Feyhaman Duran Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Feyhaman Duran kimdir?, Feyhaman Duran kaç yaşında?, Feyhaman Duran evi nerede?, Feyhaman Duran nerelidir? Feyhaman Duran ev adresi?, Feyhaman Duran kaç yaşında?, Feyhaman Duran nerede oturuyor?, Feyhaman Duran nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Feyhaman Duran hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 17.Eylül.188606.Mayıs.1970 senesinde doğan Feyhaman Duran şu an için 84 yaşında ve Başak burcundandır. Feyhaman Duran doğum yeri ise Kadıköy, İstanbulİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Ressam olarak devam ettirmektedir.

Feyhaman Duran Kimdir? – Feyhaman Duran Evi Nerede? – Feyhaman Duran Nerede Oturuyor?

Feyhaman Duran Kimdir?, evi nerede?

Ressam, hattat

Özellikle Atatürk ve İsmet İnönü portreleriyle ünlenen Feyhaman Duran, Türk Resim Sanatı’nda, portre sanatının ilk ve en mühim temsilcisi sayılır.

Feyhaman Duran, 17 Eylül 1886 tarihinde İstanbul, Kadıköy’de Osmanağa Mahallesi’nde doğmuştur. Tam adı İbrahim Muslühiddin Feyhaman’dır. Babası şair ve hattat Süleyman Hayri Bey’i 6 yaşındayken, annesi Fatma Hanım’ı ise 24 yaşında iken 1910 senesinde kaybetti. Dedesi Duran Çavuş’un himayesinde 1895 senesinde Galatasaray Lisesi’ne kaydoldu. Burada, ressam Şevket Dağ, Tevfik Fikret ve Viçen Arslanyan Efendi’nin öğrencisi oldu. Okulda tarama kalem ve çini mürekkebiyle, daha sonra da yağlıboya resimleriyle dikkat çekti ve özellikle Hüsn-ü Hat, yani Güzel Yazı dersinde başarılı oldu. Altıncı sınıfını 1908 senesinde bitirince bir süre Bab-ı Ali’de kâtiplik yaptı. Aynı yıl kendi okulunda Fransızca güzel yazı öğretmenliğine başladı.

Feyhaman Duran, Galatasaray Lisesi’nde o zamandaki müdür Tevfik Fikret ile daha sonra sürecek olan bir dostluk kurar; Tevfik Fikret ve Galatarasay’ın resim öğretmenleri Viçen Arslanyan Efendi ve ressam Şevket Dağ’ın, Feyhaman’ın yeteneği karşısında, onu Paris’e gönderme çabaları sonuç vermez. Daha sonra Mısırlı Hıdiv Ailesi elemanı Abbas Halim Paşa‘nın, kızının resmini yapar. Resmi çok beğenen Paşa’nın beş kızı var, diğer kızlarının da fotoğraflarını yaptırdığı gibi Paris’e eğitim almaya da gönderir. Güzel sanatların çeşitli bölümlerinde başarı gösterenler içerisinden yaptığı seçimle Avrupa’ya gönderdiği öğrenci grubuna girerek 1911 senesinde Paris’e gitti.

1911 – 1914 senelerı içerisinde Paris’te üç ayrı okulda “Sanat Eğitimi” gördü. Paris’te o senelerda aynı amaçla olan genç Türk ressamlarının da devam ettiği Academie Julian’da Jean Paul Laurens Atölyesi’ne kaydoldu. Yine bunun yanında oğlu Paul Albert Laurens atölyesinde, Ecole des Beaux-Arts’da Fernand Cormon atölyesinde ve Arts Decoratif’te eğitim aldı. Bu sıralarda yaşanan İzlenimcilik akımına yakınlık duydu. Paris’te bulunduğu zaman zarfında empresyonizmin yanında ekspresyonizm, fovizm ve diğer sanat dallarını da inceler, sanat anlayışı ve tecrübelerini bi hayli geliştirerek yurda döner. Paris senelerı sağlam bir anatomi bilgisi kazanmasını ve tekniğini ilerletmesine olanak sağlar. I. Dünya Savaşı başlayınca İstanbul’a döndü.

