Lev Troçki Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Lev Troçki kimdir?, Lev Troçki kaç yaşında?, Lev Troçki evi nerede?, Lev Troçki nerelidir? Lev Troçki ev adresi?, Lev Troçki kaç yaşında?, Lev Troçki nerede oturuyor?, Lev Troçki nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Lev Troçki hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 07.Kasım.187921.Ağustos.1940 senesinde doğan Lev Troçki şu an için 61 yaşında ve Akrep burcundandır. Lev Troçki doğum yeri ise Yanovka, UkraynaCoyoacan, Meksika olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Siyasetçi olarak devam ettirmektedir.

Lev Troçki Kimdir? – Lev Troçki Evi Nerede? – Lev Troçki Nerede Oturuyor?

Lev Troçki Kimdir?, evi nerede?

Marksist teorisyenlerden olan Lev Troçki, 1917 Rus Devrimi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği‘nin kurulması ve alt yapısının oluşturulmasında etkili olan isimlerden biridir. Dışişlerinde sorumlu Halk Komiseriliği ve Bolşevik Parti’nin Politbüro kullanıcı hesabıni yapmış; Kızıl Ordu‘nın kurulmasında etkin rol oynamıştır. Vladimir Ilyich Lenin‘nin ölümünden sonra Josef Stalin‘e karşı “Sol Muhalefet“i geliştirmiş ve bu yüzden SSCB‘den sürülmüştür. 11 sene süren sürgün yaşamında bir çok ülkede bulunmuş ve “Troçkizm“i yaymak ve dünya çapında sosyalist bir düzen sağlamak maksadıyla çalışmalar sürdürmüştür. Şu an halen dünya çapında Troçkizm’den etkilenmiş gruplar bulunmakla birlikte özellikle Stalinizm ve Maolizm‘e karşı muhalefeti oluşturmaktadır.

Tam adıyla Lev Davidoviç Troçki, 7 Kasım1879‘da o dönem Rusya’ya bağlı bulunan Güney Ukrayna‘nın Kerson şehrinde dünyaya geldi. Yahudi bir çiftçi olan babası David Leontyeviç Bronstein ve annesi Anna Bronstein’nin beşinci çocuğu olan Troçki, ailesi Yahudi olmasına rağmen evde Rusça ve Ukraynaca öğrenmişti. Troçki’nin kız kardeşi Olga, Bolşevik Partisi’nin ileri gelenlerinden Lev Kamenev ile evli olduğundan ailenin içine siyaset girmişti.

Troçki, 9 yaşına geldiğinde daha güzel eğitim alması maksadıyla Odessa‘da yaşayan teyzesinin yanına gönderildi. Burada bir Alman Okulu’na yazıldı. Bu okulda aldığı eğitim onun kültür ve eğitim yaşamının gelişmesine ve erken yaşta entellektüel düzeysinin gelişmesine sebep oldu. Daha sonra yaşamında oldukça önemi olacak bir gelişme sağladı. “Hayatım” adlı otobiyografik eserinde bu okulda aldığı dil eğitiminin kendine çok yarar sağladığını belirtmişti. Troçki Ukraynaca, Rusça, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca öğrenmişti.

Daha sonra eğitim hayatına devam etmek için 1896 senesinde şimdiki adı Mykolaiv olan Nikolayev’e giden Troçki, burada matematik ve hukuk eğitimi aldı. 1897 devrim yandaşları ile tanışması bu sayede oldu. 1898 senesinde Rusya Sosyal Demokratik İşçi Partisi‘nin kolu olan Güney Rusya Çalışanlar Birliği‘ne girdi. Girdiği devrimci gruplarda, Marksizm görüşünü tanıdı. Grubun fikirlerini yaymak için bir çok çalışmalar düzenledi. Bu faaliyetlerinde dolayı 1898 senesinde Çarlık tarafından tutuklandı.

İki sene süren hapis yaşamından sonra, Sibirya’ya sürgüne gönderildi. “Troçki” lakabını bu dönem kullanmaya başladı. Sürgünde iken Marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile tanıştı ve evlendi. 1902 senesinde Rusya’dan kaçarak önce Viyana‘ya sonrasında Londra‘ya gitti ve orada Vladimir Ilyich Lenin ile tanıştı. Georgy Plekhanov, Julius Martov ve Lenin’nin görev aldığı “Iskra” adlı gazeteye girdi ve “Pero” takma adıyla yazılarını yazmaya başladı. Ertesi yıl 1903‘de Londra’da gerçekleştirilen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin kongrasine katıldı.

