Galen Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Galen kimdir?, Galen kaç yaşında?, Galen evi nerede?, Galen nerelidir? Galen ev adresi?, Galen kaç yaşında?, Galen nerede oturuyor?, Galen nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Galen hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.Eylül.0129??.??.0216 senesinde doğan Galen şu an için 87 yaşında ve Başak burcundandır. Galen doğum yeri ise Pergamon (Bergama)Roma, İtalya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise DoktorFilozof olarak devam ettirmektedir.

Galen Kimdir? – Galen Evi Nerede? – Galen Nerede Oturuyor?

Galen Kimdir?, evi nerede?

Galen, Antik Roma‘nın en mühim hekimlerindendir. Deneysel fizyolojinin kurucusu ve Roma dünyasının ilk spor hekimi olarak kabul edilmiş ve Hekimlerin İmparatoru, Şeyhû’s Seyadile gibi unvanlarla anılmıştır.

Galen, Milattan sonra Eylül 129 tarihinde günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kent Pergamon’da doğmuştur. Tam adı Claudius Galenus’dur. Babası matematikçi, mimar, astronom, filozof Aelius Nicon’dur. İlk eğitimini babasından aldı. Kendisine geometrik ve aritmetik derslerini veren babası Nikon, onu mantık ve tıp alanlarında da eğitim görmesi için yönlendirdi. Babasına birgün rüyasında sağlık tanrısı Asklepios’un oğlunun tıp okumasına izin vermesini dile getirdikten sonra tıp eğitimi aldı. Galen kısa süre sonra 146 senesinde tıp eğitim hayatına Pergamon‘da bulunan Asklepios‘un büyük tapınağında başladı.

Galen, Pergamon’daki sağlık merkezi Asklepion’da 4 yıl eğitim gördükten ve babasının 149 senesinde ölümünden sonra 150 senesinde tıp bilgisini ilerletmek için seyahat etmeye başladı. Önce Smirni (günümüzde İzmir)’ya gitti. Orada ünlü hekim Pelops ve düşünür Albinus’tan ders aldı. Burada Göğüs ve Akciğerin Hareketi Üzerine eserini yazdı. Anatomiyi ünlü Heraclianus’tan öğrendi; hayvanlar üzerinde çalışmalar yaptı. Bunun bunun yanında bir çok dil öğrenerek eserler yazmaya başladı. Daha sonra Korint’e (Yunanistan, Mora) giderek Pelops’un hocası ve Quintus’un öğrencisi Numisianus’tan ders alır. İskenderiye’ye giderek orada Eski Mısır Tıbbı’nın bütün inceliklerini öğrenir. İskenderiye’de Stratonicus ve Aeschrion’dan ders aldı. Aristocu Midilli Adası’nda Aristo okulu ve felsefecilerle tanıştı. M.S. 157’de Bergama’ya döndüğünde artık işinde uzman bir hekim, tecrübeli bir araştırıcı ve balakalı bir anatomist olarak bilinmektedir.

Galen, Pergamon kentinde prestijli bir görev olan gladyatörlerin başhekimliğine atandı. 157-161 içerisinde sürdürdüğü bu görev esnasında gladyatörler ile seyircilerin vücut yapısını karşı karşıya geldirarak devamlı beden hareketlerinin sağlıklı yaşam için zorunlu olduğu sonucuna vardı. Burada filozof Boethus’un teşvikiyle Anatomik Yöntem ve İnsan Vücudunun Bölümlerinin Çalışması eserlerini yazdı. Bilinçli beden hareketleri ile fizyoloji ve tedavi ilişkisini kuran ilk tıp doktoru olarak bugünkü spor hekimliğine öncülük ettiği savunulur. Ancak, bugünkü Hindistan‘da ortaya çıkıp gelişen Yoga ve bugünkü Çin‘de ortaya çıkıp gelişen Daoyin beden hareketleri, tıbbı sağıltım amaçlı olarak Galen’den yüzseneler öncesinde zaten uygulanmaktaydı.

161 senesinde Roma’ya giden Galen, 166-169 içindeki üç yıllık zamanda Pergamon’a dönmüş, bu dönem dışında yaşamının tamamını Roma’da geçirmiştir.

Antik Roma‘nın en mühim hekimlerinden olan Galen, deneysel fizyolojinin kurucusu ve Roma dünyasının ilk spor hekimi olarak kabul edilmiş ve Hekimlerin İmparatoru, Şeyhû’s Seyadile (hekimlerin babası) gibi unvanlarla anılmıştır.

Galen Roma’da tedavi ettiği düşünür Eudemos’un aracılığı ile başkentin ileri gelenleri ile tanıştı. Halk açık dersleri ile tanındı ve sarayın dikkatini çekti. 169 senesinde doğu seferi esnasında rahatsızlanan imparator Marcus Aurelius’u peynir perhizi ile iyileştirince imparator kendisine “Romalıların imparatoru Aurelius’tan hekimlerin imparatoru Galenus’a” yazılı bir madalyon armağan etti.

Roma imparatoru Marcus Aurelius ve daha sonraki imparatorlar Commodus ile Septimius Severus onun hastası oldu.

Galen’in tıbbi görüşleri “Galenizm” olarak adlandırılır ve yüzseneler boyunca tıpta tesirini sürdürmüştür. Tıbbın bunun yanında farmakoloji alanında da yeni teoriler geliştirmiştir. Eczacılığın babası sayılır ve günümüzde eczacının belli bir formüle göre hazırladığı karışım ilaçlara Galenik denir.

Galen‘in islam tıb dünyası üzerinde büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Mevlana C. Rumi “Ey bizim kibir ve azametimizin ilâcı, ey bizim Eflatun‘umuz. Ey bizim Calinus’umuz.” (Mesnevi 24. beyit) diye söz etmiştir.

