Hasan Sabbah Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Hasan Sabbah kimdir?, Hasan Sabbah kaç yaşında?, Hasan Sabbah evi nerede?, Hasan Sabbah nerelidir? Hasan Sabbah ev adresi?, Hasan Sabbah kaç yaşında?, Hasan Sabbah nerede oturuyor?, Hasan Sabbah nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Hasan Sabbah hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.??.103423.Mayıs.1124 senesinde doğan Hasan Sabbah şu an için 90 yaşında ve burcundandır. Hasan Sabbah doğum yeri ise Kum kenti, İranAlamut, İran olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Din Adamı olarak devam ettirmektedir.

Hasan Sabbah Kimdir? – Hasan Sabbah Evi Nerede? – Hasan Sabbah Nerede Oturuyor?

Hasan Sabbah Kimdir?, evi nerede?

İslam’ın İsmaililik mezhebine dayalı olarak kurduğu Haşhaşiler tarikatı ile bilinir. Haşhaşiler örgütünü kuran ve ölene kadar önderliğini yapan Hasan Sabah tarihteki ilk suikast (terör) örgütünün kurucusudur

Hasan Sabbah, 11. yüzyılın ortalarında İran’da Kum kentinde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babasının adı Ali bin Muhammad bin Jafar bin al-Hussain bin Muhammad bin al-Sabbah al-Himyari’dir. On İki İmamcı olan ve Kufe’den İran’nın Kum kentine gelen babası aslen Yemenlidir. Hasan Sabbah, 17 yaşına kadar On iki İmam’cı Şii eğitimi aldı.

Hasan Sabbah, İslam’ın İsmaililik mezhebine dayalı olarak kurduğu Haşhaşiler tarikatı ile bilinir.

Hasan Sabbah, Zamanın ileri gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler‘in hakim olduğu Kahire’ye gitmiştir. İsmaillilerin merkezi olan Fatımi Devleti’nin başkentine uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra 1078’de vardı. Hasan Sabbah üç yıl Mısır’da kaldı. Kahire ve İskenderiye’de dönemin ünlü bilginlerinden dersler aldı.

Hasan Sabbah, 1081 senesinde İsfahan’a dönerek, yetkinleşmiş bir halde mücadeleye başladı. Yaklaşık dokuz yıl çeşitli kentleri gezerek, İsmailliliği yaymaya çalıştı. Bu çalışmaları sonucu var olan İsmaili tabanını daha da genişletti. Alamut kalesini kendisine merkezi üs olarak seçti. Hasan Sabbah burayı bilinçli seçmiştir. Alamut adının manası: “kartalın öğretisi” anlamında “Aluh Amut”dan gelmektedir.

Alamut kalesinde 1090 senesinde eğitim ve örgütlenme mücadelesine yeni bir boyut kazandırdı. Alamut’un bütün eksiklerini bitirdi. Su kanalları açıp, ambarlar kurdu. Çevredeki küçük kaleleri alıp onlara kuleler yaptı. Çevrede bulunan yerleşim alanlarının çoğu İsmaili oldu. Bunun yanında bazı kurallar getirip, sosyal reformlar yaptı. İsmailileri kardeşlik bağlarıyla birleştirdi. Böylelikle her birey kendisini topluluğun sorumlu bir üyesi ve onun ayrılmaz bir parçası olarak hissetmeye başlamıştır.

Alamut kalesinin Hasan Sabbah tarafından ele geçirildiğini öğrenen Selçuklu veziri, Nizamülmülk, dört ay boyunca Alamut’u kuşatmasına rağmen sonuç alamadı. Daha sonra Nizamülmülk, çadırında bir Alamut fedaisi tarafından zehirli hançer ile yaşamını kaybettirüldü.

Örgütlenme ağı o kadar enteresanti ki, Selçuklu Devleti’nin üst düzey memurları dahi İsmaili olmuştu.

