George Berkeley Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

George Berkeley kimdir?, George Berkeley kaç yaşında?, George Berkeley evi nerede?, George Berkeley nerelidir? George Berkeley ev adresi?, George Berkeley kaç yaşında?, George Berkeley nerede oturuyor?, George Berkeley nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için George Berkeley hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 12.Mart.168514.Ocak.1753 senesinde doğan George Berkeley şu an için 68 yaşında ve Balık burcundandır. George Berkeley doğum yeri ise Kilkenny, İrlandaOxford, İngiltere olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Filozof olarak devam ettirmektedir.

George Berkeley Kimdir? – George Berkeley Evi Nerede? – George Berkeley Nerede Oturuyor?

George Berkeley Kimdir?, evi nerede?

Dünyada yalnızca ruhların ve bu ruhların idelerinin varolduğunu, buna karşılık maddenin var olmadığını öne süren İngiliz düşünür.

George Berkeley, 12 Mart 1685 tarihinde Kilkenny, İrlanda’da doğmuştur. Dublin’deki Trinity College’de eğitim gördü. Felsefe ve ilahiyat eğitimi gördü. Kilisede görev aldı ve 1734 senesinde İrlanda, Cloyne’de piskopos oldu.

Felsefesinin temellerini çok genç yaşta art arda paylaştığı üç kitabında attı. İlki 1709 senesinde yazdığı A New Theory of Visim (Yeni Bir Görme Kuramı), psikolojide çığır açmış bir eser kabul edilir. 1710 senesinde Treatise concerning the principles of humen knowledge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne İnceleme) ve 1713 senesinde Three Dialaguen between Hylas and Philanoun (Hylas ve Philanoun Arasında Üç Konuşma), düşüncesi (idealist) felsefenin klasikleri içerisinde yer alır.

George Berkeley düşüncesi felsefeyi en uç noktasına kadar götürdü. Dış dünyanın varlığı ile insan bilgisi içindeki ilişki sorunsalını toptan yadsıyacak derecede uç bir yazıya bağladı. Berkeley’e göre, insan düşüncesinin, algılamasının dışında, bağımsız bir dış dünya yoktur. “Varolmak algılanmaktır” (Esse est percipi). “Madde” bir soyutlamadan ve kuruntudan başka bir şey değildir. Bu yaklaşımıyla “maddesizciliği” (immateryalizm) kuramlaştıran filozof, algılama için bir algılayan olmasının zorunluğunu kabul ederse de bunu ruha bağlar.

Yanılgılar, kuruntular, hayaller “sonlu ruh”tan (insan) kaynaklanırken, kuruntu da olsa dış gerçeğin nedeni “sonsuz ruh”tur (Tanrı). Berkeley düşüncesi felsefeyi mantığının son ucuna kadar götürmesi yüzünden bilim karşısında tutunamadığı halde çağdaş düşünceci akımların (kabadeneyci eleştiricilik, içkincilik), filozofların (Ernst Mach, Walter Kaufmann, Schuffe) kaçınılmaz kaynağı olmaktadır.

Berkeley de kendisinden önce yaşamış olan John Locke gibi, bizim doğrudan ve aracısız olarak algıladığımız her şeyin kendi zihnimizdeki ideler olduğunu, doğuştan düşünceler bulunmadığını, tüm idelerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu, ve bilgimizin duyu deneyi yoluyla sahip olduğumuz idelerden türediğini savunmuştur. İdelerden türeyen bilginin tek bir istisnası mevcuttur: Tinsel varlıklara ya da insanın kendi benine ilişkin bilgi.