Hipokrat‘ın tıp bilimine tamamıyla hâkim olan Galen, bu bilim dalını orijinal ilkelere göre yeniden düzenlemiştir. Galen ününü özellikle araştırma metoduyla kazandı. Galen’e göre analizler hastalıkların incelenip iyileştirilmesinin temelini oluşturur.

Anatomi çalışmalarını basit yapılı hayvanlar üzerinde yapmıştır. Berberi şebeği üzerinde yaptığı incelemeler onu insan anatomisi üzerinde çalışmaya yöneltti. Kas ve kemikleri ayrıntılı inceledi. Kafa sinirlerinin yedi çiftini ve kalp kapakçıklarını tanımladı. Toplardamar ve atardamar içindeki farkları saptadı. O devirde atardamarın hava taşıdığı düşünülüyordu. Atardamarın hava değil, kan taşıdığını ortaya koydu. Tüm bunlara karşın kanın vücutta dolaştığını fark edemedi. İnsan sağlığının ve hastalığının dört vücut sıvısı (kan, safra, kara safra, balgam) içindeki dengeye bağlı olduğuna inanıyordu.

Birçok teorisi modern fizyoloji bilimi tarafından yargılanmış olmasına rağmen, Galen’in bazı tahlilleri çok doğrudur. Misal verilecek olursa, diyaframın solunum kası olarak görev yaptığını, burun ve nazofarenksin (üst yutak) görevlerinden birinin solunan havayı ısıtmak ve partiküllerden temizlemek olduğunu söylemiştir.

Tedavi çalışmalarının bunun yanında anatomi, fizyoloji, farmakoloji bilimleri ve bunun bunun yanında felsefe ile ilgilenip bu alanlarla alakalı olarak eserler yazıp dersler vermiştir. 191 senesinde Roma‘da çıkan yangında Aristo (Aristotales) gibi filozoflarında da bulunduğu çoğu insana ait kitaplarla birlikte Galen’in birden fazla eseri de yanmıştır.

Hiç evlenmeyen Galen, Roma, İtalya’da 216 senesinde 87 yaşında ölmüştür.

15.yüzyılda İsviçreli doktor, kimyager Paracelsus’un Basel’de, İbn-i Sina’nın, El-Kânûn Fi’t-Tıb’ıyla beraber Galen’in kitaplarını yakmasına, anatomist, doktor Andreas Vesalius’un insan vücudunu incelerken Galen’in yanlışlarını görmesine, cerrahi ve modern adli patolojinin babalarından Ambreise Pare’nin yaraları kaynar yağ yerine basit pansumanla iyileştirmesine kadar Galen hekimlerin rehberi olur.

Galen, Hipokrat gibi hastalıkların doğal nedenleri olduğuna inanmıştır. Galen’e göre, doğru bir tanı tedaviye yönelik ilk adımdır ve tüm hastalıklar sıvı kuramı ile açıklanabilir. Besinler, iç ısı ile kalpte yakılır ve sıvılar üretilir. Isınan gıdalar safra üretimini artırırken, soğuk gıdalar balgam üretimini artırır. Böylelikle safra artışı “sıcak hastalık”, balgam artışı ise “soğuk hastalık” gelişimine yol açar.

Galen’e göre hastalığın gidişatı nabız ve idrar muayenesi ile kestirilebilir ki bu Hipokrat’ın tersine bir düşüncedir. Tedavi hususunda Galen, Hipokrat’tan ayrılır; onun gibi zarar verme ilkesini uygulamak yerine derhal harekete geçmeyi önerir. Kan alma (hacamat), aşağı yukarı her tıbbi sorun için tavsiye ettiği bir tedavi yöntemidir. Roma, Galen’den önce böyle bir şey bilmezdi. Galen bir çok cerrahi uygulamayı da yanında getirmişti; katarakt cerrahisi ya da abse açma gibi. Cerrahi uygulamaları çok başarılıydı. Lavman, kupa çekme, açlık diyetlerini de bol bol önerirdi. Bu tedaviler, tüm Orta Çağ ve Rönesans boyunca uygulandığı gibi etkileri günümüzde de sürmektedir.

Rivayete göre Galen’in çaresiz olduğunu düşündüğü için Asklepion’a (Helenistik dönemin ve Roma İmparatorluğu’nun en mühim sağlık merkezi) kabul etmediği hasta, iki yılanın zehirlerini kustukları tastan içerek intihar etmek ister, ama tersine şifa bulur. Bunun üzerine Galen, yılan figürünü Asklepion’un simgesi olarak ilan eder. Tarihçiler ise yılan-şifa ilişkisinin bundan çok bundan öncekilerdeki çağlarda meydana geldiğinı söylemektedirler. Asaya sarılı yılan figürü, Antik çağa ait bir çok eserde görülür, Eski Mısır’da da yılan, tıp biliminin simgesi olarak kullanılmıştır.

Galen‘in adı dünyaya geldiğu şehir Bergama‘da çeşitli etkinliklerle yaşatılmaktadır. Galenos adını taşıyan bir cadde bulunmaktadır. Galen’in heykeltıraş Ekin Erman tarafından yapılan güzel bir heykeli kentin Cumhuriyet Meydanında bulunmaktadır.

Ayrıca 2013 senesinden beri gerçekleştirilen Galenos Cup Türkiye Basketbol Ligi, işinde uzman basketbol takımlarını her sene Bergama’da bir araya getiren mühim bir organizasyon yapılmaktadır. Profesyonel sporcular, Türkiye Basketbol Ligi öncesi son hazırlık maçlarını Bergama Belediyesi Kapalı Spor Salonu’nda Galenos Cup’ta gerçekleştirmektedirler.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script