Carl Jung Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Carl Jung kimdir?, Carl Jung kaç yaşında?, Carl Jung evi nerede?, Carl Jung nerelidir? Carl Jung ev adresi?, Carl Jung kaç yaşında?, Carl Jung nerede oturuyor?, Carl Jung nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Carl Jung hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 26.Temmuz.187506.Haziran.1961 senesinde doğan Carl Jung şu an için 86 yaşında ve Aslan burcundandır. Carl Jung doğum yeri ise Kesswil, İsviçreKüsnacht, İsviçre olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise PsikanalistPsikolog olarak devam ettirmektedir.

Carl Jung Kimdir? – Carl Jung Evi Nerede? – Carl Jung Nerede Oturuyor?

Carl Jung Kimdir?, evi nerede?

Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan biri olma özelliğini taşır.

Carl Jung, 26 Temmuz 1875‘te İsviçre, Kesswill’de doğmuştur. Tam adı Carl Gustav Jung’dur. Basel Üniversitesi‘nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. Mutsuz bir ailenin çocuğu olan Carl Jung yalnız ve içe dönük bir çocukluk geçirdi, sonra bu kişiliğinden sıyrıldı. 6 yaşında Latince öğrenmeye başlayan Jung’un dil bilime ve edebiyata, özellikle antik edebiyata derin bir ilgisi vardı. Jung, birden fazla modern Avrupa dilinin bunun yanında Eski Hint kutsal kitaplarının dili olan Sanskritçe de dahil birden çok eski dilde yazılan yazıları okuyabiliyordu. İlk kariyer seçimi arkeoloji olmasına rağmen, Felsefeyle ilgilendi, özellikle Arthur Schopenhauer‘den etkilendi ve tıp öğrenimi gördü. 1895 senesinde Basel’de tıp eğitimi almaya başladı ve 1899 senesinde 24 yaşına geldiğinde ise psikiyatride karar kıldı.

Mezuniyetinin sonrasında Zürih’teki Burghoeltzli Akıl Hastanesinde görev alan Jung, burada şizofreni uzmanı (ve şizofreninin isim babası) Eugene Bleuler ile birlikte 1900 senesinde Eugene Bleuler‘in asistanı olarak Burghölzli’de psikiyatrist olarak hizmet vermeye başladı.

1902 senesinde okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları hususunda tezini tamamlayarak Doktorasını yaptı.

Daha sonra Paris’te bilinçdışı ve hipnoz üzerine çalışmalar yürüten Pierre Janet ile çalıştı. Paris‘te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 senesinde Emma Rauschenbach ile evlendi. Sigmund Freud’un Rüyaların yorumu kitabını okuduktan sonra onunla mektuplaşmaya başladı. 1907 senesinde Sigmund Freud ile Viyana’da tanıştı.

36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği’nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung, Sigmund Freud ile beraber çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.

1909 senesinde Sigmund Freud ile beraber Amerika’ya seminer vermek üzere yaptıkları bir gezi esnasında aralarındaki ilişki soğuklaşmaya başladı. Arkadaşlıkları soğudukça, aralarındaki kişisel ve teorik farklılıklar da yoğunlaşır. 1913 senesinde artık aralarındaki mektuplaşmalar da sonlanır. Carl Jung, Sigmund Freud’dan ayrıldıktan sonra vaktini yalnızlıkla ve kendi analizini yapmakla geçirir. Jung’un 1913-1917 senelerı içerisinde kendi bilinçdışı psişesinde yaptığı bu zorlu seyahate, Marvin Goldwert Yaratıcı Hastalık Dönemi der. Bu dönemin adeta vahiy benzeri içe doğuşlar, spiritüel keşifler, sezgiler, ruhsal bozukluklar, halüsinasyonlarla (Jung bunlara vizyon demiş) dolu olması dikkat çekicidir. Birinci Dünya Savaşı Carl Jung için bi hayli acı veren bir kişilik testi dönemi olmuştur. Bu bunun yanında, dünyanın şuana dek gördüğü kişiliğe dair en enteresan teorilerden birinin de başlangıcını oluşturur. Savaştan sonra Carl Jung bir çok yer gezdi; Afrika’daki, Amerika’daki ve Hindistan’daki kavimleri inceledi. 1946 senesinde emekli oldu ve 1955 senesinde eşinin ölümünden sonra gözlerden uzak yaşadı.

Sigmund Freud‘un yakın bir takipçisi olan psikolog, zamanla ondan ve Alfred Adler‘den ayrıldı. Analitik Psikoloji’nin kurucusu olan Carl Jung geliştirdiği kavramlara saplanıp kalmayarak devamlı yeni gözlemlere yönelmeyi önemsemişti. Klinik çalışmalarının yanında toplumsal, sanatsal ve dinsel konulara da eğilmiştir. İyi bir yazar da olan ünlü psikologun ünü ve etkisi 6 Haziran 1961’de ölümünden sonra da sürdü.

Carl Gustav Jung yalnızca psikoterapi bilim dalını değil, bunun yanında Psikoloji, Teoloji, Etnografi bilimi, Edebiyat ve güzel sanatları da etkiledi. Psikoloji bilim dalında kendisi tarafından bulunan ve yapılan kavramlar geniş biçimde kabul gördü. Misal verilecek olursa; kompleks, içedönük ve dışadönük, gölge, arketip (enerjikompleksler), kolektif (toplumsal) bilinçdışı, anima, animus.

