Jeff Buckley Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Jeff Buckley kimdir?, Jeff Buckley kaç yaşında?, Jeff Buckley evi nerede?, Jeff Buckley nerelidir? Jeff Buckley ev adresi?, Jeff Buckley kaç yaşında?, Jeff Buckley nerede oturuyor?, Jeff Buckley nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Jeff Buckley hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 17.Kasım.196629.Mayıs.1997 senesinde doğan Jeff Buckley şu an için 31 yaşında ve Akrep burcundandır. Jeff Buckley doğum yeri ise Kaliforniya, A.B.D.Tennessee, A.B.D. olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise BesteciMüzisyenSes Sanatçısı olarak devam ettirmektedir.

Jeff Buckley Kimdir? – Jeff Buckley Evi Nerede? – Jeff Buckley Nerede Oturuyor?

Jeff Buckley Kimdir?, evi nerede?

Jeff Buckley, 1966 doğumlu, ünlü Amerika’lı şarkıcı, besteci ve söz yazarı. Çıkardığı ilk albümü Grace’den beri, döneminin en fazla gelecek vaat eden sanatçılarından biri olarak görülen Buckley, şöhretinin doruğundayken geçirdiği bir kazayla 1997 senesinde hayata gözlerini yumdu. Vokal çeşitliliğiyle tanınan Buckley, bunun yanında 1960’lı senelerın ünlü folk rock şarkıcısı Tim Buckley’nin oğludur.

Jeffrey Scott Buckley, 17 kasım1966’da Tim Buckley ve Mary Guibert’in oğlu olarak Anaheim, Kaliforniya’da dünyaya geldi. Yunan, Fransız ve Panama asıllı olan annesinin çocuğunu evlilik dışı doğurduğu Tim Buckley ise, İrlanda asıllı ünlü bir şarkıcı ve söz yazarıydı. Annesinin evlendiği Ron Moorhead ve yarı-üvey kardeşi Corey ile bir süre Güney Kaliforniya’da yaşadılar, fakat bu evlilik ortalama 2 yıl sürdü. Scotty Moorhead olarak anılan Jeff, üvey babasının ölümünden sonra, doğum sertifikasında yazılı olan Buckley soyadını kullanmayı seçti.

Klasik piyano eğitimi alan annesi ve müziği seven üvey babasıyla Led Zeppelin, Jimi Hendrix, Pink Floyd gibi şarkıcı ve grupları dinleyerek büyüyen Jeff, daha 5 yaşındayken büyükannesinin dolabında bulduğu gitarı çalmaya çalışıyordu. Erken dönemlerinde Kiss hayranı olan Jeff’in aldığı ilk albüm Led Zeppelin’in “Physical Graffiti” siydi. Söylediğine göre bir müzisyen olmaya 12 yaşındayken karar vermişti. 14’ündeyken ilk elektro gitarını (bir Gibson Les Paul gitarı) alan Buckley, lisesindeki Jazz grubunda çalıyordu. Jazz Fusion gitaristi Al Di Meola’nın yanısıra Rush, Genesis, Yes ve Jethro Tull’un hayranıydı.

Liseden 1984’de mezun olduktan sonra oradaki Müzisyen Enstitüsü’ne (Musicians Institute) devam etmek için Los Angeles, Hollywood’a gitti. Burada aldığı 1 yıllık kurs esnasında en fazla teorik müzik çalışmaktan hoşlanan Jeff, okulun en büyük zaman kaybı olduğunu söylemekten de geri kalmadı. Bir otelde çalışmaya başlayan; jazz ve reggae müzikten, rock ve heavy metale kadar değişik gruplarda çalan Jeff Buckley, geçen altı yıl boyunca yalnızca geri vokallerde yeraldı.

Şubat1990’da New York’a taşınan Buckley, kökleri 8. yüzyıla dayanan ve Qawwali adı verilen (Hindistan’la Pakistan’a kendini adayan) sufi müzikle ve bu türün en fazla tanınan müzisyeni Nusret Fateh Ali Khan’la tanıştı. Khan’ı kendisine idol olarak tespit eden Buckley, eylül’de Los Angeles’a geri döndü. Tanınmış bir sanatçı olan ve 1960’larla 1970’lerde, bi hayli bi hayli beğeni alan albümler yapan, öz babası Tim Buckley’nin eski menajeri Herb Cohen’den gelen teklifle, kendi parçalarından oluşan bir demo kaset doldurdu. Babylon Dungeon Sessions adını verdiği kasedi; Eternal Life ve Unforgiven’ın da (sonradan “Last Goodbye” olarak adlandırıldı) aralarında olduğu beş parçadan oluşturdu.

26 Nisan1991’de Jeff Buckley, “Tim Buckley’den Sevgilerle” adı verilen ve Brooklyn’deki, St. Ann’s Church’de Tim Buckley’i anmak için gerçekleştirilen konserde sahne aldı. Bu onun da böyle bir kalabalık karşısındaki ilk performansıydı. Tim Buckley’nin, öksüz oğlu Jeff ve onun annesi için yazdığı “I Never Asked To Be Your Mountain” parçasını, ünlü rock gitaristi Gary Lucas’la birlikte çalan Buckley, sonrasında “Sefronia – The King’s Chain” ve “Phantasmagoria in Two”yu çaldı. En son “Once I Was”ı akustik olarak çalan Buckley, parçanın sonrasında o an içinden gelen bir cappella son ekledi. Jeff, müzik endüstrisine ilk adım attığı ve tanınmasına büyük yarar sağlayan bu konserle ve son parçadaki enstrümansız dile getirdiği kısımla alakalı şöyle konuşmuştu:

Benim işim değildi, benim hayatım değildi. Ama cenazesinde olamamak beni üzdü, ona hiçbirşey söyleyememiş olmak. Bu konseri ona olan saygımı sunabilmek için yaptım.

