Fausto Zonaro Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Fausto Zonaro kimdir?, Fausto Zonaro kaç yaşında?, Fausto Zonaro evi nerede?, Fausto Zonaro nerelidir? Fausto Zonaro ev adresi?, Fausto Zonaro kaç yaşında?, Fausto Zonaro nerede oturuyor?, Fausto Zonaro nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Fausto Zonaro hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 18.Eylül.185419.Temmuz.1929 senesinde doğan Fausto Zonaro şu an için 75 yaşında ve Başak burcundandır. Fausto Zonaro doğum yeri ise Masi kasabası, Padova, (İtalya) Avusturya İmparatorluğuSanremo, İtalya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Ressam olarak devam ettirmektedir.

Fausto Zonaro Kimdir? – Fausto Zonaro Evi Nerede? – Fausto Zonaro Nerede Oturuyor?

Fausto Zonaro Kimdir?, evi nerede?

Abdülhamit II zamanında saray ressamı olarak Osmanlı sarayına hizmet vermiş, oryantalist İtalyan ressamdır.

Fausto Zonaro, 18 Eylül 1854 tarihinde İtalya’da Padova eyaletine bağlı Masi kasabasında fakir bir ailede doğmuştur. Babası, bir duvarcı ustası idi. Gençliğinde duvar ve bina yapımı işlerinde çalıştı ve aranılan bir usta oldu. Bu işten sıkılınca ressamlığa merak sardı, özellikle kiliselerde fresk yenileme gibi sanatını gösterebileceği işlerde çalışmıştır.

Fausto Zonaro, 1870 senesinden beri Masi yakınlarındaki Lendinara’da bir teknik okulda 3 yıl resim öğrenimi gördü. Bu okulu bitirdikten sonra dönemin ileri gelen güzel sanatlar akademilerinden biri olan Accademia Cignaroli’ye girdi; usta bir ressam olan Napolone Nani’nin öğrencisi oldu. Askerlik görevi sebebiyle yarım bıraktığı eğitimini daha sonra Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nde bitirdi.

Fausto Zonaro, İtalya’nın Napoli, Roma ve sonra Venedik gibi değişik şehirlerine geziler yaptı. Bu gidiş gelişleri esnasında hep sanatını icra edebileceği, mutlu yer alacağı bir sanat çevresini ve yaşam şeklini bulmaya çalıştı. İlk sergisini İtalya’da açar ve büyük sükse yapar. Piyasanın kurtları ona bir sır verir, “ünlü olmak istiyorsan Paris’te çalışmalısın” tavsiyesinde bulunurlar. Fausto, Paris’te Boulevard da Cilehy’de bir atölye açar. Şan, şöhret, para, itibar, hani bir ressama ne lâzımsa hepsini yakalar. Tekrar İtalya’ya Venedik’e döner.

Bu senelerda hep huzursuzdur. Bu sıralarda kendisinden resim dersleri almak isteyen, Elisabeth Pante ile tanışır. Elisa’ya resim dersleri vermekle başlayan ilişkileri, birlikte daha güzel bir yaşam ve sanat ortamı arayışına kadar ilerler.

İstanbul, Fausto Zonaro ve sevgilisi Elisa için tutku haline gelmiştir. Avrupa’da sanatçı olarak kendini ispatlamaktan umutlarının kırıldığı bir sırada son derece girişken bir genç kız olan Elisabeth, kısa bir süre sonra eşi olacak Fausto Zonaro’dan önce davranır ve 1891 senesinde İstanbul’a hareket eder. Zonaro da Elisabeth’den 2 ay sonra, son derece güç koşullarda, İstanbul’a ulaşır. Pera’ya yerleşirler. Zonaro ilk günlerini anıtında şöyle anlatır.

“Elisa, sevgili eşim, İstanbul’da yaşama gücümü senin sayende kazandım… Başlangıç senelerını düşünüyorum da, suluboya tablolar yaparak geçimimizi sağladık. Çerçeve tamirleri yaptık, fotoğraf tab ettik… Fakat bize en yakın ilgiyi gösteren Yüksek Kaldırım’daki Zellich Kitabevi’nin sahibi Bay Zellich’i ve oğullarını asla unutmayacağım. Tablolarımı geniş vitrinine yerleştirmiş ve tanesine 1 lira değer biçmiştik. Tablolarım iyi satıldığından dolayı Bay Zellich benim adıma siparişler almaya başlamış ve ilk satılan dört tablonun parasını hemen vermişti. İstanbul’da ilk kazandığım para bu olmuştu.”

Kısa süre sonra yabancı elçilikler tarafından himaye edilmeye başladı ve İtalyan elçiliğinin desteğiyle elçilik mensuplarının eşlerinin devam ettiği bir resim kursu açtı.

Fausto Zonaro para kazanmak için, İstanbul’da Galata Köprüsü’nde turistlere küçük İstanbul tabloları yapar, Elisa da çektiği sokak fotoğraflarını suluboyayla renklendirerek ipek üzerine bastırıp satar. 1894, 1895 ve 1905’te İstanbul’da birer resim sergisi açtı. 1901 ve 1902’de İstanbul Salonu Sergilerine toplam 57 tablo gönderdi.