Carl Jung, 14 Şubat1903 tarihinde zengin bir sanayici olan Johannes Rauschenbach’ın kızı yazar Emma Rauschenbach ile evlendi. Helene Hoerni, Gret Baumann, Marianne Niehus, Agathe Niehus, Franz Jung-Merker adlarında 5 çocuğu oldu.

Hayatında karısı dışında dönem dönem değişik kadınlar yer almış olsa da, hiçbiri eski bir hastası olan 30 yıllık metresi Toni Wolff kadar yer almamıştır. Hatta Jung’u yaratıcı hastalık zamanında yaşadığı anksiyete krizleri ve davranış bozuklukları esnasında sakinleştiren tek kişidir. İlişkiye girdiği diğer bir hastası da Sabina Spielrein’dir.

Carl Jung, 6 Haziran 1961 tarihinde Küsnacht, İsviçre’de 86 yaşında ölmüştür.

Jung, Protestan bir Hristiyandır, hiçbir zaman kiliseye gitmemiş olsa da, tam anlamıyla ateist olmamıştır. Klasik Hristiyan öğretiye inancı küçük yaşta zayıflar ve ergenlikte tamamiyle kaybolur. Küçük yaşta kaybettiği dışarıdaki Tanrı yerine, içerideki Tanrı’yı keşfeder, bunu psişe (kişiliğin tümü) modelinin göbeğine oturtur. Gerek İslam tasavvufunda, gerek doğu mistizmlerinde, gerekse sufi öğretilerinde yeri olan Vahdet inancını ve tasavvurunu, çocukluğundan beri yaşadığı Tanrı’nın varlığı hususunda yaşadığı zıt düşüncelerini yenmek için kullanmıştır. 1959’da bir röportajda, Tanrı’ya inanıyor musunuz? sorusuna, “Cevap vermesi güç. Biliyorum. İnanmaya ihtiyacım yok, biliyorum” diye yanıt verir.

Jung’un hobileri içerisinde, tahta oymacılığı, taş kesmeciliği, teknesiyle Bodensee Gölü civarında gezinmek sayılabilir. Ayrıca simya, arkeoloji, doğu felsefeleri, tarih, din, mitoloji, etnolojiyle faal olarak ilgilenmiştir. Jung, anadili Almanca’nın bunun yanında Latince, Yunanca, Fransızca ve İngilizce’yi iyi derecede bilirdi. Üretken bir yazardı. Yapıtlarının sayısı 20 cildi aşar, yaşamı ve yapıtları hakkında bildiklerimizin büyük bir bölümü, özyaşam öyküsünde bulunabilir. Bu özyaşam öyküsünü, senelerca yardımcılığını üstlenmiş olan dostu Aniela Jaffé kaydedip gözden geçirmiştir.

Kitapları :
1907 – Über die Psychologie der Dementia Praecox (Dementia Fracox Üzerine),
1912 – Wandlungen und Symbole der Libido (Libidonun Değişimleri ve Sembolleri),
1921 – Psychologische Typen (Psikolojik Tipler),
1928 – Die Beziehungen zwischen dem Ich und dem Unbewussten (Ben ile Bilinçdışı Arasındaki İlişkiler),
1928 – Über die Energetik der Seele (Ruhun Gücü Üstüne),
1929 – Das Geheimnis der goldenen Blüte (Altın Çiçeğin Sırrı),
1934 – Seelenprobleme der Gegenwart (Günümüzde Ruh Sorunu),
1940 – Psychologie und Religion (Ruhbilim ve Din),
1942 – Über die Psychologie des Unbewussten (Bilinçdışı Ruhbilimi),
1946 – Die Psychologie der Übertragung (Geçişme Ruhbilimi),
1948 – Symbolik des Geistes (Ruhun Sembolleri),
1952 – Naturerklärung und Psych (Tabiat Açıklaması ve Ruh),
1957 – Gegenward und Zukunft (Geçmiş ve Gelecek).
Carl Gustav Jung – Psikoloji ve Din
Carl Gustav Jung – Anılar, Düşler, Düşünceler
Carl Gustav Jung – Dört Arketipler
Carl Gustav Jung – İnsan Ruhuna Yöneliş
Carl Gustav Jung – İnsan ve Sembolleri
Carl Gustav Jung – Kırmızı Kitap
Carl Gustav Jung – Keşfedilmemiş Benlik

Makaleler :
Carl Gustav Jung – Psikoloji ve Okült

Carl Gustav Jung Sözleri:
Kimse bir başkasını yargılayabilecek kadar kusursuz değildir ama kendinde bu hakkı görebilecek kadar hadsizdir.

Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir.

Bir zehrin etkisinden kurtulmak istiyorsan, onu son damlasına kadar içeceksin.

İnsan ışığı düşünerek değil, karanlığı şuurlu hale getirerek aydınlanabilir.

Tüm dünya din hususunda ne düşünürse düşünsün, dinsel deneyim yaşamış biri, kendisine hayat, anlam ve güzellik kaynağı olan ve dünyaya ve insanlığa yeni bir göz alıcılık veren büyük bir hazineye sahip olmuştur. Barışa kavuşmuştur.

Bilinçdışı bizi bizden daha güzel bilir.

Yaşamımızın büyük bir kısmını bilinçdışında geçiririz.

Çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ipuçları vermeye çalışıyorum.

Görünüşünüz, yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakanlar düş kurar, içe bakanlar uyanış yaşar.

Artık elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsun.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script