İstanbul’a döndükten sonra hekim ve farmakoloji uzmanı Akil Muhtar ile Abbas Halim Paşa’nın evinde tanışırlar. Feyhaman Duran bu tarihten sonra Akil Muhtar’ın evini sık sık ziyaret eder. Kendisi de resim yapan Muhtar, muayenehanesine ve kliniğine enteresan vakalar gelince onların fotoğraflarını yapar. Akil Muhtar Portresi, deseninin sağlamlığı, empresyonizmi andıran ışık ve gölge uyumu, fotoğrafik benzeyiş ve valör doğruluğu (açık ve koyu tonlar içindeki ilişki, bunun yanında ton derecelerini de ifade eder) ile sanatçının teknik bakımdan manifestosu sayılabilecek düzeyde bir eserdir.

Feyhaman Duran, İstanbul’a döndükten sonra 1919 senesinde Sanayi-i Nefise Mektebi’nde ve kızlar için açılmış olan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğretmen olarak görev yapmaya başlar. Aynı yıl Dr. Akil Muhtar‘ın portresi ile katıldığı Galatasaraylılar Yurdu I. Resim Sergisi’nde hükümetten “zikr-i cemil” ödülü ile gümüş madalya kazandı, her sene bu sergiye katılmayı sürdürdü. 1951 senesinde emekli olana dek bu görevine devam eder.

Feyhaman Duran sonradan eşi olacak olan öğrencilerinden ressam Güzin Hanım ile burada tanıştı.

Feyhaman Duran, 19 Eylül 1922 tarihinde ressam ve hattat Güzin Duran ile evlendi. Çocukları olmadı.

1923 senesinde Türk Ressamlar Cemiyeti’nin yönetim kurulu kullanıcı hesabıne seçildi. 1926’da Sanayi-i Nefise Birliği, 1929’da Güzel Sanatlar Birliği adlarını alan dernekte yöneticiliği ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Soyadı kanunu çıkınca çok sevdiği dedesi Şair Duran Çavuş’un adını kendine soyadı olarak aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi‘nin gerçekleştirdiği yurt gezileri kapsamı içinde 1938 senesinde Gaziantep‘e gönderildi. Buradan on yapıtla dönen Feyhaman Duran 1939 Ocak ayında İbrahim Çallı ve Ayetüllah Sümer birlikte İsmet İnönü‘nün portresini yapmak üzere Ankara‘ya çağrıldı. Atatürk portrelerini ise canlı modelden çalışma olanağı bulamamasına karşın izlenimlerine ve fotoğraflara dayanarak yapmıştı.

Paris’teki eğitimi esnasında ilk kez canlı modelden çalıştığı nü’lerde kadının gövdesini, cinselliğini öncelemez, daha içe dönüktür. Renkçilikle işlenen resimlerinde ten, genellikle çıplaklarda görülen çekicilik yerine, bir tür kendine sığınmayı vurgular. Kompozisyonlarında da gövdenin devingenliğinden fazla ışık hareketliliği söz konusudur.

Portre sanatı dışında, doğaya karşı bitmez tükenmez bir sevgisi olan Feyhaman Duran, bu coşkulu ve şiirsel kişiliği özellikle peyzaj resimlerine yansıtmıştır. Atölye ressamı olarak atölyeye kapanıp kalmamıştır. Her fırsatta doğaya çıkıp onu gözlemlemiş ve izlenimlerini saptamaya çalışmıştır. Gençlik zamanında, Claude Monet’in olgunluk dönemi tarzı resimler yapmıştır.

