taşıyan Çocuk isimli resmi, Caravaggio’nun Roma’ya yeni geldiğinde yaptığı ve sanat dünyasında bir nebze olsun bilinmediği döneme ait bir eseridir. Resimdeki model Caravaggio’nun o sırada 16 yaşındaki arkadaşı Mario Minniti’dir. Gelecekte bir çok resminde ona modellik yapacaktır. Siyah ve yeşil üzümler, elmalar, armutlar, kayısılar, incirler, narlar ve üzüm, armut ve etkileyici yapraklardan oluşan bir meyve buketi, kıvırcık saçları dağınık, kendi haline bırakılmış, aralanmış dudakları ve hafif baygın gözleriyle tutkulu bir yüz ifadesi ile genç bir adam, sepeti birine sunar gibi. Caravaggio’nun cellar denilen mahzen ışığı tekniğini tercih ederek yaptığı tablo, zıt ışık alanlarından oluşur.

Meyve Sepeti Taşıyan Çocuk isimli resmi, Tarih: 1593, Orijinal Boyut: 70 x 67 cm

Caravaggio’yu, 1588 senesinde Milano’dan Roma’ya gitmeye mecbur bırakan, bir kavga ya da cinayetle suçlanmasıdır. İlk gençlik senelerından beri kavgacı ve enteresan bir karakterdir. Yaşı ilerledikçe ve kariyerinde güçlüklerle karşı karşıya geldikça daha da huzursuz ve dengesiz bir kişiliğe dönüşür. Roma’daki ilk senelerında, kaldığı yerlerin izini süren bir yol haritası oluşturmak hemen hemen imkânsızdır. Devamlı ev değiştirir ve eli açık ev sahiplerinin hiçbiri ile rahat edemiyor gibidir. Caravaggio’nun Roma’daki ilk günleri, Milanolu işsiz ressamlar, heykeltraşlar ve taş oymacıları içerisinde geçer. Öncelikle, Lorenzo Siciliano adında, bilinmeyen bir sanatçının yanında iş bulur. Caravaggio ilk patronu, kalacak yer ve yiyecek karşılığında dinsel resimleri kopyaladığı rahip Pandolfo Pucci, Campo Marzio semtinde bir sarayda yaşamaktadır. Sanatçı, burada uzun süre kalmaz, yeniden sokaklara döner. Ağır bir hastalık geçirir, durumu umutsuzdur, fakat altı ay sonra iyileşir. Bu günlerde, ilk kişisel portresi olan Hasta Baküs’ü resimler. Ancak, bu eser üzerinde çalıştığı zamanda bacağındaki oldukça önemli rahatsızlık sebebiyle tedavi gören Caravaggio, yaşadığı fiziksel acıyı modelin yüzüne yansıtmasına rağmen, yaralı bacağını gizlemiştir. Bu resimde, uyguladığı Lombardiya resim sanatının, yarım figür gösterme özelliğini, daha sonra yapacağı resimlerde de uygulayacaktır. Uzmanlar, bu melankolik resmin, ressamın kendi portresi olduğunu kabul eder. Dionysos (Yunan şarap tanrısı) ya da İsa olarak bakabileceğimiz bu eserin başrolüne kendi aksini yerleştirmiştir.

Hilekarlar isimli tablosunda, masada yüz yüze duran iki genç, gerçekte aynı kişidir, ama zıt karakterleri yansıtırlar. Bu hilekar, bir eliyle oyun masasına yaslanmış, diğer eliyle arkasında kemerinden sahte bir kart çıkarır. Gencin yanındaki üçüncü kişi kartların sayılarını bakarken, arkadaşına parmaklarıyla üç işareti yapar. Yırtık pırtık eldivenler fakirlik göstergesi değil, işaret olan kartları tanımayı sağlar. Bu resmin 30’dan fazla kopyası bulunmaktadır.