1991 yazı boyunca New York’da Gary Lucas’la birlikte Grace, Mojo Pin gibi en bi hayli beğeni alan parçalarını yazdı. Aynı zamanda Lucas’ın grubu Gods and Monsters’da da çalan Buckley, grubun mart 1992’de çıkardığı ilk albümün sonrasında gruptan ayrıldı. Aşağı Manhattan’da çeşitli yerlerde, ama en fazla da East Village’daki Sin-é’de kendine yer edindi. Burada bir çok sanatçı ve grubun parçalarını çalan Buckley, o zamanlarda kendisini canlı bir müzik kutusuna benzettiğini söylemişti. Sin-é’deki birkaç ayın sonrasında çeşitli plak şirketleri onu izlemek için gelmeye başlamıştı bile. Buckley, ekim 1992’de Bob Dylan ve Bruce Springsteen’le de çalışan Columbia Records plak şirketiyle anlaşmaya vardı ve araık 1993’de o dönemini ortaya çıkaran ve çalışmalarından dört parçayı içeren “Live at Sin-éEP’sini yayınlandı.

Nirvana’nın Nevermind albümünün yapımcılığını yapmış olan Andy Wallace’la anlaşan Buckley, basçı Mick Grondahl ve baterist Matt Johnson’la birlikte, 1993 yazında ilk albümünün çalışmalarına başladı. Dört hafta süren provaların sonrasında eylülde New York, Woodstock’daki Bearsville Stüdyoları’nda kayda girdiler. Buckley’nin davetiyle, Gary Lucas da Grace ve Mojo Pin parçalarının kayıtlarında gitar çaldı. Ertesi yıl gitarist Michael Tighe de gruba dahil oldu.

İlk albümü “Grace”, 23 ağustos1994’de yayınlandı ve Buckley, bunu takiben çıktığı dünya turunu 2 yıldan fazla sürdürdü. Bu dönem boyunca Paris Olympia da dahil olmak üzere bir çok mühim yerde de sahne aldı. Ardından aralık 1996’da Kuzey Amerika’nın kafe ve barlarında (The Crackrobats, Possessed by Elves, Father Demo, Smackrobiotic, The Halfspeeds, Crit-Club, Topless America, Martha & the Nicotines ve A Puppet Show Named Julio) çalarak “Phantom Solo Tour”u gerçekleştirdi. Buckley, kafelerde ve yerel yerlerde çalmanın verdiği zevkin eksikliğini hissettiğine dair bir açıklama yapmıştı:

Kısa süre önce hayatımda bir kafeye gidip, kolay bir şekilde ne yapıyorsam onu yaptığım, müzik yaptığım, kendi müziğimi çalarak öğrendiğim ve benim için ne anlam açıkladığini keşfettiğim, beni tanımayan, naaptığımı bilmeyen seyirciyi, sıkarken ya da eğlendirirken zevk aldığım bir dönem vardı. Bu durumda kaybetmenin, riskin ve başarmanın kıymetli ve değiştirilemez lüksüne sahibim. Bu tür şeyleri, bu çalışma formunu bir araya getirmek için gerçekten fazla uğraştım. Sevdim ve sonra ortadan kaybolduğunda onu kaybettim. Tek yaptığım bunu geri istemek.

Buckley’nin 1995 ve 1996’daki tur kayıtlarının birçoğu Mystery White Boy ve Live a l’Olympia adlarıyla yayınlandı. Turu tamamlamasının sonrasında My Sweetheart the Drunk adını vereceği yeni albümünün çalışmalarına başlayan Buckley, 1997’de Memphis, Tennessee’ye gitti. Burada bir silah evi kiraladı ve kendi kayıt cihazıyla demo kasetler yapmaya başladı. Tekrar stüdyo çalışmalarına başlayan grup için de, önlerindeki yeni albüm bi hayli heyecan vericiydi.

29 mayıs1997’de grubunun Memphis’e ona katılmak üzere geldikleri gün, Buckley Mississippi Nehri’ne bağlanan Wolf River’da yüzmeye gitti. Eşyaları bulunan Buckley’den hiç iz yoktu. Yapılan arama çalışmalarına rağmen Buckley bulunamadı. O günden bir hafta sonra bir turist tarafından görülen vücüdu karaya çıkarıldı. Alkollü olduğu ve intihar etmiş olabileceği iddialarına rağmen, herhangi bir uyuşturucu ya da alkol almadığı polis raporlarında yaşandı.

Jeff Buckley’nin son çalışmaları Sketches for My Sweetheart the Drunk adlı albümde yayınlandı, bunun bunun yanında canlı kayıtlardan oluşan Jeff Buckley-Live In Chicago adlı bir albüm ve 13 mayıs 1995’de Chicago’daki The Cabaret Metro’da elde edilen, canlı konserin fotoğraflarını içeren bir dvd yayınlandı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script