Gerhart Hauptmann Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Gerhart Hauptmann kimdir?, Gerhart Hauptmann kaç yaşında?, Gerhart Hauptmann evi nerede?, Gerhart Hauptmann nerelidir? Gerhart Hauptmann ev adresi?, Gerhart Hauptmann kaç yaşında?, Gerhart Hauptmann nerede oturuyor?, Gerhart Hauptmann nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Gerhart Hauptmann hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 15.Kasım.186228.Temmuz.1946 senesinde doğan Gerhart Hauptmann şu an için 84 yaşında ve Akrep burcundandır. Gerhart Hauptmann doğum yeri ise Obersalzbrunn, Silesia, Prusya KrallığıJagniątków, Jelenia Góra, Polonya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Tiyatro Yazarı olarak devam ettirmektedir.

Gerhart Hauptmann Kimdir? – Gerhart Hauptmann Evi Nerede? – Gerhart Hauptmann Nerede Oturuyor?

Gerhart Hauptmann Kimdir?, evi nerede?

Alman tiyatro oyun yazarıdır. Doğalcı bir yaklaşımla ele aldığı oyunlarıyla çağdaş Alman tiyatrosunu hazırlayan öncü yazarlardandır.

Alman natüralizminin ve dünya natüralist oyun yazarlığının ileri gelen isimlerinden biridir. Güzel sanatların çeşitli dallarında, felsefe, psikiyatri, edebiyat, tarih ve tiyatro alanlarında eğitim görmüş ve bu zengin birikimiyle başta oyun yazarlığı olmak üzere edebiyatın öteki türlerinde de başarılı eserler yaratmıştır. Hauptmann’ın çeşitli Avrupa ve ABD üniversitelerinden onursal doktora unvanları, üç Grillparzer, bir Goethe ve 1912 yılı Nobel Edebiyat Ödülü yer alıyor.

Gerhart Hauptmann, 15 Kasım 1862 tarihinde Polonya’da 1862’de Aşağı Silezya’nın Obersalzbrunn şehrinde doğmuştur. Tam adı Gerhart Johann Robert Hauptmann’dır. Babası Robert ve annesi Marie Obersalzbrunn’da (şimdi Szczawno-Zdrój, Polonya) bir oteli işletmekteydi. Georg (1853–1899), Johanna (1856–1943) ve Carl (1858–1921) adlarında kendinden büyük kardeşleri vardı. 1868 senesinde köy okuluna başlayan Gerhart Hauptmann, 10 Nisan 1874’te Breslau’da ön yeterlilik sınavını geçtiği ortaokula başladı. 1878 baharında amcası Gustav Schubert’in Udanin’deki çiftliğinde tarım öğrenmek için ortaokuldan ayrıldı. Bir buçuk yıl sonra bu öğrenimi tamamlamak zorunda kaldı. Fiziksel açıdan yetersizdi ve onu 20 yıl boyunca ölümle burun buruna getirecek olan bir akciğer hastalığına yakalanmıştı.

Gerhart Hauptmann, Breslau Sanat Enstitüsü’nde 1880-1882 senelerı içerisinde heykel eğitimi aldı ve daha sonra Jena’daki (1882-83) üniversitede bilim ve felsefe okudu. 1883 senesinde heykeltıraş olarak Roma’ya yerleşti. Roma’da 1883-1884 senelerı içerisinde heykeltraşlık yaptığı sırada aşağı yukarı tüm İtalya’yı dolaştı. 1884 senesinde Breslau Güzel Sanatlar Akademisi’nin Resim bölümünde ve Berlin Üniversitesi’nde eğitim görür. Avrupa‘yı dolaştıktan sonra 1885 senesinde Berlin‘de yaşamaya başladı. 1885 senesinde varlıklı bir ailenin kızı olan Marie Thienemann’la evlendi ve karısı varlığıyla kendisinin serbest yazar olarak çalışmasını sağladı. Berlin‘in bir banliyösü olan Erkner’e yerleşerek, 1887 senesinde Fasching (Karnaval) adlı eserini yazdı. Daha sonra edebiyat kulübü Durch’a üye olduktan sonra Emile Zola ve İvan Turgenyev gibi yazarların eserlerini okuması onu tiyatro oyunları yazmaya yöneltti. Tiyatroya duyduğu ilgi, Henrik Ibsen oyunlarıyla tanışmasının sonrasında daha çok anlam kazanır. Georg Büchner’i, Rus ve Fransız yazarları incelemeye devam etti. Bu dönem yazınsal eserlerinin psikodinamik yapısını da ortaya çıkarır. Karakter tahlillerine daha güzel yönelebilmek için İsviçre’de psikoloji eğitimi de görür.