Bazı iddialara göre Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah birlikte aynı zamanlarda öğrencidirler ve kim hayatta en çabuk yükselirse diğerlerine yardım edecektir. Bu efsanenin doğruluğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Çünkü Nizamülmülk ile Hasan Sabbah içerisinde ortalama 40 yıllık yaş farkı mevcuttur. Diğer yandan bunun doğru olabilmesi için üçünün de Nişapur’da okumuş olması gerekmektedir. Oysa Hasan Sabbah öğrenimini dünyaya geldiğu kent olan Kum’da ve daha sonra Rey’de yapmıştır. Hasan Sabbah Rey’den ayrılırken İsfahan, Azerbaycan, Silvan, Mezopotamya, Suriye ve Filistin kıyılarından geçerek Mısır’a ulaşmıştır. Üç sene Mısır’da kalan Hasan Sabbah olabileceken Bedr el-Cemâli ile aralarındaki bir ihtilaf sebebiyle Kuzey Afrika’ya sürülmüş, Sonra da Suriye’ye ulaşmıştır. 10 Haziran 1081’de İsfahan’a ulaşmış olan Hasan Sabbah dokuz sene boyunca “davet” in hizmetinde İran’ı dolaşmıştır.

Bundan sonra kesin olarak bilenen ise Hasan Sabbah’ın yoğun dini çalışmalarından sonra örgütlenmeye başladığı ve Alamut kalesini ele geçirip burada üslenmesidir. Alamut kalesi, Elbruz sıradağlarının en doruğunda olup, çok korunaklı bir konumdadır. Söz konusu kalede 2 bin müridinin yaşadığı söylenmektedir. Dönemin ileri gelenlerine yönelik suikastleri işletmek için fedailerine haşhaş vererek (bu daha çok muhalifleri tarafından uydurulduğu söylense de) onların zihinlerini kontrol ettiği bilinmektedir. Bundan dolayı örgütün adı Haşhaşiler olarak anıla gelmiştir.

Alamut’a yerleştikten sonra Büyük Selçuklu Devleti ve Abbasilere yönelik mücadelesine başlayan Hasan Sabbah, kendi zamanında elliye yakın suikast gerçekleştirmiştir. Bunların en mühimsi ve ilki Nizamülmülk‘ün yaşamını kaybettirülmesidir. Diğerleri ise Selçuklu üst düzey devlet personelleri ve Abbasi din adamlarına yönelik suikastlardır. Kalesine şarabın girmesini dahi yasaklamıştır. Yine rivayetlere göre; iki oğlunu tarikat görüşlerine aykırı davrandıkları için yaşamını kaybettirtmüştür.

Melikşah’ın ölümünden sonra tahta geçen Sultan Sungur, İsmaililer’in üzerine ordu yollamaya hazırlandığı sırada, bir sabah yastığının başında saplanmış bir hançer bulur. Ertesi gün saraya gelen elçi Sungur’a bir mesaj verir. Mesajda şu yazmaktadır: “Ben istemez miydim ki o hançer sert taşa değil de, sultanın yumuşacık göğsüne saplansın! Bizimle uğraşmaktan vazgeç.” Hançeri saplayan, Hasan Sabbah’ın yetiştirip saraylara sattığı cariyelerden biridir. Hasan Sabbah’ın güzel kadınları, öte yandan saraylarda cariyelik yaparken, öte yandan da şeyhlerine hizmet ediyorlar, emirlerini uyguluyorlardı. Sultan Sungur, Hasan Sabbah’la baş edemeyeceğini anlayınca kendini geri çekiyor.

Şiilik mezhebi İran’da yaygındır. Bu mezhebin üyelerinin Selçuklu hakimiyetindeki bölgelerde Sünni yöneticiler tarafından baskıya maruz kaldıklarından dolayı Şiilik gizli olarak kendisini var etmiştir. Hasan Sabbah’ın da mensup olduğu İsmailiyye tarikatının inancına göre 12 imamdan yedincisi olan Cafer yaşamını kaybettikten sonra oğlu İsmail’i imam tayin etmiştir. Ancak İsmail babasından önce ölmüştür. İsmailiye tarikatı ise İsmail’in ölmediğini ve gizlenmek için ortadan kaybolduğunu, zamanı gelince geri döneceğini savunur. Bunun dışında Hasan Sabbah’ın bağlı bulunduğu Nizari kolu ise 18. imam Mustansır’dan sonra ise Musta’li değil Nizari’nin gelmesi gerektiğini savunur.