Enli fırça vuruşlarıyla yaptığı resimlerde renk lekeleri birbiri içinde erimiştir. Olgunluk zamanında ise, sabırlı, dengeli ve sade bir anlatımla resimler yapmıştır. Feyhaman Duran’ın peyzajlarında konu, sanatçının üslubunu belirlememiştir. Figürlü resimleri çok azdır. Bu tür emsallarinde figür, konuyu ve kompozisyonu tamamlayıcı bir eleman olarak kullanılmıştır.

Feyhaman Duran’ın yaptığı fazlasıylaki Atatürk portrelerinin hepsi de çok başarılı yapıtlardır. Mustafa Kemal ATATÜRK ve İsmet İnönü’den Hasan Ali Yücel’e kadar Cumhuriyet’in şekillenmesinde rol sahibi bir çok ismi tasvir ettiği portreleriyle bu geçiş döneminin hem yakın tanığı hem de uygulayıcılarından biri olarak ön planda gözüküyor. Resmi kıyafetli bireylerin portrelerinde, modelin mesleğini ve sosyal durumunu belirtmek için kullanılan kıyafet ve aksesuarları abartmadan yerinde kullanmıştır.

Feyhaman Duran gerek yetiştiği ortamın etkisi gerekse duyduğu ilgi neticesinde, hat sanatıyla küçük yaşlardan beri ilgilenmeye başlar. Babası ve amcası hattat olan sanatçının, eşi Güzin Hanım’ın ailesinde de Yahya Hilmi Efendi gibi mühim bir hattatın bulunması, önceliği resme vermesine karşın ömrü boyunca hat sanatına da eğilmesine yol açmış ve bu sanata sevgisini eserleriyle göstermiştir. Galatasaray Sultanisi’nde İzzet Efendi’den, rık’a (Arap harflerinin en fazla kullanılan el yazısı şekili) dersleri almış olan sanatçı daha sonra Mahmud Bey Matbaası hattatı Tahsin Efendi ve Hattat Sami Efendi ile çalışmıştır. Sanatçı Paris’ten döndükten sonra da hatla uğraşmış ve özellikle celî sülüs levha kompozisyonlarıyla uğraşmıştır. Feyhaman Duran daha çok celî sülüs ve ta’lîk hattı (hat sanatında yazım şekilleri) tercih etmiştir. Ama divanî, celî divanî, muhakkak, nesih ve kûfi yazıları da mevcuttur. Sanatçı, hat sanatına bakışını şöyle ifade eder: “Nasıl ki şiirin bir kafiyesi varsa, çizgide de bir şiir mevcuttur. Yazıyı resim kadar severim. Yazı da resimdir.”

Feyhaman Duran, 6 Mayıs 1970 tarihinde İstanbul’da 84 yaşında ölmüştür. Yaşamının son iki senesinde görme yetersizliği sebebiyle resim yapamayan sanatçı, Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi.

Feyhaman Duran ve eşi ömürlerinin büyük kısmını Güzin Hanım’ın dedesi Hattat Yahya Hilmi Efendi’den kalan İstanbul Üniversitesi’ne bağışladıkları, Süleymaniye’de bulunan evde geçirdi. Sanatçının eşyaları ve eserlerinden oluşan Feyhaman Duran: İki Dünya Arasında adlı sergi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde 12 Ocak – 30 Temmuz 2017 tarihleri içerisinde ziyarete açıktır.

Kurulduğu zamanda İstanbul Deniz Müzesi tarafından sipariş edilen, Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonundaki minyatürleri tuvale aktardığı çalışmaları ve yine Topkapı Sarayı Müzesi’nde resmettiği peyzajları da sanatçının Osmanlı tarihine ve sanatlarına olan ilgisini gösteriyor.

Eşi Güzin Hanım’ın dedesi ünlü hattat Yahya Hilmi Efendi’den miras kaldığı anlaşılan, 19. yüzyıl hattatlarının eserlerini, Feyhaman Duran’ın yazdığı güzel yazıları ve Güzin Duran’ın yazı-resim kompozisyonlarını da içeren hat koleksiyonundan parçalar da sergi kapsamı içinde yer alıyor.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script