1903 senesinde gerçekleştirilen Rusya Demoktar İşçi Partisi’nin ikinci kongresinde, parti, Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki farklı gruba ayrılmıştı. Vladimir Ilyich Lenin‘nin önderi konumuna geldiği Bolşevik grubuna karşı, troçki Menşevik tarafında yer aldı. Ancak kısa bir süre sonra Plehanov‘un önderliğindeki Menşevikler ile de fikir ayrılıkları doğmasından dolayı bu gruptan da ayrıldı.

1905 senesinde “Kanlı Pazar” olarak nitelendirilen olayın hemen sonrasında, Troçki tekrar Rusya’ya döndü ve Rus devrimi için çalışmalar içine girdi. Bu dönem hem menşevikler ile hem de Bolşevikler ile birlikte çalıştı. Eylül ayında Çarlığa karşı yürüttüğü devrim hareketi başarılı olamayınca tekrar Sibirya’ya sürüldü fakat bu seferde Finlandiya‘ya kaçmayı başardı. “1905” adlı kitabında bu firar öyküsünden bahsediyordu. 1907 senesinde Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin 5. Kongresine katıldı. Ardından aynı yılın Ekim ayında Viyana‘ya giderek Avusturya Sosyal Demokrat Parti’nin çalışmalarına katıldı. Alman Sosyal Demokrat Parti için 7 sene süreyle çalıştı.

1908 senesinde, Rusya’ya ihtilaf olarak, proleterlerin haklarını öne çıkaran, Joffe Matvey ve Viktor Kopp‘un editörlüğünde haftada bir Rusça olarak yayına giren “Pravda” (Gerçek) adlı gazeteyi çıkardı. 1905 ile 1907 senelerı içerisinde süregelen Bolşevik-Menşevik tartışmaları 1910 senesinde Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Paris‘teki kongresinde Lenin’nin fikirleri ışığında birleşti ve Troçki’nin paylaştığı “Pravda” adlı gazete bir anda partinin resmi yayın kuruluşu durumuna geldi. Troçki 1912 senesinin Nisan ayına kadar bu gazeteyi çıkarmaya devam etti. 22 Nisan‘dan sonra St. Petersburg‘da Bolşevikler “Pravda” adlı gazeteyi çıkarmaya devam ettiler. Bu durumdan rahatsız olan Troçki, gezetenin baş editörü olan Menşevik önder Nikolay Chkheidze‘ye bir mektup yazarak, Bolşeviklere katıldığını açıkladı.

Troçki, 1917 senesinde Rusya’ya döndükten hemen sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığı’na getirildi. Yapılacak devrimde ve daha sonra alt yapının hazırlanmasında ve yönetilmesinde büyük rol oynadı. Gregoryen takvime göre 24 Ekim1917; Miladi takvime göre 7 Kasım1917‘de gerçekleştirilen, Petrograd’daki Çarlığa ait kışlık saraya Vladimir Ilyich Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin yaptığı baskın ile, Çarlık Rusya yıkıldı ve yerine Sovyet Rusya’nın kurulması için ilk adım atıldı.

Devrim sonrasında Sovyetler Birliği’nin en mühim adamlarından biri adurumuna gelen Troçki, önce Dışişleri daha sonra Savaş Bakanlığı’na getirildi. Savaş Bakanlığı yaptığı dönem Kızıl Ordu ile alakalı faaliyetlerde bulundu. Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu’nun kurulmasını sağladı ve ihtilal sonrası meydana gelebilecek ayaklanmaları bastırmak ile vazifelendirildi. Ancak kısa süre sonra parti ile fikir ayrılığına düşmesi sebebiyle partiden uzaklaştı.

I. Dünya Savaşı‘ndan çekilmiş olan Rusya’nın Brest-Litovsk Antlaşması‘nı imzalaması hususunda Vladimir Ilyich Lenin ve Bolşevikler ile fikir ayrılığına düşen Troçki, anlaşmanın imzalanmasının Avrupalı Devletler’in emperyalist güçlerine karşı boyun eğmek manasına geleceğini düşünüyordu. Almanya‘da da büyüyen bir proleterya olduğunu farkında olan Troçki, Rusya’da devrim ile getirdikleri rejimin, yayılarak Avrupa’da da büyüyebileceğini düşünmekteydi. Bu görüşünü, I. Dünya Savaşı gibi emperyalist bir savaştan çıkmış Avrupa Devletlerinin destekleyeceği düşüncesi desteklemekteydi. Ancak Lenin idaresindeki Bolşevikler, Sosyalist rejimin Avrupa’ya yayılacağını düşünmedikleri gibi, Brest-Litovsk Antlaşması ile zaten yeni bir devrim geçirmiş ve iç karışıklıklar ile mücadelesi devam eden bir ülkenin bu karışık zamandan çıkabileceğini bekliyorlardı.