Hasan Sabbah, 23 Mayıs 1124 tarihinde İran’ın Alamut bölgesinde ölmüştür.

Mayıs 1124’te hastalanıp yatağa düşen Hasan Sabbah, ölümünün yaklaştığını düşünerek halefi olması için Lemeser Kalesi komutanı Kiya Buzrug Ummid’i seçti. Ebu Ali’yi sağına oturttu ve kendisini misyonerlik faaliyetlerinin başına getirdi. Kasranlı Adem’in Oğlu Hasan’ı sağına ve ordularının komutanı Kiya Ebu Cafer’i de önüne oturttu ve onlara imamın gelip devletin başına geçeceği güne dek Kiya Buzrug Ummid’in önderliğinde uyum içinde çalışmalarını salık verdi. Ve 23 Mayıs 1124 Cuma günü yaşamını kaybetti.

Hasan Sabbah hakkında yazılan bir çok popüler eserin aksine konuyu bilimsel yöntemle değerlendiren eserler de mevcuttur. Bunlardan en mühimsinin yazarı Farhad Daftary’ye göre döneme ait bilgi kaynakları yalnızca Şii inanca düşmanlık besleyen Sünni kaynaklar ve İslami tarihi hiç anlamayan yanlı Haçlı kaynaklarıdır. Buralardan kaynaklanan yanlış bilgilendirme ve karalama kampanyasının sonucu olarak esrar, haşhaş, intihar fedaileri, bakirelerin gezdiği bahçeler efsaneleri türetilmiştir. Gerçekte varolan ise sağlam bir örgütlülük yapısına dayanan bir vurucu güçtür. Bahsedilen popülerleştirmelerden bazıları:

Haşhaş kullanımı:

Suikast işletmek için militanlarına haşhaş vererek onların zihinlerini avucuna aldığı. Haşhaş kullandıkları iddialarından dolayı karalamak maksadıyla haşhaşi adı verilmiştir. Günümüzde batı dillerine assassination (hashhashien – katliam – katliam yapanların karşılığı ) kavramı karşılığı olarak girmiştir.

Gösteri amaçlı intiharlar:

Yukarıda da altı çizildiği gibi merkezleri, yüksek bir kayalığın tepesinde kurulu olan Alamut Kalesi idi. Misafirleri (genellikle düşmanları) Alamut Kalesi’ne gittiklerinde Hasan Sabbah onları etkilemek ve müritlerinin kararlılığını göstermek için kalenin yukarısında duran müritlerinden üçüne tasvir ederek aşağıya atlamalarını istemiş ve onlar da hiç tereddüt göstermeden atlayınca misafirleri bu olaydan bi hayli etkilenmişlerdir. Ancak bilinenin aksine müritler genellikle ölmezdi. Bu tavır o bireylerin uyuşturucu almadan bunu yapmalarının olabilecek olmadığı düşüncesine götürmüştür. Ayrıca bu söylence Assassin’s Creed adlı video oyununa konu olmuştur.

Cennet Bahçeleri:

Bu söylenen bilgiye göre Hasan Sabbah’ın tarikata yeni giren gençlere, yaşamını kaybettikten sonra cennet vaad ettiği söylenmektedir. Allah aşkına! Günümüzde de olmak üzere bunları savaşçılarına vaad etmeyen toplum yöneticileri mi var?

