Frida Kahlo Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Frida Kahlo kimdir?, Frida Kahlo kaç yaşında?, Frida Kahlo evi nerede?, Frida Kahlo nerelidir? Frida Kahlo ev adresi?, Frida Kahlo kaç yaşında?, Frida Kahlo nerede oturuyor?, Frida Kahlo nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Frida Kahlo hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 06.Temmuz.190713.Temmuz.1954 senesinde doğan Frida Kahlo şu an için 47 yaşında ve Yengeç burcundandır. Frida Kahlo doğum yeri ise Coyoacan, MeksikaMeksika olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Ressam olarak devam ettirmektedir.

Frida Kahlo Kimdir? – Frida Kahlo Evi Nerede? – Frida Kahlo Nerede Oturuyor?

Frida Kahlo Kimdir?, evi nerede?

Meksikalı ressam. Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón‘dur. Resimleri sürrealist akımla ilişkilendirilse de keskin ve acı gerçekliği yansıtmaktadır. Fırtınalı bir hayatı olmuş, hastalığı, resim sanatına kattıkları, ilişkileri ve yeteneğiyle dikkat çekmiştir. Pablo Picasso’nun “Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz” dediği sanatçının 70 eserinin 50’si ressama hayranlığıyla bilinen Madonna tarafından satın alınmıştır. Oto portreleriyle tanınan Frida’nın hayatı, yönetmenliğini Julie Taymor‘ın yaptığı ve
Salma Hayek‘in sanatçıyı rol aldığı 2002 tarihli Frida filmiyle beyaz perdede hayat bulmuştur. Kahlo, yaşarken ünlü olmuş, fotoğraflarının çoğu satmış nadir sanatçılardan biridir.

6 Temmuz1907’de Coyoacan, Meksika‘da, Macar Yahudisi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ve Kızılderili asıllı
Matilde Calderon Gonzales’in dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Kahlo ilerleyen senelerda doğumgününü 6 Temmuz1907 değil de Meksika Devrimi‘nin gerçekleştiği 7 Temmuz1910 günü olarak ilan edecekti. Çünkü yaşamının modern Meksika’nın doğuşuyla başlamış olmasını istiyordu. Ailesiyle birlikte Coyoacan bölgesinde oturdukları evlerinin dış duvarları kobalt mavisi ile boyalı olduğu için “Mavi Ev” olarak anılıyordu. Frida’nın doğumundan kısa süre sonra, annesi hastalanmış ve kızına süt veremeyecek hale gelmişti. Bu zamanda Frida’yı emzirmesi için Kızılderili bir sütanne bulundu. Bu durumun Kahlo’yu etkilemeyeceğini düşünüyorlardı fakat Frida seneler sonra yapacağı resimlerden birinde sütannesini, Meksikalı yönünün mitik bir halde bedenlenmiş hali olarak gösterecekti. Annesini çok nazik, zeki ama bunun yanında zalim, hesaplı ve fanatik bir halde dindar olarak tanımlayan Kahlo’nun babasıyla ilişkileri her daim iyi olmuştu. Günlüğüne babasıyla alakalı olarak yazdıkları, bay Kahlo’nun şefkat ve çalışkanlığın olağanüstü bir simgesi olduğu, Frida’nın tüm poblemlerina anlayışla yaklaştığı yönündeydi. 6 yaşında çocuk felci geçiren Kahlo’nun bu sebepten, bir bacağı diğerine göre daha inceydi. Sinirleri etkileyen çocuk felci sebebiyle hastalar solunum zorluğu sebebiyle yaşamını kaybediyordu. Frida ise sağ bacağındaki incelme ile kurtulmuştu. Bundan dolayı hep uzun etekler giyen Kahlo, kendisine “Tahta Bacak Frida” denmesine bi hayli içerliyordu.

