Franklin Roosevelt Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Franklin Roosevelt kimdir?, Franklin Roosevelt kaç yaşında?, Franklin Roosevelt evi nerede?, Franklin Roosevelt nerelidir? Franklin Roosevelt ev adresi?, Franklin Roosevelt kaç yaşında?, Franklin Roosevelt nerede oturuyor?, Franklin Roosevelt nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Franklin Roosevelt hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 30.Ocak.188212.Nisan.1945 senesinde doğan Franklin Roosevelt şu an için 63 yaşında ve Kova burcundandır. Franklin Roosevelt doğum yeri ise New York, AmerikaWarm Springs, Georgia, ABD. olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Devlet Başkanı olarak devam ettirmektedir.

Franklin Roosevelt Kimdir? – Franklin Roosevelt Evi Nerede? – Franklin Roosevelt Nerede Oturuyor?

Franklin Roosevelt Kimdir?, evi nerede?

Amerika Birleşik Devletleri’nin 32. Başkanıdır. Başkanlığa 4 kez seçilmiştir.

Franklin Delano Roosevelt, 30 0cak 1882 doğumlu Amerika Birleşik Devletleri eski başkanı. 19331945 arası görev yapan Roosevelt, ülkede 2 zamandan fazla süre başkanlık yapan tek isim olma özelliğini taşıyor. Ülke çapında yapılan anketlerde ise gelmiş geçmiş en iyi 3 başkandan biri seçiliyor. 1930lu senelerın Büyük Bunalım’ının gölgesi altında sosyal güvenlik sistemini kurmayı ve ekonomiyi atağa kaldırmayı başarmış bir isim.

Franklin Roosevelt, 30 Ocak 1882’de Hyde Park, New York’ta dünyaya geldi. Hem annesi Sara Ann Delano hem de babası James Roosevelt, New York’un zengin ve soylu ailelerindendi, babası Hollanda, annesi ise Fransız kökenliydi. Franklin, ailenin tek çocuğuydu.

ABD’nin 26. Başkanı olan Theodore Roosevelt de aynı ailedendir ve Franklin D. Roosevelt’in eşi Eleanor Roosevelt’in amcasıdır.

Roosevelt, bunun bunun yanındalıklı bir ortamda büyüdü. Annesi, babasından daha dominant bir karakterdi. Avrupa’ya yaptıkları sık ziyaretlerin sonucu olarak Roosevelt iyi derecede Almanca ve Fransızca öğrenmişti. Kürek, polo, tenis gibi spor dallarına merak sarmıştı.

Roosevelt, 14 yaşında Massachusetts’teki Groton School adlı yatılı okulda okudu. Okul müdürü Endicott Peabody’den fazla etkilenmişti çünkü müdür, öğrencilerini yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye sevk ediyordu. 1900 senesinde başladığı Harvard Üniversitesi’nden 1904 senesinde mezun oldu. Lisans derecesini Harvard Üniversitesi’nden aldı, bu sırada Adams House adlı lüks bir evde kalıyordu ve Alpha Delta Phi derneğinin bir üyesiydi. Lisans öğrenimi esnasında kuzeni Theodore Roosevelt’in Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı’na şahit oldu ve onun önderlik tarzından çok etkilendi, onu rol modeli olarak benimsedi.

Roosevelt 1905’te Columbia Hukuk Okulu’na girdi fakat 1907’de New York State Baro sınavını geçtiği için okulu bıraktı. 1907′de New York’ta avukatlık yapmaya başladı. 1908’de prestijli bir Wall Street şirketinde işe girdi, burada anonim şirket hukuku dalında çalıştı.