Berkeley, halen Trinity Kolejdeyken John Locke ve Nicholas Malebranche’ı incelemiş ve madde tözünün varlığından kuşkulanmaya başlamıştı. Yeni Bir Görme Kuramına Doğru adlı yapıtında maddesel tözün temel niteliği olan uzamlılık üzerine eğildi ve uzam algısının görme ve dokunma duyumlarında nasıl oluştuğunu deneysel olarak göstermeye girişti. Ona göre görme ve dokunma duyumlarının bağlantıları mantıksal bir zorunluluk olmayıp yalnızca alışkanlıktan ileri gelir. Buradan çıkan sonuç Locke’ta nesnel oldukları kabul gören birincil niteliklerin de ikincil nitelikler gibi öznel olduklarıdır. Yani bunlar gerçekte nesnede bulunmamaktadırlar. Bunları da ikincil nitelikler gibi nesnelere yükleyen insan zihnidir. Böylelikle Berkeley Locke’taki birincil ve ikincil nitelikler ayrımını reddedip yalnızca ikincil nitelikleri kabul etmiş olur. Berkeley, buradan tüm bilgimizin olgusal olarak görmeye ve öteki duyusal deneyimlere bağlı olduğu sonucuna varır.

Biz asla uzayı ya da büyüklüğü algılayamıyoruz. Bir nesneye baktığımız zaman farklı bakış açılarından farklı görüşlere ya da algılara sahip oluyoruz. Uzaklığı-mesafeyi de görmüyoruz. Nesnelerin mesafesi deneyimimiz tarafından telkin edilmektedir. Gördüklerimiz, görme duyumuzun algılayabildiği kadarıyla nesnelerin niteliklerinden ibarettir. Bir objenin yakınlığını da algılamıyoruz; ona doğru gittiğimizde ya da ondan uzaklaştığımızda onu farklı görüşlerimize sahip oluyoruz. Şu halde bizim uzama ilişkin nesnel bir kavrayışımız gerçekleşmemektedir. Bu sebeple biz nesneyi de salt olarak algılamaktan uzağız: Misal verilecek olursa önümüzde duran kâğıda incelediğimizde gerçekte görme duyumuyla algıladığımız nedir? Salt beyaz bir yüzeydir. Algımızın tek nesnesi olan bu beyaz yüzey bizim algısal donanımımızdan bağımsız olan nesnel bir şey midir? Öyle olsaydı ışık değişimlerinde renginde bir değişiklik olmaması gerekirdi; yine yakında zamandan incelediğimizde farklı, uzaktan incelediğimizde farklı görünmemesi gerekirdi. Şu halde bu beyaz yüzey bizim kendi duyumumuzdan başka bir şey değildir. Böylelikle bu zihinsel içerik-ide, duyusal algımızın tek nesnesi olmaktadır.

Berkeley’e göre tüm cisimler bir duyumlar kompleksinden başka bir şey değildir. Bir obje, algılanmış niteliklerin bir toplamıdır ve var olmak algılanmış olmaktır.

George Berkeley, felsefenin ve bilimin yanlışlarından arındırılmaları ve kusursuzlaştırılmalarıyla, Hıristiyanlığa tıpa tıp uyan bir bilgeliğe ulaşılacağım düşündü ve ömrünü bu amacın gerçekleştirilmesine adadı. Önemli felsefe yazılarını yayımladıktan sonra, ABD‘ye giderek, geziler yaptı. 1731’de yurduna döndü.

Amerika’da yüksek eğitimi geliştirmek için çok uğraştı; bu amaçla üç yılını Amerikan kolonilerinde geçirdi. Rhode Island’daki çiftliğini ve kütüphanesini, 1701’de kurulan Yale Üniversitesi’ne bıraktı. Yale’in fakültelerinden birine onun adı verildi. ABD, California’daki Berkeley kenti de onun adına istinaden verilmiştir.

George Berkeley, 14 Ocak 1753 tarihinde Oxford, İngiltere’de 68 yaşında ölmüştür.

Kitapları :
1709 – The Theory of Vision (Görüm Kuramı)
1710 – Treatise Concerning the Principles of Human Knowled ge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne İnceleme)
1713 – Three Dialogues Between Hylas and Philonoüs (Hylas’ la Philonoüs Arasında Üç Konuşma)
1732 – Alciphron
1744 – Siris

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script