Kahlo, üç kızkardeşi olmasına rağmen bir erkek çocuk gibi büyümüş, okul senelerında da daha çok erkek çocuklarla arkadaşlık kurmuştu. Başarılı bir öğrenci olan Kahlo, senelerca geçirdiği çocuk felcinin etkisinde kaldı ve bu yüzden tıp eğitimi almaya karar verdi. Mexico City’de Ulusal Hazırlık Okulunun Tıp Eğitimi bölümüne kabul edildiğinde okulun tarihinde bir ilk gerçekleşiyordu. Zira bundan öncekilerde yalnızca erkek öğrencilerin kabul edildiği ve Meksika’da prestij sembolü olan okulun, hazırlık sınıfına ilk kabul gören kız öğrencilerden biri olmuştu. Ulusal Hazırlık Okulu’nda Frida’nın vizyonu genişledi, sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlarda kendini geliştirme fırsatı buldu. İleride Meksika’nın mühim isimleri olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda ve Alfonso Villa, Frida’nın okul dostlarıydı. Anarşist bir edebiyat grubuna müdahil olan Frida’nın tüm hayatı geçireceği trafik kazasıyla değişecekti. 17 Eylül1925 tarihinde, erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile birlikte otobüsle okuldan dönen Frida için bi hayli sıradan bir gündü. Ancak bindikleri otobüs, bir tramvayla çarpıştı. Çok sayıda yolcunun ölümüyle neticelenen kazada Frida çok ağır yaralı olarak kurtuldu. Yolcuların tutunduğu kalın bir metal çubuk Kahlo’nun karnından vücuduna girmiş ve bel omurlarını zedeleyerek dışarı çıkmıştı. Ayrıca omuz ekleminde çıkık, bazı kaburgalarda ve sağ bacağında kırıklar da oluşmuştu. Yaşama şansı olmadığı düşünülen Frida’ya kaza sonrasında dikkat bile edilmemişti. Kazayla alakalı olarak Frida daha sonra şunları söyleyecekti:

Benim zamanımda otobüsler hiç de güvenilir değildi; halen yeni kullanıma girmişlerdi ve pek rağbet görüyorlardı. Tramvaylar boşalmışlardı. Alejandro Gomez Arias’la otobüse bindim… Kısa bir zaman sonra otobüs ile Xochimilo hattının treni çarpıştı. Tuhaf bir çarpışmaydı bu; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı. Beni daha da çok sarstı. Önce başka bir otobüse binmiştik. Ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. Kaza bir kavşakta oldu… İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti.

Ambulans gelip de Kızıl Haç hastanesine götürüldüğünde, omurgasının, bel bölgesinde üç noktadan kırıldığı, köprücük kemiği ile üçüncü ve dördüncü kaburgalarının da kırık olduğu yaşandı. Frida’nın sağ bacağı on bir yerden kırılmış ve ezilmiş, sol omzu çıkmış, leğen kemiği de üç yerden kırılmıştı. Çelik çubuk karnının sol tarafından girip cinsel organından çıkmıştı ve doktorlar yaşayabileceğinden bile şüpheliydi. Onu parça parça bir araya getirmeleri gerekiyordu. Hastaneden tam bir ay sonra, 17 Ekim1925‘te taburcu edilen Frida’nın aylarca yatalak olabileceği düşünülüyordu. Çok büyük acılar çekmesine rağmen bunu yansıtmayan Frida’nın hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar içerisinde geçiyordu. Omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acı vardı. 32 kez ameliyat edilen Frida’nın, 1954’te çocuk felci sebebiyle sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesilecekti. Fotoğrafçı olan babasının işleri ise gün geçtikçe kötüleşiyordu. Frida’nın bakım masraflarını karşılamakta zorluk çeken babası çareyi evin kıymetli eşyalarını satmakta bulmuştu. Yalnızca tutkuyla bağlı olduğu piyanosu ve kitapları kalmıştı ve bu zaman içinde bay Kahlo’nun sara krizleri de sıklaşmıştı.

Tüm gününü yatakta geçiren kızı için kendi elleriyle şık bir karyola yapan bay Kahlo, Frida’yı hayata bağlamak için elinden geleni yapıyordu. Annesi Mathilde ise Frida’nın kendini izleyebilmesi için tavana bir ayna asmıştı. Ancak parçalanmış bedeni ve kendisiyle yüz yüze kalınca dehşet içinde ilk tepkisini veren Frida, aynadaki kişiyi resmetmeye başladı. Ağrılarıyla başa çıkmak için devamlı olarak resim yapmaya başlayan Frida, ilk portresini ilk aşkı Alejandro’ya armağan etti. Ancak ilişkileri sona ermişti. Ailesinin teşvikiyle resim yapmaya başlayan Frida bir çok oto portre resmetti. Artık iyileşmeye başlamıştı, resim onun için büyük bir motivasyon olmuştu. 1927 yılı sonunda yürümeye başlayan Kahlo, bu zaman içinde sanat ve politika çevreleri ile yakın ilişkiler kurmaya başladı. Küba’lı önder
Julio Antonio Mella ve fotoğraf sanatçısı Tina Modotti bu isimlerden ikisiydi. Birlikte davetlere gidiyor, sosyalistlerin tartışmalarına katılıyorlardı ve Kahlo, 1929’da Meksika Komünist Partisi‘ne üye oldu.