Hilekarlar isimli tablosu

Caravaggio’nun, Roma’da gözlemlediği ve büyük bir gerçekçilikle betimlediği insan figürlerinin, resmin ön planını kapladığı üslubu bu sıralarda ortaya çıkar. Resimlerinde, sıradan insanları, ağır çalışma koşullarından vücudu deforme olmuş fakirleri, fahişeleri, giysilerini, yüz ifadelerini ve vücutlarını idealize etmeden, tüm gerçekçiliğiyle yansıtır. Bu eserlere egemen olan melankolik atmosfer, sanatçının yaşamı ilerledikçe yoğunlaşacaktır.

“Aziz Thomas’ın Şüphesi” adlı tablosu, Tarih: 1601

Vatikan Müzesi’nde bulunan “İsa’nın Çarmıhtan İndirilip Gömülüşü” adlı tablosu en ünlü yapıtlarından biri olma özelliğini taşır. Ayrıca Louvre Müzesi‘ndeki “Çingene Kadını”, Viyana‘da Belvédère Müzesi’ndeki “Dağılmış Tespih”le Berlin‘deki “Cupido”, Uffizi Müzesi‘ndeki “Dionisos” başyapıtları içerisinde sayılır. Caravaggio, günümüzde modern anlamda gerçekçi resmin öncüsü sayılmaktadır.

“İsa’nın Çarmıhtan İndirilip Gömülüşü” adlı tablosu, Tarih: 1602-1603

Caravaggio, 1606 senesinde da yine başı derde girdi. Roma‘dan ayrılmaya zorlandı. 28 Mayıs 1606’da bir kavga esnasında Roma’nın kenar mahallelerinden birinin çete önderi olan Ranuccio Tomassoni’yi yaşamını kaybettirür. Suçunun karşılığı olan ölüm cezasına çarptırılmamak için Roma’dan kaçar. Kavganın bir tenis maçı yüzünden çıktığı belirtilmekle birlikte, asıl nedeninin bir kadın olduğu kanısına varılmaktadır. Caravaggio’nun kavga esnasında, başına iki ağır darbe almış olması, olayı nefsi müdafaya dönüştürebilecektir, fakat sanatçının kabarık sabıka kaydı yüzünden, bundan öncekilerdeki hadiselerinı örtbas eden nüfuzlu tanıdıkları, bu olayı kapatamazlar. Colonna ailesinin yanına Napoli’ye gider. Daha sonra 8 ay sonra Malta‘ya gitti. Malta Şövalyelerinin önderi Alof de Vignacourt için resimler yapar. Vignacourt, sanatçının çalışmalarından öylesine tatmin olur ki, onu Şövalye ilan eder. Malta’da geçirdiği sakin günler, beş ay kadar sürer. Malta’da bir kavga neticesinde hapsedildi. 1608 Ağustos ayı sonlarında, Malta Şövalyeleriyle girdiği büyük kavgada, şövalyelerden biri ağır yaralanır ve Caravaggio tutuklanır. Bu durum, Malta Şövalyeleri’nin Caravaggio’nun ölümüne kadar sürecek bir intikam isteğine yol açar. Kapatıldığı zindandan, büyük olasılıkla Alof de Vignacourt’un yardımıyla kaçtı.

Caravaggio, 1608 senesinde Sicilya’ya geçti, Siracusa, Messina ve Palermo’da mühim resimler yaptı. Bunlar içerisinde Sicilya’nın koruyucu azizesi Azize Lucy’nin Gömülmesi, Lazarus’un Dirilişi ve Çobanların Secdesi bulunmaktadır. Sicilya’da Malta Şövalyeleri tarafından takip edildiğinden endişe etmektedir. Caravaggio’yu Sicilya’da anlatan kaynaklar, enteresan davranan, günlük giysileri üzerinde ve silahlı uyuyan, küçük bir eleştiride kendi resmini kılıcıyla parçalayan, yerel ressamları küçümseyen biri olarak aktarmaktadır.

Kendisi için en güvenli yerin Napoli’deki koruyucusu Colonna ailesi olduğunu, bu ailenin Papalık tarafından affını sağlayacağını düşünerek, dokuz ay sonra Napoli’ye döner. 1609 senesinde, Napoli’de bir kavgada yaşamını kaybettiğüne dair haberler Roma’ya ulaşır. Bir meyhanenin dışında saldırıya uğramış, ölümcül yaralı olarak sokağa terk edilmiştir, tedavi edilir ve yüzünü deforme eden derin bir yara iziyle birlikte iyileşir. Bu saldırının, Malta Şövalyeleri tarafından düzenlendiği sanılmaktadır.