Franklin Delano Roosevelt, Birinci Dünya Savaşı esnasında Deniz Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde sivil olarak görev yaptı. 1913 – 1917 senelerı içerisinde donanmanın gelişimi için çalıştı. Mart 1913′te deniz kuvvetleri bakan yardımcılığına atandı ve Birleşik Devletler Donanma Rezervi’ni kurdu. 1918’de Amerikan donanma üslerini incelemek maksadıyla İngiltere ve Fransa gezilerine çıktı. Bu sırada Winston Churchill’le tanıştı. Kasım 1918’de 1. Dünya savaşı’nın bitişinin sonrasında seferberliğin bittirilmesinden sorumlu oldu fakat donanmanın dağıtılmasına tamamiyle karşıydı. Haziran 1920’de, donanmadaki görevinden istifa etti.

1910’da Roosevelt, 1884’ten beri bir demokratı seçmeyen New York State Senatosu’na katıldı. 1 Ocak1911’de gerçek anlamda siyasete atıldı, bir grup reformcunun başkanı oldu. Bu grup, Demokratik Parti’ye uzun süredir hükmeden gruba karşı çıkıyordu. Kısa bir süre içinde Roosevelt, New York demokratlarının içerisinde popüler bir isim oldu. 5 Kasım1912’de ikinci kez seçildi ve 17 Mart1913’te New York State Senatosu’ndan istifa etti.

1913’te Roosevelt, Woodrow Wilson tarafından donanmanın asistan sekreteri seçildi. Sekreter Josephus Daniels’ın altında görev yapıyordu. 1913 – 1917 senelerı içerisinde donanmanın gelişimi için çalıştı ve Birleşik Devletler Donanma Rezervi’ni kurdu. Wilson, bu sırada donanmaya Orta Amerika ve Karayip ülkelerine müdahale görevi verdi. 1920’de başkan yardımcılığı seçilme kampanyası esnasında yaptığı konuşmalarda siyasetçi, Latin Amerika siyasetinde çok mühim bir etkisi olduğunu, hatta Amerika’nın 1915’te Haiti’ye dayattığı anayasayı da kendisinin yazdığını dile getirdi.

Donanmada görev yaptığı seneler boyunca Roosevelt, bu kuruma karşı ömür boyu sürecek bir bağ oluşturdu. Kısa bir süre içinde, yöneticilik yeteneği aracılığıyla devletin bir çok kurumuyla bütçe onaylamaları hakkında pazarlığa girişiyor ve her daim kazanan o oluyordu. Denizaltılarının savunucusuydu ve Alman denizaltılarıyla savaşmak için müttefik devletlerle işbirliği yapılmasını savunuyordu. Hatta bu amaç için Norveçİskoçya arasına denizden bir mayın hatı döşemeyi teklif etti. 1918’de Amerikan donanma üslerini incelemek maksadıyla İngiltere ve Fransa gezilerine çıktı. Bu sırada Winston Churchill’le tanıştı. Kasım 1918’de 1. Dünya Savaşı’nın bitişinin sonrasında seferberliğin bittirilmesinden sorumlu oldu fakat donanmanın dağıtılmasına tamamiyle karşıydı. Haziran 1920’de, donanmadaki görevinden istifa etti. 1920’de, Ulusal Demokrasi Kongresi’nde Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı adayı olarak seçildi.

1920 senesinde ABD Başkan Yardımcılığına adaylığını koydu ama seçimi kazanamadı.

1921 senesinde Franklin D. Roosevelt o zamanda çok büyük salgın halinde olan çocuk felcine yakayı ele verdi. Hastalığı yenmesine karşılık bacaklarına gelen felç yüzünden yaşamının geri kalan bölümünde bir daha yürüyemedi. ABD tarihinde özürlü olan tek başkandır. Ayakta durup konuşma yapabiliyordu ama yürüyemediğinden tekerlekli sandalyesiz bir yerden bir yere gidemiyordu. 1926’da Georgia’da bir yer satın aldı, burayı felçlilerin tedavi olabileceği bir hidroterapi merkezine dönüştürdü ve kendisi de burada tedavi görmeye başladı. Kalçalarına ve bacaklarına takılan demirler aracılığıyla kısa mesafeler de olsa yürümeye başladı. Halkın karşısında değilken tekerlekli sandalye kullanıyordu ve onu kimsenin bu biçimde görmesine izin vermiyordu. 2003’te yapılan bilimsel çalışmalar, siyasetçinin rahatsızlığının Guillain-Barre sendromu olduğunu ortaya koydu.

