Jean Baptiste Lamarck Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Jean Baptiste Lamarck kimdir?, Jean Baptiste Lamarck kaç yaşında?, Jean Baptiste Lamarck evi nerede?, Jean Baptiste Lamarck nerelidir? Jean Baptiste Lamarck ev adresi?, Jean Baptiste Lamarck kaç yaşında?, Jean Baptiste Lamarck nerede oturuyor?, Jean Baptiste Lamarck nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Jean Baptiste Lamarck hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 01.Ağustos.174418.Aralık.1829 senesinde doğan Jean Baptiste Lamarck şu an için 85 yaşında ve Aslan burcundandır. Jean Baptiste Lamarck doğum yeri ise Bazentin kasabası, Picardie, FransaParis, Fransa olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Bilim adamı olarak devam ettirmektedir.

Jean Baptiste Lamarck Kimdir? – Jean Baptiste Lamarck Evi Nerede? – Jean Baptiste Lamarck Nerede Oturuyor?

Jean Baptiste Lamarck Kimdir?, evi nerede?

Bitki biyoloğu, doğa bilimci

Fransız doğa bilimci. Evrim hususunda yaptığı çalışmalarla bilinir. “Kazanılmış karakterlerin iletimi” tezi oldukca büyük tartışma yaratmış, genetik aktarım ilkelerinin ortaya konmasıyla görüşleri geçerliliğini yitirmiştir.

Jean Baptiste Lamarck, 1 Ağustos 1744 tarihinde Fransa‘daki Picardie’nin Bazentin kasabasında doğmuştur. Asıl adı Jean Baptiste Pierre Antoine de Monet, Chevalier de Lamarck’dır. Babasının isteğine uyarak papaz olmak üzere din eğitim hayatına başladı. Ama 1760 senesinde babasının ölmesiyle orduya yazıldı ve günümüzün Almanya’sına karşılık gelen Prusya’ya karşı 7 yıl savaşlarında kahramanca çarpıştı. Sağlığı sebebiyle 1768 senesinde ordudan ayrılmak zorunda kaldı.

Sonraki senelerda Paris‘te tıp eğitimi görürken öte yandan da botanik alanında incelemeler yaptı. Kısa sürede ilgisi ve çabalarıyla ünlü Fransız botanikçisi Bernard de Jussieu‘nun yanında çalışmaya başladı. 1778 senesinde Fransa’nın doğal bitki örtüsüne ilişkin üç ciltlik botanik araştırmaları yayımlayınca 1779 senesinde Fransız bilimler akademisine seçildi.

1781 senesinde Kraliyet Botanikçisi ünvanına erişti ve ülkenin botanik bahçeleri ve müzelerini dolaşmaya başladı.

Evrim hususunda yaptığı çalışmalarla bilinen Jean Baptiste Lamarck’ın “Kazanılmış karakterlerin iletimi” tezi bi hayli büyük tartışma yaratmış, genetik aktarım ilkelerinin ortaya konmasıyla görüşleri geçerliliğini yitirmiştir

1788 senesinde Sparis botanik bahçesinde vazifeye seçildi. Beş yıl sonra bu kuruluş ulusal doğa tarihi müzesi adıyla yeniden örgütlendiğinde zooloji kısmının yöneticiliğine atanan Jean Baptiste Lamarck o tarihten sonra bütün ilgisini zoolojiye yöneltti. Bu bilim dalındaki çalışmalarına 50 yaşından sonra başlamasına ve gözlerinin hemen hemen körlük derecesinde bozulmuş olmasında karşın böcekler ile solucanlar hususunda en yetkili kişi olarak tanındı. Ömrünün son senelerına doğru da omurgasız hayvanlar biyolojisinin en mühim yapıtlarından birini yayımladı.

Jean Baptiste Lamarck, bitki ve hayvan emsallarinin balakalı uzman kişilerının kontrolünde sınıflandırılmasını ileri süren modern müze koleksiyonculuğu kavramını ilk ortaya atanlardandı. Omurgasızların sistematiği ile zaman harcayarak temel organların fonksiyonlarını ve yapısını incelemiş, çeşitli solucanlar ve yumuşakçalar içindeki yüzeysel benzerliklerin altındaki farkları göstermiştir.

Jean Baptiste Lamarck kendi döneminin ilk büyük botanikçisidir. 1778 senesinde yazdığı Flore Françoise adlı eserinde Fransa‘da yetişen bitkileri sınıflandırdı

1790 senesinde, Fransız Devrimi doruğunu yaşarken kraliyet ile bağını kesmek için adını değiştirdi ve Doğal Tarih Müzesi’nin küratörü ve bir omurgasız canlılar profesörü olarak çalışmalarını sürdürdü. 1798 senesinde Ay’ın Dünya’nın iklimi üzerindeki etkileriyle alakalı bir makale paylaştı.

