I. Mahmut Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

I. Mahmut kimdir?, I. Mahmut kaç yaşında?, I. Mahmut evi nerede?, I. Mahmut nerelidir? I. Mahmut ev adresi?, I. Mahmut kaç yaşında?, I. Mahmut nerede oturuyor?, I. Mahmut nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için I. Mahmut hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 02.Ağustos.169613.Aralık.1754 senesinde doğan I. Mahmut şu an için 58 yaşında ve Aslan burcundandır. I. Mahmut doğum yeri ise Edirneİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Padişah olarak devam ettirmektedir.

I. Mahmut Kimdir? – I. Mahmut Evi Nerede? – I. Mahmut Nerede Oturuyor?

I. Mahmut Kimdir?, evi nerede?

Osmanlı padişahlarının yirmi dördüncüsü, İslam halifelerinin seksen dokuzuncusu olan I. Mahmut, Osmanlı Devleti’ndeki savaşların son bulmasıyla Anadolu’daki eşkiyalar ve Hicaz’daki Vehhabî ayaklanmaları gibi iç sorunlarla uğraştı. Aynı zamanda âlim, şair ve bestekar olan I. Mahmut, 24 yıl 2 ay tahtta kalarak Lale Devri’nde başlayan yenilik hareketlerine devam etti.

I. Mahmut, 2 Ağustos1696‘da Edirne‘de dünyaya geldi. Babası II. Mustafa‘nın, Saliha Valide Sultan‘dan olan oğludur. Şehzadeliği Edirne’de geçti. Şeyhülislan Feyzullah Efendi‘den yüksek fen ve din eğitimi aldı. Babası II. Mustafa 23 Ağustos1703‘te tahttan indirilince birlikte Topkapı Sarayı‘na getirilip kafese yerleştirildi. 2 Ekim1730‘da tahta geçene kadar 27 sene kafes hayatı yaşadı.

Amcası III. Ahmet‘in Patrona Halil isyanı sonucu tahttan indirilmesinden sonra tahta geçen I. Mahmut, kendisinden önceki padişahın tavsiyelerinden istifade edip Patrona Halil isyanındaki elebaşlarını ele geçirip yaşamını kaybettirttü. İstanbul’da asayişi sağladıktan sonra Lale Devri‘nde yapılan ilim, kültür ve sanat eserlerinin muhafaza edilmesinı sağladı.

Ülkedeki iç huzuru sağladıktan sonra doğuda sınırları ihlal eden İran Safevi Devleti ile batıda Avusturya ve Rusya‘ya karşı önlemler aldı. Doğuda III. Ahmet devrinden beri süregelen anlaşmazlığı bitirmek istedi fakat İran Şahı, Revan üzerine yürüyerek gerginliğin artmasına yol açtı. İran Seraskeri Ahmet Paşa ile Erzurum Valisi ve Revan Seraskeri Hekimoğlu Ali Paşa kumandasında gönderdiği bir ordu ile iki koldan Urmiye‘yi feth ve Tebriz‘i istila etmesi için gönderdi. 30 Temmuz1731 tarihinde Kirmanşah alındı. İran Şahının barış istemesi üzerine 1732 Ocak ayında Ahmet Paşa Antlaşması yapıldı. Antlaşmaya göre Aras Nehri iki ülke içerisinde sınır kabul edilirken Revan, Gence, Nahcivan, Bitlis, Şirvan ve Dağıstan Osmanlılara; Tebriz, Kirmanşah, Hamedan ve Erdelan İran’a bırakıldı. 1733 senesinde İran tahtına geçen Nadir Han, anlaşmayı tanımayıp tekrar saldırarak Erbil ve Bağdat‘ı kuşattı. 1733 Temmuz’unda geçekleştirilen seferde Osmanlı ordusu mağlup edildi ve I. Mahmut bu savaşta Gazi ünvanı aldı. İran’da Safevi sülalesine son vererek Avşar sülalesini başlatan Nadir Şah, Kekük‘e kadar ilerleyerek Revan, Gence ve Tiftis‘i Osmanlı’dan geri aldı.7 yıl süren barış zamanından sonra tekrar saldırıya geçen İran Devleti, Irak Cephesi’nden girerek 1743 senesinde Musul‘a saldırdı. 1744 senesinde Kars’a kadar ilerlese de Osmanlı Devleti’nin güçlenerek geri gelmesinden çekinen Nadir Şah, 1639 senesinde yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşması esaslarına dayanan İstanbul Antlaşması‘nı Ekim 1746‘da imzaladı.