Napoli’de geçirdiği günlerde, kendine Malta’da hep iyi davranmış ve onu korumuş olan Alof de Vignacourt’dan af dilemek için, şövalyelerin koruyucu azizi Vaftizci Yahya’yı yeniden yorumladığı Vaftizci Yahya’nın Başını Elinde Tutan Salome resmini gönderir. Bu resimdeki Vaftizci Yahya’nın kesik başı ile yine bunun yanında yaptığı Davut ve Goliath resminde, Goliath’ın kesik başı kendi portresidir. Davut ve Goliath resminde, otoportresi olarak yaptığı Goliath’ın başı, kendisine verilen ölüm cezasını çağrıştırmaktadır. Sanatçı, kendini bir günahkar olarak görmekte, pişmanlığını ve affedilme isteğini yansıtmaktadır. Bu resim, İncil’den alınan bir konunun en devrimci ikonografik yorumudur. Caravaggio günahı, onu yaşamını kaybettiren Davut ise İsa peygamberi simgelemektedir, Hz. İsa’nın yeryüzündeki temsilcisi Papa’dan affını dilemektedir.

“David with the Head of Goliath” adlı tablosu, Tarih: 1609-1610

Son eseri olan Azize Ursula’nın Şehit Edilmesi resminde, göğsünden okla vurulduğu anda resimlenen Azize Ursula, ölümü, mülayim bir tavırla karşılamaktadır. Caravaggio’nun, diğer resimlerindeki güçlü ışık-gölge etkisi bu resimde, Venedik resim sanatının puslu koyu kahverengi tonlarıyla yer değiştirmiştir. Sanatçının Sicilya ve Napoli’de yaptığı son resimlerinde, etkileyici bir üslup değişikliği göze çarpmaktadır. Büyük yüzeyleri aydınlatan güçlü ışığın yerine, mühim noktaları kısmi aydınlatan ölgün, cansız bir ışık gelmiştir. Resmin bütününe egemen olan siyah renk, figürlere de bulaşan ve sanki topraktan çıkmış izlenimi veren, detayları saklayan kahverengiye dönüşmüştür. Resimlerde enteresan bir belirsizlik ve karanlık egemendir. Caravaggio’nun tüm resimlerindeki hüzünlü ve melankolik atmosfer, daha yoğun hissedilmektedir.

1610 senesinin yazında, Papalık tarafından affedilme ümidiyle, Roma’ya doğru giden bir gemiye biner. Gemi, Palo limanına yanaştığında, Papalık muhafızlarınca, zorla karaya çıkarılır ve hapse atılır. Bu olayın da, Malta Şövalyeleri’nin tuzağı olduğu kanısına varılmaktadır. İki gün sonra serbest bırakılır, fakat gemi sanatçının resimleri ve eşyalarıyla birlikte çoktan yola çıkmıştır. Caravaggio, gemiyi yakalayabilmek için bataklık zeminli bir bölgede 200 kilometre yürüyerek, Porto Ercole’ye ulaşır. Sahilde baygın bulunur, hastaneye götürülür.

18 Temmuz 1610 tarihinde Roma’ ya dönerken İtalya’nın Toskana bölgesinde Porto Ercole şehrinde sıtmadan 39 yaşında yaşamını kaybetti. On gün sonra, o çok beklediği, Papalık tarafından affedildiğine dair resmi yazı geldi.

Barok sanatçılardan olan Caravaggio, kendinden sonraki sanatçıları etkiledi. Eserleri sanat dünyasında devrim yapacak nitelikte sayıldı. Aşırı gerçekçilikle yarattığı eserler dışında duygusal anlatımlı dinsel resimler de yaptı. Doğa gözlemlerini ayrıntıyla resme aktardı, ışığın kullanımında yenilik getirdi, karanlık alana tek kaynaktan kuvvetli bir ışık vermeyi yeğledi.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script