Lamarck, bu döneme kadar canlıların var oldukları biçimde kaldığına inanmaktadır ve dönemin birden fazla bilim insanı gibi canlıların yaratıldığını düşünmektedir. Ancak yine birden fazla bilim insanının başına geldiği gibi, canlılar dünyasına daha ayrıntılı adım atmasıyla ve bilimin daha derinliklerine dalmasıyla birlikte, işlerin pek de düşündüğü gibi yürümediğini görür. Özellikle Molluska (Yumuşakçalar) ile çalışmaya başlamasıyla birlikte, canlıların tür içinde ve türler içerisinde farklılaşabildiği gerçeğiyle karşılaşır. Ancak buna bir anlam veremez. Paris Basin’deki çalışmalarının neticesinde türlerin farklılaşabileceğine kesin olarak ikna olur. Bu düşüncelerinden ilk defa 11 Mayıs 1800 senesinde verdiği bir konferansta bahseder.

1801 senesinde sınıflandırmayla alakalı bir makale yayınlar ve türleri evrimsel olarak sınıflandırmaya çalışır. 1802’de paylaştığı Hidrojeoloji isimli bir makalede, canlılarla alakalı görüşlerinin değişmesiyle birlikte kıtaların sabitliğiyle alakalı görüşlerinin de değiştiğini, kıtaların devamlı Batı’ya doğru kaydığını anlatır. Aynı yıl paylaştığı bir diğer makalede, kendi Evrim görüşünü ayrıntısıyla yazıya döker. Lamarck’ın bu makalesi, o dönemler yavaş yavaş sallanmaya başlayan sabit düşüncelerin pek çoğu ile çelişmekte, bazıları ile hatalı olarak çelişmektedir. Misal verilecek olursa Lavoisier’in sebep olduğu Kimya reformuna ters düşecek bir halde “dört element kimyası”nı savunmaya devam ediyordir. Bunun yanında, Evrim karşıtı bir paleontolog olan Georges Cuvier‘in “türlerin değişmezliği” iddiasına da karşı gelmektedir. İlk karşıtlığı hususunda yanıldığı açıktır, fakat ikincisi hususundaki haklı tutumu ününü arttırmıştır, çünkü Cuviers dönemin çok saygın bir paleontologu idi.

Evlilikleri :

1.eşi: Marie Anne Rosalie Delaporte (e. 8 Ağustos 1778 –1792)
2.eşi: Charlotte Reverdy (e. 1793–1797)
3.eşi: Julie Mallet (e. 1798–1819)

Jean Baptiste Lamarck’ın gözleri zamanla körleşmeye başladı ve 18 Aralık 1829 tarihinde Paris, Fransa’da 85 yaşında ölmüştür.

Kitapları :
1778 – Flore Françoise
1783 – Botanik Ansiklopedisi
1809 – Filozofî Zoolojik

Lamarck, Evrim’i iki temele dayandırmaktaydı. Bunlardan ilki, çevrenin canlıları değiştirdiği yönündeydi. Misal verilecek olursa devamlı toprak altında yaşayan köstebeklerden çoğu kördü. Memeliler’de dişler vardı ama kuşlarda diş yoktu. Bunları, kendi teorisi için birer ispat olarak ileri sürdü. İkinci temeli ise canlıların vücutlarının kademeli ve küçük parçalardan oluştuğu ve bunlarda yaşanan değişimlerin toplamının canlıyı değiştirebileceği ile alakalıydi.

Lamarck’ın düşünceleri çoğu zaman hedef-merkezlidir ve Evrim’in bir amacı olduğunu düşünmüştür. Bu sebeple canlıları bir Evrim Ağacı üzerine değil, bir merdivene dizmiş ve “aşağı canlılar” ile “yukarı canlılar” olarak sınıflandırmıştır. Canlıların çevre koşullarından ötürü değiştiğine ve farklılaştığına, bunun neticesinde yeni yaşam formları evrimleşip yayılabileceği gibi, yeni yaşam formlarının adapte olamayarak yok olabileceğini de düşünmüştür. Ancak her canlının çevresine adapte olabileceği bir limit olduğunu ve bunun aşılamayacağını da ileri sürmüştür.

Lamarck, tüm bu düşüncelerinin temeline kendisinin iki yasasını yerleştirmiştir:
Birinci Yasa: Adapte olabilme limitini aşmamış her canlı, sık ve devamlı olarak kullandığı organlarını kuvvetlendirir, geliştirir ve büyütür. Bununla birlikte bu organlar kullanım miktarıyla orantılı bir güce ve büyüklüğe erişir. Kullanılmayan organlar ise zamanla zayıflar ve kötüleşir sonunda ise yok olur.

İkinci Yasa: Bu kullanım çok fazlarına göre elde edilen özellikler, üreme yoluyla yavrulara aktarılır ve bu sayede canlılar nesiller ve seneler sonunda farklılaşır ve evrim geçirirler.

Lamarck, ileri görüşlülüğü aracılığıyla belki bilimde bir devrim yaratamadı, fakat Charles Darwin ve çağdaşlarının yapacağı bilimsel aydınlanma devriminin önünü açabilmiş oldu. Bugün Lamarck’ın dile getirdiği birden fazla şeyin hatalı olduğunu biliyoruz; fakat belki de onu halen bu kadar ünlü kılan, korkusuz bilim aşkı ve doğada gördüklerini yine doğa ile açıklamasındaki çabasıydı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script