Ömer Hayyam ve Nizamülmülk ile sınıf arkadaşlığı:

Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah’ın sınıf dostları oldukları rivayet edilmektedir. Aralarındaki anlaşmaya göre bu arkadaşlardan kim bundan öncekilerde yükselir ve mevkii sahibi olursa diğer ikisine yardım edecekti. Nizamülmülk baş vezirliğe kadar yükselince Hasan Sabbah’ı da yanına aldı. Ancak Hasan Sabbah zekasıyla sarayın dikkatini çekmişti. Nizamülmülk kendi konumunun tehlikede olduğunu fark etti. Hasan Sabbah’ı oyuna getirerek saraydan kovulmasına yol açtı. Hasan Sabbah Alamut Kalesi’ni kendine üs seçti ve kendi inançlarına ters düşen Selçuklulara karşı savaşına başladı. Ancak tüm bunlar hala netlik kazanmış değildir. Çünkü bu üçlünün hiçbir zaman sınıf arkadaşı olmadıkları kanısına varılmaktadır. Zamanın Selçuklu İmparatoru Melikşah ve Moğol İmparatoru Cengiz Han, Hasan Sabbahı yok etmek için bi hayli fazla uğraşmışlarsa da başaramamışlardır.

Ölümü:

Hasan Sabbah’ın Alamut kalesini koruması, bu kaleye en güçlü ordunun dahi girememesi günümüzde dahi gıpta ile bakılan, hayranlık duyulan bir olaydır. Nasıl olurda bir fedai gözünü kırpmadan eylem gerçekleştirmiştir? O fedai nasıl bir eğitimden geçmiştir? Hasan Sabbah nasıl taktikler geliştirip, stratejisini uygulayıp, kaleyi güçlü ordu karşısında korumuştur? Bütün bunlardan yola çıkarak, Hasan Sabbah’ın etkileme gücü, bilinci, askeri dehası, örgütlenme stratejisi günümüzde hayranlık uyandırıyor. Böyle bir büyük kişilik tarihteki görevini değişik bir halde tamamlamış 1124 senesinde ölmüş fakat unutulmazlar içindeki yerini de sonsuza kadar almıştır.

Hasan Sabah; 1124 senesinde yaşamını kaybettiğünde arkasında kuvvetli bir silahlı örgüt ve yalnızca İran’da değil tüm Mezopotamya’da korkulur bir askeri ve siyasal güç bırakmıştır. Tarikat Moğol istilası senelerına kadar ayakta kalmıştır. Alamut kalesi ise 1256 senesinde civarına gelen Moğol komutanı Hülagû Han tarafından normal yollardan ele geçirilemeyince; o senelerda yeni keşfedilen petrol; kalenin bulunduğu tepenin altına tüneller kazılarak ve bu tünellerin de içlerinde petrol havuzları oluşturularak ateşe verilerek patlatılmış bundan dolayı da imha edilerek ele geçirilmiştir. Pratikte ele geçmesi imkânsız olan bi hayli dik, sarp kayalıklar üzerinde kurulmuş olan bu kale; tarihte de birden fazla güçlü orduya meydan okumuş konumu ve sert savunması sebebiyle asla ele geçirilememiştir. Semerkant’a (roman) göre ise kale kendiliğinden teslim olmuştur. Zaten Hasan Sabbah’ın verdiği ruh zayıflamaktadır. Teslim olunduktan sonra kale yakılacaktır. Moğolların hikâyesindeki bir bilgin Alamut kütüphanesindeki kitapları kurtarmak ister. Bir el arabası verilir ve alabileceği kadar alması söylenir. Adam önce Sünni olduğu için Kuran’ları kurtarır. Sonra da uzun, uzun kitaplara dalar. Vaktin geç olduğu hususunda uyarı gelince önündeki kitapları kaparak çıkar. Orada dünya çapındaki bir sürü şey hakkında bilgi içeren ve nüshası bulunmayan bir çok kitap yanar. Hasan Sabbah ve yandaşlarının da bağlı oldukları Nizari İsmailiyesi’nin günümüzde temsilciliğini Hindistan da yaşayan ünlü Ağa Han ailesi yapmaktadır.

Haşhaşi ya da haşişi görevini üstlenmiş olan bireylere “dai” denir. Bu, İsmaililer’de büyük fedakârlıklar yapan fedailerin ulaşabilecekleri rütbedir. Dailer, fedaileri eğitmekle görevlidirler.
Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script