Başarısız geçen ilk yazı denemelerinden sonra, 1889‘da paylaştığı Vor Sonnenaufgang (Güneş Doğmadan Önce) en büyük eseri oldu.

Gerhart Hauptmann, 1889 senesinde “Freie Bühne” (Serbest Sahne) isimli derneği kurar ve bir çok eseri burada sahnelenir. “Vor Sonnenaufgang” (Güneşin doğuşu) isimli ilk yapıtının prömiyesi bu sahnede yapılır. Böylelikle modern çağın dramasının ileri gelen temsilcisi olur.

1904 senesinde evlendiği eşi Marie Thienemann’den boşandıktan sonra aynı yıl müzisyen öğrencisi Margarete Marschalke ile evlendi. Bu eşinden bir oğlu oldu.

1894 senesinde Fransa’ya ve ABD’ye gitti. 1895 senesinde Grillparzer Ödülü’nü aldı. Bu dönem içinde hayranlık duyduğu İtalya’ya tekrardan gezi amaçlı yolculuk yapar. 1889’da ikinci Grillparzer Ödülü’nü alır. Avrupa’nın ve Amerika’nın bir çok üniversitesinden onursal doktora ünvanı da almıştır. 1905 senesinde olağanüstü bir başarıya daha imza atarak üçüncü kez Grillparzer Ödülü’nü alır. 1905‘de İngiltere‘de bulundu. Oxford üniversitesi fahri doktorluk unvanı verdi. Birinci Dünya Savaşı esnasında biraz Berlin‘de, biraz da bir dağ köyü olan Agnetendorf da yaşadı. Kendisine birden fazla ödüller ve unvanlar verildi.

Alfred Adler, Max Reinhard ve Otto Brahm gibi dünyaca ünlü eleştirmenlerden övgü üzerine övgü toplar. Ve en mühimsi 1912 senesinde İsveç Bilim Akademisi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü ile onurlandırılır.

“Die Ratten” (Fareler) yapıtının prömiyesi 1911 senesinde Berlin’de bulunan Lessing tiyatrosunda sahnelendi.

Natüralizm akımının en mühim Alman temsilcisi olarak bilinmektedir. Ancak çalışmalarında başka tarzlarla da bütünleşmiştir.

Hauptmann’ın Yahudilere uygulanan tatbikatı anlatan öyküsü “Die Finsternisse” (Karanlıklar) ölümünden sonra 1948 senesinde yayınlandı.

Evlilikleri :

1.eşi: Marie Thienemann (e. 1885–1904) Boşandı. Ivo Hauptmann, Benvenuto Hauptmann, Eckart Hauptmannadlarında çocukları mevcuttur.
2.eşi: kemancı Margarete Marschalk (e. 1904–1946) Klaus Hauptmann adında oğlu mevcuttur.
Gerhart Hauptmann, 28 Temmuz 1946 tarihinde Agnetendorf, Almanya’da (Şimdiki Jagniątków, Jelenia Góra, Polonya’da) 84 yaşında ölmüştür. Cenazesi kuzeydeki Hiddensee adasına götürüldü ve ilk başarılı büyük eserinin adı olduğu gibi, 28 Temmuz 1946’da “Güneş Doğmadan Önce” toprağa verildi.

Ödülleri :
1895 – Grillparzer Ödülü
1889 – Grillparzer Ödülü
1905 – Grillparzer Ödülü
1912 – Nobel Edebiyat Ödülü
1932 – Goethe ödülü

