Karacaoğlan Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Karacaoğlan kimdir?, Karacaoğlan kaç yaşında?, Karacaoğlan evi nerede?, Karacaoğlan nerelidir? Karacaoğlan ev adresi?, Karacaoğlan kaç yaşında?, Karacaoğlan nerede oturuyor?, Karacaoğlan nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Karacaoğlan hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.??.1606??.??.1689 senesinde doğan Karacaoğlan şu an için 83 yaşında ve burcundandır. Karacaoğlan doğum yeri ise olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Şair olarak devam ettirmektedir.

Karacaoğlan Kimdir? – Karacaoğlan Evi Nerede? – Karacaoğlan Nerede Oturuyor?

Karacaoğlan Kimdir?, evi nerede?

Karacaoğlan, Türk halk şairi. Etkileyici bir dil ve duygu evreni kurduğu şiirleriyle Türk halk şiiri geleneğinde çığır açmıştır.

Karacaoğlan’ın1606’da dünyaya geldiğu, 1689’da yaşamını kaybettiğü sanılmaktadır. Bugüne değin yapılan inceleme ve araştırmalara göre 17inci yüzyılda yaşamıştır. Nereli olduğu üstüne değişik görüşler öne sürülmüştür.

Akşehirli Hoca Hamdi Efendi‘nin anılarına göre Karacaoğlan yetim büyüdü. Karacaoğlan’ın asıl adı Hasan’mış. Daha bir yaşına basmadananası ölünce öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış ve bir daha da dönmemiş. Anasının “Karaca” diye sevip doyamadığı Hasan’a köyden Serdengeçti Osman Ağa sahip çıkmış. Ona babalık etmiş, büyütmüş. Yaşı on sekize gelince de, köyde kimi kimsesi olmayan dilsiz bir kızla evlendirmek istenmiş. Karacoğlan, bu dilsiz kızla evlenmek istememiş. Ama bu düşüncesini çok sert bir adam olan babalığı Osman Ağa’ya da söyleyememiş. Çareyi köyden kaçmakta bulmuş. Düğün çalışmaları yapılırken köyden kaçmış. Karacoğlan dağlar, tepeler aşmış, nereye gittiğini bilmeden durmadan yürümüş.

Çirkin bir kızla evlendirilmek, babası gibi ömür boyu askere alınmak korkusu ve o sıralarda Çukurova‘da derebeyi olan Kazanoğulları ile arasının açılması sonucu genç yaşta gurbete çıktı. İki kız kardeşini de yanında götürdüğünü, Bursa’ya, hatta İstanbul’a gittiğini söyleyen şiirleri mevcuttur. Yine bu şiirlerinden anlaşıldığına göre, Bursa’da ev bark sahibi oldu, evlat acısı gördü. Anadolu’nun çeşitli illerini gezdiği, Rumeli‘ye geçtiği, Mısır ve Trablus‘a gittiği de sanılıyor. Yaşamının büyük bir kısmını Çukurova, Maraş, Gaziantep yörelerinde geçirdi.

Doğum yeri gibi, ölüm yeri de kesin olarak bilinmemektedir. Şiirlerinden, çok uzun yaşadığı anlaşılmaktadır. Hoca Hamdi Efendi’nin anılarına göre Maraş’taki Cezel Yaylası’nda doksan altı yaşında ölmüştür. En son bulgulara göre ise mezarının İçel’in Mut ilçesinin Çukur köyündeki Karacaoğlan Tepesi denilen yerde olduğu sanılmaktadır.

Göçebe Türkmen obalarında yetişti. Asıl adının İsmail, Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış bir çok Karacaoğlan’ın varlığı bile savunuluyor. Ahmet Kutsi Tecer ve Şükrü Elçin‘in araştırmaları, yaşamının büyük kısmını Rumeli’nde geçiren ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında Avusturya seferine katılan bir Karacaoğlan’ın varlığını ortaya koyar. Fuad Köprülü ve Cahit Öztelli gibi araştırmacılar da, 17’nci yüzyılda yaşadığını savunuyor. Bu araştırmacılara göre Karacaoğlan, şiirlerinde Abaza Hasan paşa’nın yaşamını kaybettirülmesi, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa‘nın Avusturya seferi gibi bu döneme ait tarihsel olaylardan sözeder. Karacaoğlan’ın şiiri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en fazla değindiği konulardır. Şiirlerinde çok fazla adları geçen Elif, Zeynep ve İsmikan adlı kadınların sevgilileri olduğu sanılıyor. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına çiçeği burnunda bir söyleyiş şekili getirdi. Doğa benzetmelerini sık sık kullanır. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Kendisinden sonra gelen bir çok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip paylaştı. Cahit Öztelli’nin Karacaoğlan-Bütün Şiirleri adlı derlemesi de mühim Karacaoğlan araştırmalarından. Birçok şiiri bestelendi.

Güzelleri, yiğitleri över, dert ortağı bildiği dağlara seslenir. Lirik söyleyişinin özünde, halkının duyuş ve düşünüş özellikleri görülür. Göçebe yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan doğa, onun şirinin başlıca temalarından biridir. Karacaoğlan yaşadığı çağda yetişmiş başka saz şairlerinin tersine, dil ve ölçü yönünden Divan Edebiyatı’nın etkisinden uzak kalmıştır. Güneydoğu Anadolu insanının o çağdaki günlük konuşma diliyle yazmıştır. Kullandığı Arapça ve Farsça sözcüklerin sayısı azdır. Yöresel sözcükleri ise yoğun bir halde kullanır. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır.

Şiirleri 1920’den beri araştırılan, derlenip yayımlanan Karacaoğlan’ın bugüne değin, yazılı kaynaklara 500’ün üzerinde şiiri geçmiştir.

İki Karacaoğlan şiiri:

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Karac’oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var
Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-ı mahşerde divan dururlar
Harami var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var
Er isen erliğin meydana getir
Kadir Mevlâ’m noksanımı sen yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var
Karac’oğlan der ki ismim öğerler
Ağı oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk’dan özge sevdiğim mi var

Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script