Jane Austen Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Jane Austen kimdir?, Jane Austen kaç yaşında?, Jane Austen evi nerede?, Jane Austen nerelidir? Jane Austen ev adresi?, Jane Austen kaç yaşında?, Jane Austen nerede oturuyor?, Jane Austen nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Jane Austen hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 16.Aralık.177518.Temmuz.1817 senesinde doğan Jane Austen şu an için 42 yaşında ve Yay burcundandır. Jane Austen doğum yeri ise Hampshire, İngiltereWinchester, İngiltere olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Yazar olarak devam ettirmektedir.

Jane Austen Kimdir? – Jane Austen Evi Nerede? – Jane Austen Nerede Oturuyor?

Jane Austen Kimdir?, evi nerede?

İngiliz roman yazarı. Dolaysız ve sade anlatımı, sosyal olaylara ironik bakış açısı ve güçlü kadın karakterleriyle, 19.yüzyılda modern roman dilini oluşturmuştur. Gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yazın çalışmalarını yayınlamış olan Austen’in bir çok romanı “dünya klasikleri” arasına girmeyi başarmış; hatta “Pride and Prejudice” (Gurur ve Önyargı – Aşk ve Gurur olarak da bilinir), “Emma” ve “Sense and Sensibility” gibi en mühim romanları, defalarca film konusuna uyarlanarak beyaz perdeye aktarılmıştır. Kitaplarındakine benzer bir ironiyle hayatı boyunca hiç evlenmemiş olan ünlü yazar, en güçlü kadın kahramanlarını zor aşkların girdabına sokması, finalde ise, çiftleri evlendirmesiyle dikkati çekmiştir.

Jane Austen, 16 Aralık1775‘te İngiltere‘nin Hampshire kentinde, bir manastır evinde dünyaya gelmiştir. Kilise papazı olan George Austen ile Cassandra (née Leigh) Austen çiftinin sekiz çocuğundan yedincisi ve iki kızından biri olan Jane, 25 yaşına kadar yaşamını Hampshire’de sürdürdü. Erkek kardeşlerinden James ve Henry, babalarını örnek alarak ruhban sınıfına dahil oldu. Diğer ağabeylerinden Francis ve Charles ise, denizci olmayı seçtiler. Tek kızkardeşi olan Cassandra ile yakın ilişkileri, sonraları, yazarın eserlerinde tesirini gösterecekti.

Küçük yaşlarda aile içi bir eğlence olması maksadıyla yazılar kaleme almaya başlayan Jane’in, düzensiz bir eğitim hayatı oldu. Genelde evde ders alan yazar, 1783 senesinde Oxford‘da, sonrasında Southampton‘da eğitim aldı. 1785 ve 1786 senelerı içerisinde ise, Berkshire‘deki kilise evinin bünyesinde bulunan, bayanların katıldığı bir okula devam etti. Özellikle bu zamanlarda ciddi anlamda yazın çalışmalarına girişti. Austen’in bilinen ilk yazıları, 1787 yılına dayanıyordu. Genelde gündelik hadiselerin ironisini, basit ve günce tadında, hikayesel bir anlatımla kağıda döktü. Yaşadığı döneme göre, diğer bayanlara kıyasla bi hayli donanımlı eğitim almasının da etkisiyle Austen, önceleri bir hobiden ibaret olan yazın çalışmalarını, zamanla bir meslek haline getirdi.

Bu hevesin farkına varan babası, Jane’in rahat çalışabilmesi için gereken tüm gereksinimlerini karşılamakla beraber, bir yayımcı bulmak için kızına yardım etti. Ailenin diğer bireyleri de, kaynak bulma, hikayeleri aile içinde sahneleme gibi konularda yardımını esirgemedi. Tüm bu olumlu koşullar altında, ilk romanını 1789 senesinde bitirdi. Ancak baba George Austen’in emekliliğinin sonrasında, 1801‘de, Jane’in piyanosu da dahil olmak üzere tüm mal varlıklarını satışa çıkararak Bath‘e yerleşen aile, o döneme göre evlenme yaşını hemen hemen geçirmiş olan yirmibeşindeki Jane ile yirmisekizindeki Cassandrayı da yanında götürdü. Kendisine bir çok hususta ilham kaynağı olan, kaplıcalarıyla ünlü Bath, Jane için bir çok romanının altyapısını kurguladığı yer oldu. 1805‘te babasının vefat etmesiyle birlikte annesi ve kızkardeşi Cassandra’yla beraber, Southampton’da yaşayan erkek kardeşi Frank’in yanına taşındı. Ailenin bayanları birkaç yılı burada geçirdikten sonra, 1809‘da, diğer ağabey Edward’ın yanına, Chawton‘a yerleştiler. Burada ailenin diğer bireylerine nazaran daha güzel koşullarda yaşayan Edward, -günümüzde müzeye çevrilmiş olan- yazlık evini annesi ve kardeşlerine tahsis etti.