Eserleri
1885 – Promethidenlos
1887 – Fasching (Karnaval)
1888 – Bahnwärter Thiel
1889 – Vor Sonnenaufgang (Güneş Doğmadan Önce)
1890 – Das Friedensfest
1891 – Yalnız İnsanlar (Einsame Menschen)
1892 – Kollege Crampton
1892 – Bahnvvârter Thiel (Hikâye)
1893 – Die Weber (Dokumacı )
1893 – Der Biberpelz
1893 – Hanneles Himmelfahrt
1896 – Florian Geyer
1897 – Die versunkene Glocke (Batan Çanlar)
1898 – Fuhrmann Henschel
1900 – Schluck und Jau
1900 – Michael Kramer
1901 – Der rote Hahn
1902 – Der arme Heinrich
1903 – Rose Bernd
1905 – Elga
1904 – Die Weber
1906 – Und Pippa tanzt! (Ve Pippa Dansediyor)
1908 – Griechischer FRÜHLİNG (1908) (Yunan İlkbaharı)( Seyahat Anıları)
1909 – Griselda
1910 – Der Narr in Christo Emanuel Quint (Roman)
1910 – Peter Brauer (Tragikomödie)
1911 – Die Ratten (Fareler)
1912 – Atlantis
1912 – Gabriel Schillings Flucht
1913 – Festspiel in deutschen Reimen
1914 – Der Bogen des Odysseus
1917 – Der weisse Heiland
1917 – Winterballade
1918 – Der Ketzer von Soana (Hikâye)
1921 – Anna
1922 – Festaktus zur Eröffnung des Deutschen Museums
1925 – Veland
1925 – Die Insel der großen Mutter oder Das Wunder von Île des Dames
1928 – Des großen Kampffliegers, Landfahrers, Gauklers und Magiers Till Eulenspiegel Abenteuer
1928 – Wanda
1929 – Dorothea Angermann
1930 – Die Spitzhacke
1932 – Vor Sonnenuntergang
1834 – Das Meermınder (Deniz Mucizesi) (Hikâye)
1937 – Das Abenteuer meiner Jugend (Autobiographie)
1939 – Die Tochter der Kathedrale
1939 – Ährenlese
1941 – Iphigenie in Delphi
1941 – Das Märchen
1942 – Magnus Garbe (erster Version: 1914)
1944 – Iphigenie in Aulis
1946 – Neue Gedichte
1947 – Mignon (posthum)
1948 – Agamemnons Tod/Elektra (posthum)
1948 – “Die Finsternisse” (Karanlıklar) (ölümünden sonra yayınlandı)

DOKUMACILAR

1800’lü senelerın Almanya’sında yaşanan sanayi devriminden sonra; küçük esnafın, el emekçisi işçilerin yaşadığı açlığı devrimci başkaldırış öyküsüyle ele alan bir yazınsaldır Dokumacılar. Hauptmann, yazdığı bu oyunun öyküsünü daha küçük yaşlarda belirler. Büyükbabasından ve babasından dinlediği dokumacıların açlığını belleğine kazır. İnsanların makineler karşısında, büyük sermayeler nazarında nasıl aciz düştüğünü öğrenir. Yaşantısında tasarladığı uzun vadeli projedir Dokumacılar… Çocukluğunda dedesinin anlattığı öyküleri dinleyerek geçiren yazar, bu oyunun kurgulamasını daha küçük yaştaki benliğinde yapmıştır. Oyunun konusuna farklı açılardan bakmak gerekir. İlk önce proleteryanın Avrupa’nın içine düştüğü ekonomik krizde ne denli yalnız kaldığına bakmak gerekir. Sanayi devriminden sonra kendisine dünya çapında yer arayan Avrupa ülkeleri, o güne kadar el emeği çalıştırdıkları işçileri bir anda silmişlerdir. Bu dengesiz dışavurumcu yaklaşım, zengin kısmın daha da zenginleşmesine fakir işçilerin de daha da fakirleşmesine neden olmuştur.

Gerhart Hauptmann olayı yazarken belli anlamlarda kurallara bağlı kalmıştır. Bu da natüralist oyun yazma kaideleridır. İlk önce el emeği ürünlerini fabrikaya satmaya gelen çuhaların ne denli fakir oldukları vurgulanır. Bu vurguyu yaparken para öğesini ön plana çıkarır. Fabrikada memur olarak çalışan bireylerin boyun eğme kuralını ne denli bildikleri gösterilir. Burjuva sınıfının insani oranda her şeyi para üstüne kurgulaması daha birinci perdede gözden kaçmayacak ayrıntıdır. Fabrikatör Dreissiger’in işçileri ile olan diyalogları kapitalist kaidelerin yaşantısını resmeder. Oyunda çok fazla karakter kullanılmıştır. Natüralizmin gerçekliliği ön plana çıkarma endişesı burada da oyunun hızla ilerlemesini engellemiştir. Emile Zola “Eğer naturalist bir eser yaratmak istiyorsanız anlatacağınız konunun gölgesini dahi bilmeniz gerekir” der. Naturalizimin yaratıcısı bu denli kesin çizgilerle konu anlatımlarına dem vuruyorsa, yazarın çok fazla kendi tekniği dışına çıktığını görebiliriz.

