David Hume Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

David Hume kimdir?, David Hume kaç yaşında?, David Hume evi nerede?, David Hume nerelidir? David Hume ev adresi?, David Hume kaç yaşında?, David Hume nerede oturuyor?, David Hume nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için David Hume hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 07.Mayıs.171125.Ağustos.1776 senesinde doğan David Hume şu an için 65 yaşında ve Boğa burcundandır. David Hume doğum yeri ise Edinburgh, İngiltereEdinburgh, İngiltere olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise FilozofEkonomistTarihçi olarak devam ettirmektedir.

David Hume Kimdir? – David Hume Evi Nerede? – David Hume Nerede Oturuyor?

David Hume Kimdir?, evi nerede?

İngiliz deneyciliğinin (amprizm) en büyük temsilcilerindendir.

David Hume, 7 Mayıs 1711 tarihinde İngiltere’de İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da doğmuştur. Edinburg Üniversitesi’nde felsefe okudu.

1734 senesinde 23 yaşında Fransa’ya gitti. Dört yıl kaldığı Fransa’dan dönerken, İnsan Doğası Üstüne Bir İnceleme (A Treatise on Human Nature) adlı eserini 1738 senesinde bitirdi.

Çalışmak zorunda olduğundan bir generalin yanında sekreterlik yapmaya başladı. Böylelikle anakara Avrupası’nda bir çok ülkeyi dolaştığı sırada ilk eserindeki düşüncelerini yeniden ele alıp işledi ve 1748 senesinde yayınlandı: An Enquiry into Human Understanding (İnsan Zihni Üstüne Bir Araştırma).

İngiltere’ye döndüğünde rahatça çalışıp, araştırma yayabileceği bir iş buldu; Edinburg Hukuk Fakültesi Kitaplık Memurluğu. Bu kitaplıkta çalıştığı senelerda History of England (İngiltere Tarihi) 1755 adlı eserini bitirdi. Bu eserin yarattığı etkiyle üne kavuştu.

1763 senesinde elçilik katibi olarak Fransa’ya gitti. Orada Jean Jacques Rousseau ve ansiklopedicilerle kurduğu yakın dostluk düşünsel zenginleşmesine katkıda bulundu. İngiltere’ye döndükten sonra kısa bir süre. Dışişleri Bakanlığı’nda çalıştı. Buradan ayrılarak Edinburgh’a döndü. Ölene kadar huzurlu ve sessiz bir yaşamı yeğledi.

Felsefesi:

David Hume, amprizmin mühim temsilcilerindendir. David Hume deneyciliği (amprizm) en mühim, dayanaklarından birini George Berkeley felsefesinde bulurken, John Locke’un görüşlerinden de mühim etkiler alıp, bunlarda da temellenir. Kalkış noktası “Tasavvurların Kaynağı Nedir?” sorusudur. Hume’a göre bilincin iki içeriği mevcuttur; izlenimler (impressiolar) ve ideler (ideas).

Hume’a göre deneyimlediğimiz şeyler hakkında izlenimlerimiz oluşur ve zihnimiz bu izlenimleri düşüncelere dönüştürür. Bu biçimde zihnin içeriği izlenim ve düşüncelerden oluşur. İzlenimler daha canlıdır ve duyu deneyimi esnasında ortaya çıkarlar. Duyu deneyiminden sonra arta kalan şey ise düşüncedir, kavramdır. Bir bakıma düşünceler, kavramlar izlenimlerimizin kopyalarıdır.

Her çeşit düşüncenin, idenin tasarımın kökeninin temel malzemesinin kesinlikle deney olduğunu savunarak, İngiliz deneyci geleneğini doruğuna çıkartır. Hume’a göre izlenimler ilkin bellekte ide durumuna girerler. Fakat her izlenim ide olur olmaz donuklaşır ve canlılığını yitirir. İzlenimlerin ideleri birleştirilirken anımsama mekanizması devreye girer. İşte bu bağlamda doğru ve yanlış olan düşünceler ortaya çıkar.