Osmanlı Devleti’nin doğudaki İran ile karşılaşmasından yararlanmak isteyen Avusturya ve Rusya, Azak Kalesi üzerinden Gözleve, Kılburun ve Urkapı’ya kadar ilerlediler. Avusturya ordusu 12 Temmuz1737‘de Bosna, Sırbistan ve Eflak‘a girdi. I. Mahmut, Muhsinzade Abdullah Efendi ve Hekimoğlu Ali Paşa‘yı bölgeyi kontrol altına almaları için görevlendirdi. Yapılan muharebede Avusturya kuvvetlerinin büyük kayıplar vermesi üzerine barış teklifinde bulunuldu. 18 Eylül1739 tarihinde imzalanan Belgrad Antlaşması‘na göre Avusturya ile 7 yıllık, Rusya ile kesintisiz olarak sulh yapıldı. Avusturya ile Tuna ve Sava Nehirleri sınır kabul edilecek ve Belgrad Osmanlı Devleti’ne kalacaktı. Ruslar Azak Denizi ve Karadeniz’de donanma bulunduramayacak, Kazaklar Osmanlı Devleti’ne, Kırım Hanliğı da Rusya’nın sınırlarına girmeyecekti. 1718Pasarofça Antlaşması ile Avusturya’ya bırakılan yerlerin bir kısmı ile Azak Kalesi geri alınıyordu. Bunların bunun yanında Osmanlı Devleti’ne olan yardımlarından dolayı Fransa’ya kpitülasyonlar sınırsız ve devamlı hale getirildi.

Belgrad Antlaşması‘yla Osmanlı Devleti 28 yıllık bir barış sürecine girdi. Devlet devamlı savaş halinde olduğundan Anadolu’da ve bazı vilayetlerde Ayan adı verilen yöneticiler güçlenmiş ve yönetimi ele geçirmişlerdi. Ayanlar, özellikle merkezi otoriteyi sürdüremeyen, kırsal alanda tımar sisteminin yozlaşması ve zayıflamasıyla denetim gücünü yitiren ve gerek bu boşluktan ötürü, gerekse nüfus artışı ve işsizlikle birlikte baş gösteren iç ayaklanmalar karşısında merkezi devletin de onayladığı yerel savunma milislerinin önderleri konumunda olan ve zaman içinde iltizam sistemi aracılığıyla iktisadi olarak da güçlenen, hemen hemen devletin taşradaki gayri resmi temsilcileriydi. 1740 senesinde Humbaracı Ahmet Paşa‘nın çabalarıyla Ayanlar İstanbul’a davet edilerek Adaletname çıkartıldı ve Ayanlar’ın Osmanlı Devleti’ne bağlılıklarını bildirmeleri istendi.

Askeri alanda bir çok faaliyette bulunuldu. Humbaracı Ahmet Paşa, Topçu ve Humbaracı Ocakları’nda ıslahatlar yaptı. Üsküdar’da Kara Mühendishanesi (Mühendishane-i Berri Hümayun)adlı bir subay okulu açıldı. I. Mahmut bundan sonra ülkede birden fazla imar faaliyetlerinde bulunup, ilim, kültür, sanat alanlarında çok kıymetli eserler yaptırdı. Kağıthane civarındaki Bahçeköy ile Balaban köyleri içerisinde geçen iki çayın sularını toplayan Topuzlu Bendini yaptırdı. Burada toplanan sular, Taksim’deki depodan, Tophane’deki Meydan Çeşmesi ile Azapkapı’da Saliha Sultan Çeşmesi ve Beşiktaş, Galata, Kasımpaşa, Tepebaşı semtlerinin çeşitli yerlerindeki kırk kadar çeşmeye su verildi. Pek çok saray, kasır inşa ve tamir ettirildi. Beşiktaş Sarayı’nın birden çok kısımlarını ve Bayıldım Kasrı’nı yeniden yaptırdı. Yûşa Tepesi civarındaki Tokat Köşkü’nü donatıp, Hümayun-abad, Kandilli Sarayı’nı imar ettirerek Nevabâd isimleri verildi. Kanlıca’da Mihr-abâd Kasrı’nı yaptırdı. İstanbul’da Ayasofya Camii içine, Fatih Câmii yakınında ve Galatasaray’da olmak üzere üç, Belgrad’da bir kütüphâne yaptırdı. Ayasofya Câmii Kütüphanesine sarayın hazine odasından birden fazla kitaplar gönderdi. Ayasofya Kütüphanesine İslam aleminin en meşhûr hattatlarından Yakut-ı Musta’sımî, Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman hatlarıyla Mushaflar ve hazret-i Osman ve Hz.Ali’ye ait olduğu söylenen iki Kur’ân-ı Kerîm de kondu. Kütüphanenin masrafını karşılamak için de Cağaloğlu’nda çifte hamamı yaptırıp, gelirini vakfetti. Ayasofya’ya bitişik aşevi yaptırıp, huzûrunda tertiplenen merasimle açıldı. Nûruosmaniye Camiinin yapımını başlattıysa da, vefatından bir yıl sonra tamamlanabildi. Beşiktaş’da Arap İskelesi Camii, Rumeli Hisarı’nda İskele Camii, Üsküdar’da Sultan Mahmut Camii ve Kandilli, Defterdarkapısı, Tulumbacılar odası, Yalıköşkü, Yıldıztepe mescidlerini yaptırdı.

I. Mahmut, 13 Aralık 1754 tarihinde İstanbul’da vefat etti. İstanbul’da Yeni Camii yanındaki Turhan Sultan türbesine toprağa verildi. Zeki, anlayışlı ve merhametli olan padişah Askeri ıslahat taraftarıydı. Faaliyetleri ciddiyetle takip ettirip zamanın ve ülkenin durumuna göre icraatlarda bulunurdu. Aynı zamanda bir sanatkar olan I. Mahmut “Sebkâti” mahlasıyla şiirler yazardı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script