1928’de Roosevelt, politik kariyerine geri dönmeye yetecek kadar iyileştiğini düşünüyordu. Hastalığı esnasında Demokratik Parti’yle önceden kurduğu bağları koparmamaya çalışmış ve 1928 seçimleri Demoktarik Parti başkan adayı olan Alfred Smith’le de yakın dost olmuştu.

1928 senesinde New York eyaletine vali seçilmeyi başardı. 4 yıl valilik yaptıktan sonra da 1932 seçimlerinde ABD‘nin 32. Başkanı olarak seçildi.

Roosevelt çok zor bir zamanda başkanlığa gelmişti. Roosevelt işbaşına geldiğinde ABD 1929’dan beri Büyük Buhran adı verilen tarihinin en büyük ekonomik çöküntüsü yaşamaktaydı. Nüfusun % 25’i işsizdi. 2 milyon Amerikalı evsiz barksız kalmıştı. Roosevelt Yeni Düzen adıyla anılan çok yönlü bir yeniden yapılanma programı geliştirdi ve 1930’ların sonuna doğru ABD ekonomisi tekrar rayına oturup, hızla büyümeğe başladı.

Rooseelt’in vazifeye geldiği günden sonraki ilk 100 günü, stratejisinin ilk kısmına, yani rahatlamaya eğiliyordu. Bunun bunun yanında yatırım yapmaya ve para harcamaya çekinen kesimi rahatlatmak için de bir çok hareketiyle güven ortamı yaratmaya çalıştı. Başkanın doğal bir güven ve iyimserlik yanının olması da ülkenin gidişatında çok etkili oldu. Göreve geldiği gün banka paniği yaşanıyordu. Ünlü sözlerini bu zaman söylemişti: “Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir”. Ertesi gün bankaların açılmasını sağlamıştı ve bu hareketi “kendine gelme” stratejisinin bir parçasıydı. Amerikan ekonomisi, Roosevelt’in başkanlığı esnasında hızla büyümeye başladı. Ancak bu büyüme yüksek düzeyde işsizliği de yanında getirmişti. Bu zamanda Başkan, vergi gelirlerinde de değişikliğe gitti, toplanan vergiler büyük oranda arttı. Vergiler 2. Dünya Savaşı senelerında daha da arttı.

15 Şubat 1933 tarihinde Giuseppe Zangara isimli biri, Roosevelt’e suikast girişiminde bulundu. Sıktığı 5 kurşun siyasetçiye isabet etmedi fakat Chicago valisi Anton Cermak yaşamını kaybetti.

1919’da “Ülkeler Ligi”ne katılmayı reddeden Amerika, dış politikada izolasyona doğru gitmeye başlamıştı. Roosevelt, bu izolasyonu körüklememeye çalıştı. Latin Amerika’yla iyi komşuluk ilişkileri oluşturulmaya çalışıldı. Haiti’deki Amerikan güçleri geri çekildi, kuba ve panama’yla yeni anlaşmalar imzalandı. 1933’te imzaladığı anlaşmayla Başkan, Latin Amerika ülkelerinin içişlerine karışma hakkını elinde barındırdığınu açıkladı.