Chawton’da, diğer yaşadığı yerlerden daha rahat ve güzel bir yaşam süren Austen’in sosyal yaşamı aktif hale gelmeye başladı; duygusal dünyasını besleyen tecrübeleri oldu. Orta zenginlikteki toprak sahibi soylularla sosyal ilişkiler kurdu ve bu insanları zamanla farklı şekillere sokarak romanlarındaki karakterlerinden biri haline dönüştürdü. Başlıca yapıtlarını burada kaleme alan Austen, özellikle “Sense And Sensibility” romanının kahramanları olan, yoksullaşmış bir aileden gelen Marianne ve Elinor‘un, finansal durumu iyi, soylu bir eş bularak geleceklerini garantiye alma özlemini hikayelerken, kendisi ve kızkardeşi Cassandra ile ailevi durumlarını özdeşleştirmişti bir anlamda. Jane ve Cassandra da iyi bir evlilik yapmak istiyordu; ailelerinin ciddi ekonomik poblemleri vardı ve toplumsal bir baskıyla, civardaki soylu ailelerle tanışarak eş bulma çabasına girmişlerdi. 1811‘de yayına giren bu roman, bazı kaynaklara göre, 1795‘ten önce “Elinor and Marianne” adlı bir skeç halinde yazılmıştı ve aslında Jane ile Cassandra’nın birbirlerine gönderdikleri mektuplardan derlenip hikaye haline getirilmişti.

Austen romanlarında öne çıkan en mühim nokta, başrolleri hep bayanlara vermesi ve hikaye bitmeden mutlaka kahramanlarını evlendirmesiydi. 1813‘te yayına giren ünlü “Pride and Prejudice” in baş kahramanı Elizabeth Bennet‘ti ve genelde bayanlardan oluşan, kalabalık, soylu sayılamayacak bir aileye mensuptu. Elizabeth’in karşısında ise, Fitzwilliam Darcy adında, kuvvetli bir toprak soylusu yer alıyordu. Austen, kahramanlarının hemen hemen nefretle başlayan ilişkisinin aşka dönüşünü, toplumsal olgulara yönelttiği hicivsel anlatımıyla hikayelemişti. Elizabeth ve onun kızkardeşleriyle, dönem bayanlarının evlilik buhranını bir başkaldırıya dönüştürmüş; Darcy’yle de toplumun önyargısal bakış açısının eleştirisini yapmıştı. Ancak yazar yapıtın sonunda, yine kahramanlarını mutlu bittirmişti. Austen’in ilk olarak 1797 senesinde “First Impressions” adıyla kaleme aldığı bu “klasik” eser, yazar hayatteyken üç defa basıldı. 1998 senesinde, yazarın ailesine yönelik anlatılarından yola çıkan Teddy F.Bader, bu romanın hemen hemen bir yan versiyonu olan “Desire and Duty”yi yazdı.

Yazarın yine mühim yapıtları içerisinde bulunan “Emma1814 senesinde yazıya döküldü ve 1816‘da üç cilt halinde basıldı. Komedi dilinde bir anlatıma sahip olan romanın baş kahramanı, Emma Woodhouse‘dı. Yazar bu kitabında, kendine refah düzeysi yüksek bir hayat sağlayabilecek ve aşık olabileceği bir erkekle evlenmek amacı güden Emma’nın, bu yolda yaşadığı süreci ele almıştı.

