İsmail Cem Kimdir? Nerelidir?

İsmail Cem Kimdir? – İsmail Cem Evi Nerede? – İsmail Cem Nereli?

İsmail Cem kimdir?, İsmail Cem kaç yaşında?, İsmail Cem evi nerede?, İsmail Cem nerelidir? İsmail Cem ev adresi?, İsmail Cem kaç yaşında?, İsmail Cem nerede oturuyor?, İsmail Cem nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için İsmail Cem hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 15.Şubat.194024.Ocak.2007 senesinde doğan İsmail Cem şu an için 67 yaşında ve Kova burcundandır. İsmail Cem doğum yeri ise İstanbulİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise BakanSiyasetçi olarak devam ettirmektedir.

İsmail Cem Kimdir?, evi nerede?

İsmail Cem İpekçi, 1940 doğumlu eski Dış İşleri Bakanı, gazeteci. Bir dönem TRT Genel Müdürlüğü de yapmış olan Cem, 2004 senesinde CHP‘ye katılan, Yeni Türkiye Partisi‘nin kurucusu ve birleşimden önceki genel başkanı.

Ünlü sinemacı İhsan İpekçi‘nin oğlu olan İsmail Cem, 1940 senesinde İstanbul‘da dünyaya geldi.

1959‘da İstanbul Robert Kolej‘den, 1963‘te Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1991 senesinde, Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü‘nde Siyaset Sosyolojisi master’ını bitirdi.

Çeşitli gazetelerde Yazı işleri Müdürlüğü ve Genel Yayın Müdürlüğü yaptı. 19711974 senelerı içerisinde Türkiye Gazeteciler Sendikası, İstanbul Şubesi Başkanlığını yürüttü. Buradaki işinden ayrılmasının sonrasında,15 Şubat 1974 tarihinde TRT Genel Müdürü olarak atandı. Bir seneyi aşkın süreyle TRT Genel Müdürlüğünde bulundu. Bu zamanda Türkiye’nin tek tv kanalı olan TRT’de mühim değişikliklere imza attı. Ancak Cem’in bu yaklaşımı, muhafazakar çevrelerin tepkisini topladı. Genel Müdürlüğü boyunca, muhalefet partileri tarafından büyük tepki toplayan Cem, 1. Milliyetçi Cephe hükümetinin gelişiyle 17 Mayıs 1975 tarihinde TRT’deki görevinden alındı.

TRT sonraları çıkardığı sosyalist eğilimli “Politika” gazetesi, 12 Eylül‘le birlikte yayın hayatına son vermek zorunda kaldı. 1980 sonrasında Sosyal Demokrat Halkçı Parti‘de aktif siyasete atılan Cem, 1987 ve 1991 Seçimlerinde İstanbul’dan, 1995 seçimlerinde ise Kayseri‘den Milletvekili seçildi.

1996‘da DSPTBMM Gurup yönetim kurulu kullanıcı hesabıne seçildi. 1987’de Avrupa Birliği Parlamenterler Meclisi kullanıcı hesabıne seçilmiş olan Cem, 1996’da da Batı Avrupa Birliği Asamblesi üyesi oluyordu. 1989 – 1991 ve 1993 – 1995 tarihleri arası AKPM Sosyalist Gurubu Başkanvekilliği görevini yerine getirdi. 1993’te Cumhurbaşkanlığına aday oldu, fakat seçilemedi.

1996 senesinde, AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlementer Gurubu Başkanlığına getirildi. Bu tarihlerden beri Avrupa Medya Enstitüsü Danışma Kurulu kullanıcı hesabıni yürüttü. 1995 senesinde, 50.Hükümette Kültür Bakanlığı yaptı. 30 Haziran1997 tarihinde kurulan 55.Hükümette Dışişleri Bakanlığı Görevine atandı.

5 yıl kadar sürdürdüğü bu görevden Temmuz 2002‘de istifa edip Yeni Türkiye Partisi’nin kurucuları içerisinde yer aldı ve partinin genel başkanlığına getirildi. 2002 seçimlerinde son derece başarısız olununca, 2004‘te YTP’nin CHP’ne katılması üzerine genel başkanlık görevi bitti. 29 Ocak2005‘teki olağanüstü CHP kurultayının sonrasında genel başkan başdanışmanlığına getirildi. Bir süre Deniz Baykal‘ın başdanışmanlığını yaptı. Kanser teşisi konmasıyla siyaset hayatına son veren İsmail Cem, Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan 4. dışişleri bakanı ünvanına sahip oldu.