Resim çalışmalarına devam eden Kahlo, eserlerini takip ettiği ve Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam
Diego Rivera‘yla da tanışmak istiyordu. Rivera’nın kendi resimleriyle alakalı düşüncesini merak eden Frida, ünlü ressamı ziyaret ettiğinde ona aşık oldu ve iki sanatçı, 21 Ağustos1929’da dünya evine girdi. Bu evlilikle alakalı olarak Frida günlüğüne şunları yazmıştı:

Diego’ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı, çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok çok şişman Breughel’e benzetiyordu. Bunun bir fille beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos 1929’da evlendik. Diego’ya; ‘Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık poblemleri yer alacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum’diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.

Evliliklerinin ilk senesinde Frida hamile kalmasına rağmen Rivera’yla yaşadığı sorunlar sebebiyle bebeği aldırdı. 1930 senesinde Amerika‘ya giden çift, Rivera’nın aldığı duvar resmi siparişleri bitene kadar orada yaşayacaklardı. Ard arda 2 düşük yapan Frida, Rivera’nın başka ilişkileri olduğunu da öğrendi ve çift bi hayli fırtınalı geçen evliliklerini 1939 senesinde sonlandırdılar. Ancak bir sene sonra, 1940‘da yeniden evlenip Frida’nın çocukluğunun geçtiği Mavi Ev’e yerleştiler. Bu zamanda Kahlo sürrealist resmin öncü isimlerinden dostu Andre Breton’un da desteğiyle New York’ta bir sergi açtı ve fotoğraflarının yarısının satıldığı bu sergide ünlü aktör Edward G. Robinson, Kahlo’nun dört tablosunu satın aldı. Bu sergiyle ülkeler arası bir ün kazanan Frida, 1939’da Paris‘te bir sergi açtı. Picasso ve Kandinsky gibi sanatçıların büyük ilgi gösterdiği sergide; Louvre Müzesi, sanatçının Çerçeve adlı tablosunu satın aldı.

Frida’nın evliliği boyunca başka erkeklerle ilişkileri oldu. Rus devriminin ileri gelen isimlerinden Lev Troçki ile birlikte olan Frida, Troçki’nin eşinin bu ilişkiyi farketmesi üzerine bu birlikteliği sonlandırmıştı. Troçki’ye gerçekleştirilen suikastın sonrasında ressam Siqueiros’un arkadaşı olması sebebiyle sorgulanan Frida, Meksika’dan ayrılarak San Fransisco’da bulunan eski eşi Rivera’nın yanına gitmişti. Frida için yaşadıkları tüm sorunlara rağmen Diego’nun anlamı büyüktü, kocasıyla alakalı olarak şunları yazmıştı:

Başlangıç Diego … Yapıcı Diego … Çocuğum Diego..Ressam Diego … Babam Diego … Oğlum Diego…Sevgilim Diego … Kocam Diego… Dostum Diego … Anam Diego… Ben Diego…Evren Diego

Sağlığı sık sık bozulan Frida, bütün kuvvetiyle resim yapıyor, eserlerinin gördüğü ilgi onu çok heyecanlandırıyordu. Ancak çocuğu olmadığı için üzülen sanatçı evcil hayvan besliyordu. 1941‘de “Ben ve Papağanlarım” ve 1953‘te “Maymunlarla Otoportre” isimli çalışmalarına imza atan sanatçı, aynı yıl ‘La Esmeralda’ adlı bir sanat okulunda öğretim kullanıcı hesabıne başladı. Sağlık durumu kötüleşmesine rağmen ders vermeyi sürdüren Frida, 1950 senesinde bundan öncekilerde olduğu ameliyatlar sebebiyle dokuz ay hastanede yatmak zorunda kaldı. Frida ülkesi Meksika’daki ilk kişisel sergisini ise 1953 senesinde açtı. Aynı yılın temmuz ayında sağ bacağı kesilen Frida’nın başarılarla ve acılarla dolu yaşamı, akciğer ambolisi sebebiyle 13 Temmuz1954‘te bitti. Sanatçının ölmeden önce bitirdiğı son eser ise “Yaşasın Hayat” isimli natürmort çalışmaydı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script