1900 senesinde, Avrupa’dan sanat yayınlarını incelerken bir dergide Floransa‘nın dünyaca ünlü fotoğraf ve sanat evi Fratelli Alinari’nin “Anne Sevgisi” temalı resim yarışmasının haberini gördü. Zonaro, ziyarette olan kız kardeşi Leonia ve küçük oğlu Faustino’yu model olarak tercih ederek “L’Amore Materno” (Anne Sevgisi) isimli bir tablo yaptı ve Floransa’ya gönderdi. Bu eseri birincilik ödülü kazandı. “L’Amore Materno” tablosu İtalyan okul ve sanat kitaplarına kapak oldu, kartpostallarda kullanıldı. Sergi sonrasında tabloyu Alinari ailesinin fotoğraf uzmanı ve editörü Vittoria Alinari, sanatçıdan yüksek bir fiyatla satın aldı. Bu başarıyı duyan Sultan Abdülhamit II Zonaro’dan saray için aynı tablonun röprodüksiyonunu istedi. Bu tablo bugün Dolmabahçe Sarayı’nda sergileniyor.

1902 senesinde Alinari resim yarışmasının tekrarlanacağı haberini alan Zonaro, Sultan’a sunduğu “Akşam Dersleri” adlı eserin benzerini ufak değişikliklerle tamamlayarak Floransa’ya gönderdi. Bu tablo 1900 senesinde olduğu gibi, ülkeler arası ödül kazanan tablolar içerisinde yerini aldı. Eser, İstanbul’da bir annenin gaz lambası ışığında, oğlunun derslerine yardım edişini gösteriyor.

1892 senesinde İstanbul, Şişli’de olan St. Esprit Kilisesi’nde Elisabeth Pante ile evlenirler. Bir gün Teşrifat Nazırı Münir Paşa tarafından Yıldız Sarayı’na davet edildi. Bunun yanında yeni çevre edinirler. Bunlardan bir diğeride Osman Hamdi Bey’dir, dost olurlar. Daha sonra Münir Paşa’nın eşine resim dersi vermeye başladı. Zonaro çifti İstanbul’da sanata yakın çevrelerde iyice tanındı. Zonaro, Münir Paşa’ya, eserlerini Abdülhamit II‘e göstermek istediğini dile getirdi. Bu isteği yerine getirildi. Abdülhamit Zonaro’nın suluboya tablolarını beğendi.

Zonaro 1896 senesinde bir cuma günü Galata Köprüsü’nden geçerken, Ertuğrul Süvari Alayı ile karşılaşır ve alayın heybetinden son derece etkilenir. Köprü üzerindeki bu manzaraya ve beyaz atlara hayran kalır. Her hafta cuma günleri Galata Köprüsü’ne giderek Ertuğrul Süvari Alayı’nın geçişini doyumsuz bir heyecanla seyretmeye başlar. Süvarilerin geçişini bekler, onlar yaklaştıkça portre etüdleri, üniforma ayrıntıları çizer, düğme sayısına varıncaya dek her ayrıntıyı eskizlerine aktarır.

Bir süre sonra öylesine tanıdık bir sima haline gelir ki, çalışırken alay kumandanı ve subaylar onu görünce selam verirler ve tebessümle dostluklarını ifade ederler. Zonaro ünlü Ertuğrul Süvarisi Köprüde tablosunu yapar. Bu tabloyu saraya sunar. Sultan Abdülhamit çok beğenir tabloyu ve 20 altınla beraber Ressam-ı Hazret-i Şehriyari yani Saray Ressamlığı ünvanı verir.

Yakın dostu Münir Paşa, Ertuğrul Süvari Alayı Köprüde tablosunu çok beğenir. Ama bir sorun mevcuttur. Resimdeki çıplak ayaklı çocuk ile çingene hoşuna gitmez. Zonaro şöyle anlatmıştır:

“Sarayın en nazik ve en cana yakın insanı, aziz dost Münir Paşa’nın huzurundayım… Bakın dedi, Padişah hazretleri yoksulluğu hiç sevmez ve yalınayak dolaşan bireylerin var olduğunu düşünemez. Bu oğlanı güzelce giydirmenin bir yolu yok mudur?”

Zonaro, resminde böyle değişikliği kabul etmez ve resim padişaha verilir. Aradan epey bir zaman geçer. Fransız Meclis Başkanı M. Paul Deschanel, Abdülhamit II’in tahta çıkışının 25. yıldönümünde kendisini ziyarete gelir. Tabloyu beğenince Abdülhamit II tabloyu ona armağan eder.

Sarayda duvarda boş kalan yeri doldurmak üzere Sultan Abdülhamit II aynı tablonun yeniden yapılmasını talep eder. Zonaro bir süre sonra Ertuğrul Süvari Alayı Köprüde adlı eseri tekrar yapar. Ancak bir takım değişikliklerle… Resmin ilk halinde alayın geçişini izleyen yalın ayaklı bir çocuk ve çingeneler bu kez bu tabloda yoktur. Yerini ise gayet iyi giyinimli İstanbullar ile Zonaro ve eşi yer alır. Belli ki Münir Paşa’nın önceden yaptığı uyarı etkili olmuştur.