2004’ün Nisan ayında, yakın dostu Dr. Mesut Çetinkaya ve eşinin ısrarları sonucu, ayrıntılı tahlil yaptırmaya karar verilmesiyle akciğer kanseri olduğu yaşandı. Rahatsızlığı cerrahi müdahalenin imkânsız olduğu bir yerde oluşmuştu. Bir süre New York‘da, sonrasında da İstanbul’da kanser nasıl tedavi edileceği gören İsmail Cem, taburcu olmasının sonrasında, Can Dündar ile yaptığı röpörtajında sorulan, “Tamamen iyileştiniz mi, vücutta bir hasar var mı?” sorularına şöyle cevap veriyordu;

Hastalıklar için “yenildi” gibi tanımlar yapmak doğru değil. Bunu Allah bilir. Ancak, durumumda iyiye gidiş var. Umarım devam eder.

Sağ bacağımda yürüme zorluğu sürüyor. Hastalığın yan etkisi; ama bunun yanında hareketsizlikten kaynaklanmış bir sonuç. Bunun fizik nasıl tedavi edileceğine halen başlamadık; biraz beklemenin daha doğru yer alacağı, zamanla geçeceği belirtiliyor.

24 Ocak2007, 09:50‘de, kemoterapi‘nin sonucu meydana geldiği sanılan, akciğer enfeksiyonu tanısıyla kaldırıldığı ve antibiyotik nasıl tedavi edileceği görmeye başladığı, İstanbul Cerrahi Hastanesi‘nde vefat etti. Cem, evli ve 2 çocuk sahibiydi. (İhsan Kerim Cem ve İpek Cem)

Röpörtajlarından…

“Türkiye, Ermeni soykırımı yapmamıştır” demek Fransa’da yasal bir suç oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu yasa, Fransa’nın kendini adeta zorla soktuğu bir sınava dönüştü. Fransa kendi geçmişini, özgürlükçülüğün Avrupa’daki öncüsü konumunu, “1789 İhtilal-i Kebir”ini, Fransa’yı Fransa yapmış değerleri, bir bakıma kendini inkâr etti. Farklı düşünmeyi ve bunu ifade etmeyi yasaklayan, cezalandıran bir Fransa’nın, dünya önüne çıkıp da özgürlükten söz etmesi sahtecilikten başka şey olamaz. Bunu gün ışığına çıkardığı oranda, Fransız parlamentosunun girişimi “hayırlı” bir gelişme olarak nitelenebilir. Türkiye, insan haklarını ihlal eden Fransız girişimi karşısında, savunma konumunda değil, tam aksine, iddia makamında olmalıdır. Fransa’nın özgürlükçü görünümü altındaki bu sahtecilik boyutunu bütün gücümüzle dünyaya duyurmalıyız. Edilgen değil, etken olmalıyız. 3-5 oy uğruna, Fransa’yı bu duruma düşürenler utansın…

AB ile ilişkileri nasıl görüyorsunuz?

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, sonucu olmayan ve ne yazık ki Türkiye’ye kaybettiren bir aldatmacaya dönüştü. “Türkiye’ye özel statülü, yarım üyelik veremezler” deniyor. Oysa, Türkiye’ye yarım üyelik, özel ve 2. sınıf konum, “sakıncalı üye” statüsü zaten verilmişti. 2004 AB zirve kararı ile AB anlayışının özü, vazgeçilmezi olan “serbest dolaşım ve çalışma hakkı” Türkiye’den esirgenmiş, AKP de bu eksik kullanıcı hesabı kabullenmiştir. “Özel statü”, “yarım üyelik” işte budur. AB ile ilişkilerin düzelmesi artık çok zor; gelecekte kişilikli bir siyasi iktidar oluştuğunda bile çok zor.

Türkiye’nin bir gün AB üyesi olabileceğine inanıyor musunuz?

Gerçekler ve olası gelişmeler çerçevesinde, Türkiye’nin kullanıcı hesabı olabilecek gözükmüyor. AB’nin büyük ülkelerinden Fransa, hem Türkiye için referandum yapacağını hem de Ermeni “soykırımı” iddialarını kabul etmezse kullanıcı hesabıni engelleyeceğini açıklıyor. Chirac sonrasının devlet başkanı adayı Sarkozy, Türkiye’nin AB’ye girmesini önlemeyi misyon olarak görüyor. Fransız halkı, Türkiye’nin kullanıcı hesabıne karşı çıkmak yarışında önde geliyor. Avusturyalılar ise “Türklerin Avrupa’ya girmesini tarihte biz engelledik, bugün de biz önleyeceğiz” diyor. Bunların peşine takılacak bir dizi küçük ülke de söz konusu… Hayal görmemek gerekir.
Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script