1936 senesindeki başkanlık seçimlerini yine Roosevelt kazandı. Birinci dönemin aksine, ikinci zamanda çok az sayıda yeni ana kanun yürürlüğe girdi. Başkan, hızla gelişmekte olan işçi sendikaları tarafından destekleniyordu. Bu sırada Almanya’da Adolf Hitler’in hızlı yükselişiyle körüklenen yeni bir dünya savaşı korkusu mevcuttu. 1935’te, İtalya’nın Etiyopya’yı işgali esnasında Amerika’da, Amerikan güçlerinin yardım amaçlı ülke dışına çıkarılmasını yasaklayan yasa çıkmıştı. Roosevelt, Etiyopya gibi yardıma muhtaç ülkelerin durumu yüzünden bu yasaya karşı çıkmıştı, kardeş ülkelerin yanında olma haklarını engellediğini savunuyordu. 1939’da savaş patlayınca, bu tarafsızlık yasasını göz ardı eden Roosevelt, İngiltere ve Fransa’ya yardım etmenin yollarını aramaya başladı. Bu sırada da, 1940’ta İngiltere Başbakanı olan Winston Churchill ile yakın dost oldu. Anti-emperyalist olan Başkan’ın amaçlarından biri dünya üzerindeki kolonileşmeyi bittirmekti.

1940’ta Danimarka, Norveç, Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa’nın işgal edilmesiyle işgale dayanamayacak hale gelen İngiltere’nin durumunu göz önüne alan Amerikan halkı ve politikacıları, Roosevelt’in arkasında durarak askeri harcamaların arttırılmasına, tarafsızlık politikasının feshedilmesine ve acilen İngiltere’ye yardım edilmesine karar verdiler.
1941’de işsizlik ciddi derecede azaldı, hatta işçi ihtiyacı Güney ülkelerinden göçe yol açtı. Yurtiçi politikaları artık Başkan’ın bir numaralı endişesi değildi.

1941 Ağustos’unda İngiltere Başbakanı Winston Churchill ile bir gemide buluşarak sekiz maddelik Atlantik Sözleşmesi’ni imzaladı.

Roosevelt, Afro-Amerikanlar, Yahudiler gibi azınlıkların saygısını kazandı ve onları arkasına almayı büyük oranda başardı. 1941’in başlarında, savaş zamanı yaşanan yeni iş olanaklarından yararlanmaları için azınlıklara yönelik bir dizi kanun çıkarttı. Afro-Amerikanların orduda daha üst kademelere getirtilmeleri için çalışmalar yaptı. Ancak 1960larda, 2. Dünya Savaşı esnasında Yahudi soykırımını engellemek için yeterince çalışmadığından dolayı bazı kesimler tarafından kınandı.

Japonya‘nın Büyük Okyanusda ABD‘ye ait olan Pearl Harbor limanına 7 Aralık 1941 sabahı saldırmasıyla ABD II. Dünya Savaşı‘na dahil oldu. Franklin Roosevelt savaşın aşağı yukarı tamamında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak görev yaptı. Müttefik devletlerle Almanya, İtalya ve Japonya‘ya karşı önderlik etti. 1945’te savaşın son senesinde müttefiklerin üstünlük sağlamaya başladığı bir zamanda aniden hastalanarak 12 Nisan 1945 tarihinde görevi başında yaşamını kaybetti. Yerini o zamanki başkan yardımcısı olan Harry S. Truman aldı.

1999’da yapılan bir araştırmaya göre, tarihçiler Abraham Lincoln, George Washington ve Franklin Roosevelt’i gelmiş geçmiş en iyi üç başkan olarak görüyor. Ayrıca Amerikan vatandaşları, Roosevelt’i 20. yüzyılın en hayran olunan 6. kişisi olarak seçmiş. Başkan, Amerika’yı çok ağır bir ekonomik bunalımdan kurtardığı, Amerikan halkına herşeyden önce psikolojik anlamda destek verdiği, bunun yanında ülkeyi dünya çapındaki önderlik düzeysine taşımada büyük bir adım attığı ve politikalarıyla bugünü dahi etkilediği için tüm dünya ülkeleri yönünden mühim bir politikacı olarak görülüyor. Roosevelt’in Hyde Park’taki evi şu anda bir ulusal müze. Ayrıca ülkede onlarca parka, sokağa, okula onun adı verilmiş.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script