1816 senesinde sağlığıyla alakalı sorun yaşamaya başlayan Jane Austen, ertesi yıl nasıl tedavi edileceği için Winchester‘a taşındı. Bugün Addison hastalığı olarak anılan ve tüberkiloza çevirme riskiyle ölüm tehlikesi olan hastalığın, o zamanda nedeni, gelişim süreci ve nasıl tedavi edileceği bilinmiyordu. Hastalıkla daha fazla başa çıkamayan 41 yaşındaki Jane Austen, 12 kısmını yazdığı “Sanditon” adlı kitabını tamamlayamadan, 18 Temmuz1917‘de yaşamını kaybetti ve cenazesi Kanada‘ya toprağa verildi (Yazarın yaşamını ayrıntılı inceleyerek biyografisini yazmış olan Carol Shields‘e göre, ünlü yazarın hastalığı meme kanseriydi).

Evliliklerin, bayanların toplumdaki statülerini belirlediği bir zamanda yaşayan Austen, orta düzeydeki bir taşra ailesine mensuptu. Günlük hayattan aldığımız zevkin gülünç bir halde sosyal statümüzle alakadar olmasını alaya almıştır. İnce nükteleri, dikkatli anlatımı ve sade diliyle, roman türüne modern bir bakış açısı getirmiştir. Dolayısıyla yaşadığı zamandan günümüze değin popülerliğini yitirmeyen eserlere imzasını atmıştır. Özellikle “Pride and Prejudice”, tüm zamanların en bi hayli beğeni alan romanları içerisinde bulunmaktadır. Austen ve kızkardeşi Cassandra, hayatları boyunca evlenmemiştir.

Yazarın ölümünden sonra, Ann Radcliffe‘in Gotik üslupla yazdığı kitabı “The Mysteries of Udolpho” üzerine 1798‘de kaleme aldığı eleştiri notları, kardeşi Henry tarafından derlenerek kitap haline getirilmiş; 1818‘de “Persuasion” ve “Northanger Abbey” adıyla basılmıştır. Özellikle, yüksek sınıfların toplum içi davranışlarını sergileyen komedi üslubuyla romanlarını yazan Austen’in üç baş yapıtı, özünden kopmaksızın sinema konusuna uyarlanarak bir çok kez filme çekilmiştir. Altı defa beyaz perdeye uyarlanmış olan “Pride and Prejudice”un son versiyonu olan ve en başarılısı kabul gören filmi, 2005 senesinde çekilmiştir. Başrollerinde Keira Knightley (Elizabeth Bennet), Donald Sutherland (Elizabeth’in babası), Matthew Macfadyen (Darcy) ve Judi Dench‘in oynadığı film, Joe Wright tarafından yönetilmiştir. BBC televizyonunda iki versiyon halinde dizisi yapılmış; 1995‘te yayına giren versiyonu büyük ilgi görmüştür. Ayrıca, 2001 senesinde çekilen “Bridget Jones’s Diary” (Bridget Jones’un Günlüğü) adlı ünlü sinema filminin konusunun dayandığı kitabın yazarı olan Helen Fielding, hikayenin ana hatlarını ve bazı karakterleri kurgularken, Jane Austen’in bu hikayesinden ilham aldığıni belirtmiştir.

İngiliz televizyonlarında bir çok defa dizisi çevrilmiş olan “Emma” ise, 1996 senesinde, Gwyneth Paltrow ile Jeremy Northam‘ın başrolünü oynadığı bir sinema filmine uyarlanmıştır. Yazarın, “Sense and Sensibility” adlı ünlü romanı da, 1995 senesinde çok başarılı bir halde Emma Thompson tarafından beyaz perdeye uyarlanmış ve Thompson’a “En İyi Uyarlama Senaryo” dalında Oscar ödülü getirmiştir. Kate Winslet ve Thompson’un başrolünü paylaştığı filmin yönetmeni, Ang Lee‘dir. İki defa televizyon dizine ve bir defa da filme bir araya getirilen “Persuasion”nun bunun yanında, “Mansfield Park” ile “Northanger Abbey” de aynı biçimde sinema ekranlarına taşınmıştır.

Temmuz 2017 ayında 1812’de kaleme aldığı ve dönemin kadınlarını aşağıladığı mektup rekor fiyata alıcı buldu. İngiltere’deki “Sotheby’s London”da sunulan satışta tam 162 bin 500 pounda, yani ortalama 750 bin liraya satıldı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script