1897’de bitirdiğı Hücum adlı resmin Sultan tarafından beğenilmesi üzerine, kendisine Akaretler Sıra Evleri’nde bir bina tahsis edildi. Sanatçının yaşadığı ve içinde atölyesini kurduğu bu ev, bir sanat merkezi işlevi kazandı. Sonraki senelerda ünlü Türk ressamları içerisinde bulunacak Celal Esad, Hoca Ali Rıza, Şehzade II. Abdülmecid, Celile Hikmet ve Mihri Müşfik Hanım gibi isimler atölyesinde ondan ders aldılar.

1905 senesinde Abdülhamit II, ressamdan İstanbul‘un Fethi’ni tasvir eden tablolar yapmasını istedi. Yaptığı bu tablolar çok beğenildi ve maaşına zam yapıldı.

Fausto Zonaro saray ressamı olarak sanat yaşamına devam ederken eşi Elisa, İstanbul manzaralarını fotoğraflayıp kıymetli bir arşiv oluşturmuş; bunun bunun yanında harem kadınlarının fotoğraflarını çekerek sarayın resmi portrecisi ünvanını almıştır.

Hareket Ordusu’nun komutanlarından Enver Paşa’nın babası Hacı Ahmet her yerde aranmaktadır. Zonaro, dostu Hacı Ahmet’i evinde saklar. 26 Nisan 1909’da Hareket Ordusu şehre girer. Ressam ve Hacı Ahmet, ertesi gün Enver Paşa’ya gider.

Enver Paşa, ressama hem poz verir hem de Sultan Abdülhamit II’in üç gün sonra tahttan indirileceğini söyler. Zonaro, bu sırrı padişaha söylememiştir.

Zonaro, II. Meşrutiyetin ilanıyla, Abdülhamit II’in tahttan indirilmesinden sonra Ekim 1909‘da saray ressamlığı görevinden azledildi. Ev ve atölye olarak kullandığı Akaretler 50 numaralı binada da fakat kirasını ödemek kaydıyla oturabileceği söylendi. İttihatçıların bu tutumundan rahatsız olan Zonaro İtalya’ya dönmeye karar verdi.

1910 senesinde önce fotoğraflarını 46 sandığa koyup anlaşmaya vardığı bir gemi şirketi ile Napoli Limanı’na, oradan da aktarmayla Roma’ya gönderdi. Zonaro’nun Napoli Limanı’nda 12 gün bekleyen fotoğraflarının pek çoğu kötü hava koşulları yüzünden zarara uğradı. Zonaro 20 Mart 1910 tarihinde eşiyle birlikte Orient Ekspres ile İtalya’ya döndü.

İstanbul’dan ayrıldıktan sonra İtalya’nın Sanremo kentine yerleşti ve İstanbul’u betimleyen resimler yapmayı sürdürdü. Ülkesinde artık ünlü bir ressamdı. 1911’de Roma’da açtığı sergiyi Ana Kraliçe ve İtalya Kralı III. Vittorio Emanuele gezdi. Sanatçının 1912’de Sanremo Kumarhanesi’nde açtığı sergiyi daha sonra Nice, Montecarlo, Rapallo, Cenova, Milano, Como ve Monza’da gerçekleştirilen sergiler izledi. Resimleri sanatçı yaşarken büyük bir hayran kitlesi tarafından izlendi, bundan dolayı İtalya’ya dönmesinden on yıl sonra, 1920’de eşinden ayrıldı ve kızıyla yaşamaya başladı. Kaleme aldığı anılarını 1924 senesinde basılmaya hazır hale soktu fakat kitap basılmadı, senelerca aile arşivinde kaldı. Söz konusu kitap 2008 senesinde Türkiye’de Abdülhamid’in Hükümdarlığında Yirmi Yıl/Fausto Zonaro’nun Hatıraları ve Eserleri adıyla yayımlandı.

1929 senesinde San Remo’da ölen Fausto Zonaro, bütün dünya çapında İstanbul’la alakalı tablolarıyla tanınır. 1929’daki ölümüne kadar İstanbul konulu resimler yapmaya devam eder. İstanbul’a dair anılarını da bu zaman içinde kaleme alır.

Fausto Zonaro, 1892 senesinde İstanbul, Şişli’de olan St. Esprit Kilisesi’nde Elisabeth Pante ile evlendi. İstanbul’da doğan beş çocuğu oldu. Faustone (d.1893), Maria, Faustino, Jolanda ve Mafalda adlarında çocukları oldu. Maria bebek yaşta ölmüş ve İstanbul’da toprağa verilmişti. 1920 senesinde eşinden ayrıldı ve kızı Mafalda ile yaşamaya başladı.

Fausto Zonaro, 19 Temmuz 1929 tarihinde İtalya, Sanremo’da 75 yaşında ölmüştür.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script