Bilgi insana ilişkindir ve insanda ortaya çıkar. İnsan dış dünyanın varlığını tam anlamıyla bilebilir mi? Doğru bilgi öznesini (obje) tam anlamıyla verebilir mi? Hume’a göre dış dünyanın varlığını tam anlamıyla bilmekten yoksunuz. Çünkü akıl, dış dünyayı ispatlamak da yetersizdir. Bu sebeple ona yalnızca inanabiliriz. Hume, insanın Rönesans’tan beri dayandığı en temel ilke olarak gördüğü nedenselliği şiddetle eleştirir. Ona göre bize, doğada nedenselliği verecek bir izlenim yoktur.

Doğada olaylar birbirleri sonrasında gelirler ve biz bunu algılarız. Ama hadiselerin ardarda gelmeleriyle hadiselerin dene etki ilişkisi içinde olmaları ayrı şeylerdir. Başka bir deyişle, doğadaki olaylar bize neden etki bağlantısına ilişkin izlenim vermezler. Öyleyse nedensellik algılanamaz.

İngiliz aydınlanmasının kuramsal temel dayanağı ve 18. yüzyıl İngiliz felsefesindeki temel bilgi akımı olan Hume deneyciliği ve felsefesi, Immanuel Kant’ı “dogmanit uykularından uyandırmış” ve Kant felsefesine olduğu gibi çağdaş Pozitivist felsefeye de mühim katkılarda bulunmuştur.

Ekonomik anlayışı:
Ekonomik doktrinler yönünden, merkantilistler ve klasikçiler içerisinde kalmıştır. Ekonomik analizlerinde insan doğası hakkında geliştirdiği düşüncelerine bi hayli yer vermiştir. Hume’un ekonomik düşünceye en büyük katkısı “paranın miktar teorisi” kavramıdır. Hume, bir ülkedeki kıymetli maden miktarının o ülkedeki kalkınmışlık düzeyini belirleyemeyeceğini asıl ekonomik kalkınmanın maden miktarını belirleyeceğini söylemiştir. Hume bunun bunun yanında serbest ticareti savunurken, bunun kaynakların rasyonel dağılmasını sağlayacağını söylemiştir. Hume, ekonomi bölgesindeki yazılarını “Writing on Economics” (1752-1758) adlı eserde toplamıştır.

David Hume, 25 Ağustos 1776 tarihinde Edinburgh, İngiltere’de 65 yaşında ölmüştür.

Kitapları :
1739-1740 – A Treatise of Human Nature (İnsanın Doğası Üzerine Bir İnceleme)
1742 – Essays Moral, Political and Literary (Ahlak, Siyaset, Yazın Denemeleri)
1751 – An Enquiry Concerning Human Understanding (İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma)
1752 – Political Discourses (Siyasal Söylevler)
1754-1762 – History of England (İngiltere Tarihi)
1757 – Natural History of Religion (Dinin Doğal Tarihi)

David Hume Sözleri:
Hürriyet, insanın bir hareket tarzını bir diğeri olanne tercih etmesinden ibaret değildir. Hürriyet insanın tercih ettiği biçimde hareket etmesidir.
Tanrı kötülüğü istiyor da gücü mü yetmiyor; öyleyse o güçsüzdür.
Eğer tanrı hem güçlü hem de kötülüğü yok etmek niyetinde ise bunca kötülük nasıl oldu da var oldu.
Din hakkında düşünceler doğa da tasarlanarak değil, yaşamdaki olaylar neticesinde yaşanan endişeden, insan aklındaki devamlı ümitten ve korkudan dünyaya geldi.
Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de bir başkasına öyle davran. Fakat ilk iyi davranışı sen yap.
En büyük rakam hangisidir? Bir.
Dindeki yanlışlar tehlikeli, felsefedeki yanlışlarsa yalnızca gülünçtür.
Beyindeki küçük çalkalanmaları düşünce diye nitelendirmek ne enteresan bir bunun bunun yanındalıktır.
Filozof ol ama ortaya koyduğun bütün felsefenin ortasında hala bir insan olarak kalabil.
İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden fakat çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script