Hauptmann’ın natüralizm içinde kendine özgü bir çizgisi bulunmaktadır, ama yaratıcılığında Henrik İbsen ile N.L.Tolstoy’dan etkilendiğini kendisi de dile getirmiştir. Oyunlarında rol aldığı bireyler natüralist kurama uygun olarak yaşadıkları sosyal çevreye bağımlı, zayıf ve pasif bireylerdir. Bu bireylerin, bunlar yoksul insanlardır, acılarını, sefcihazlarıni ve tepkilerini yansıtırken sosyal anlaşmazlıkları da eleştirel bir dille ortaya koyar. Ama her şeye rağmen realist çizgisini de natüralist eserlerinin içine yerleştirir. Yarattığı karakterleri zayıftır, ama o zayıflıkla dünyayı yerinden oynatabilecek olağanüstü yeteneklere sahiptirler. Küçük bir isyanla yüz binleri peşine takabilen zayıf karakterli bireylerin romantik maceraları da Hauptmann’ın oyunlarında genişçe yer tutar. Dokumacılar dile getirdiklerimizin mühim bir örneğidir.
Oyunda konu tamamiyle işçi sınıfı-burjuvazi çekişmelerini içerir. Konuşmalarda diyalog önü ve arkası olaylar göze çarpar. Ani bir durum gelişmedikçe yoksulluktan bahsedilmez. Örnek vermek gerekirse fabrikaya para almaya gelen çuhanın biri bayılarak yere düşer. O ana kadar kimse yoksulluktan şikayet etmezken bir anda patlama oluverir ve insanlar yaşadıkları hayatın ne denli zor olduğunu söylerler. Yazarın bu üslubuna neden-sonuç ilişkili yaratım da diyebiliriz! Konu örgüsünde sakinlik göze çarpar. Bu da ayrı bir eleştiri noktasıdır. Sosyal dengesizliğin içinde açlıktan ölen insanlar tepkilerini yumuşak bir dille gösterirler. O zaman ki dünyanın yaşadığı olaylara bakarsak aslında çokta göze çarpmaz bu durum. Daha başkaldırılar başlamamıştır dünya çapında. Asya devrimleri gerçekleşmemiş, hemen hemen dünyanın tamamı nasıl bir buhranın içinde yaşadığını bilmemektedir.

Çuha İhtiyar Hilse dahi gördükleri karşısında çaresiz kalarak evinden bir ok gibi fırlar ve isyana karışır. Hatta öyle bir cümle mevcuttur ki son bölümde insanın tüylerinin ürpermemesi elde değildir. “…Biz kuduz köpekler miyiz? Ekmek yerine kurşun ve barut mu yiyeceğiz?!…” Çuha Gottlieb’in bu sözcükleri yazarın tekniğinin dışına çıktığının belirtisidir. Natüralizmden fazla, realizm ve romantizm etkileri yazarı büsbütün esir almıştır. Sosyalizmin kaidelerina sıkı sıkıya bağlı kalan Hauptmann, isyan ve başkaldırı durumlarına nesnel yaklaşamamıştır.

Gerhart Hauptmann, oluşturduğu yazınsallarında genellikle sosyal tabakanın en alt kısmındaki bireylerin çaresizliğini dile getirir. Almanya 1848 Mart evrimi öncesini yaşarken yazar boş durmamış devrimin nasıl yer alacağını tiyatral bir eserle göstermiştir. Hauptmann eseri için şu cümleleri kullanır: “Schopenhauer merhameti sevgi olarak anlarken, sevgiyi merhamet olarak görür. Bu biçimdeki bir merhamet duygusu Dokumacılar’ı yazmamın nedeni olabilir. Ama aynı derecede sosyal adalet düşüncesinin dürtüsü de…” Çağdaş Alman Edebiyatı’nın temsilcisi Hauptmann siyasal fikirlerini, yaşadıklarını, ailesel geçmişini, psikolojik derinliklerini bu oyunda sergiler. Yazarın geçirdiği fakir çocukluk yaşamı boyunca, fakir bireylerin yaşamını yazmasının nedeni olmuştur!
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script