Antlaşmanın imzalanması için yapılan oylamada 7’ye 4 kaybeden Troçki, Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilse de bu görevini yerine getirmedi. Bunun üzerine Lenin ve Bolşevikler ile arası açıldı ve antlaşmayı imzalaması için yerine getirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile 1878 senesinde devrimden önce Rusya‘nın Osmanlı Devleti‘nden aldığı Kars, Ardahan ve Batum da tekrar Osmanlı Devleti‘ne bırakılmış oluyordu. Bunların yanında, Rusya’nın batısında büyük bir bölge elden çıkmış oluyordu. Troçki, bu bölgenin emperyalist güçlere karşı sosyalist düşüncenin yayılması için Avrupa ile bir tampon bölge olması gerektiğini düşünse de, antlaşmadan sonra bu amaç için mühim bir koz kaybetmiş oluyordu.

Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra Sovyetler Birliği’nde iç savaş dönemi başladı. 19 Ocak1918‘de yapılan seçimlerde Bolşeviklerin partisi istediği sonuçları alamayınca, muhaliflerine karşı sert bir tutum içine girmişlerdi. Brest-Litovsk ile başlayan Bolşevik-Menşevik anlaşmazlığı kısa bir sürede bir iç savaşın çıkmasına sebep oldu. Bolşeviklerin silahlı gücü olan “Kızıl Ordu“, muhaliflerin idaresindeki “Beyaz Ordu” ile mücadele içindeydi. Başka partiler ile birleşen devrimciler, Bolşevikleri indirme planı kurmaktaydı. Gücü elinde tutan Bolşevikler, hükümeti karşı devrimden korumak maksadıyla “Çeka” adında gizli bir polis teşkilatı kurdu. 1920’li senelerın sonuna gelirken “sol muhalefet” zayıfladı. Troçki’nin gücü de giderek azalmaya başladı.

1922 senesinde iç çatışmalar yavaş yavaş son bulurken, 21 Ocak1924‘te Lenin’nin ölümü ile partinin iktidarına Josef Stalin geçti. Bu tarihten sonra Stalin ile iktidar mücadelesi dönemi başladı. 1922 senesinde Merkez Komite Genel Sekreterliği’ne getirilen Stalin, 1928 senesinde Troçki’nin önderliğindeki muhalefete son vermek maksadıyla yıpratma çabaları başladı. Önce Savaş Komitesi görevinden alınan Troçki, daha sonra Siyasi büro ve Komünist Enternasyonel Yürütme Kurulu Merkez Komitesi’nden alındı. İki yıl zarfında elinden tüm yetkileri alındı hatta 1927‘de Onbeşinci Komünist Parti Kongresi’nde parti kullanıcı hesabınden bile atıldı. Bundan sonra sürgün hayatı başladı. Bir süre Kazakistan‘nın Alma Ata bölgesinde yaşadı.

18 Ocak1929 tarihinde, Sovyet Ceza Kanunu’nun 58/10 maddesinden, devrimcilik ve yasa dışı Sovyet Partisi kurmak suçlamalarıyla Sovyetler Birliği’nden sürüldü. Ülkeden sürülmesinden hemen sonra Türkiye‘ye sığındı ve 19291933 senelerı içerisinde İstanbul‘da Büyükada’daki evinde çok sıkı güvenlik önlemleriyle birlikte torunu ve kızıyla birlikte yaşadı. Bu dönem mülayim bir hayat sürdü ve düşüncelerini kaleme alma fırsatı buldu.

20 Şubat1932 tarihinde, Josef Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından dahi çıkarıldı. Kendisi kızı Nina ile İstanbul‘da sorunsuz bir hayat geçirse de, 1933 senesinde Berlin‘de yaşayan diğer kızı Zina’nın şüpheli intiharı onu çok yıkmıştı. Kısa bir süre sonra oğlu Lev’de yaşamını kaybettirüldü. 17 Temmuz1933‘de Fransa‘ya geçti. Ancak iki sene geçmeden buradan da sınırdışı edildi. Geçtiği Norveç‘te de yine iki sene kalabildi. En son 9 Ocak1937‘de Meksika‘ya sığındı ve Mexico City‘e yerleşti. Burada Dördüncü Enternasyonal‘in çalışmalarını başlattı. Sürgünde olması devrim için çalışmasına engel olmadı.

1938 senesinin Eylül ayında Paris‘te bir araya gelen Avrupa, Amerika ve asya’dan gelen 30’a yakın delege, Sovyetler Birliği’nin komiterm Stalin tarafından ele geçirildiği için, proleter sınıfına önderlik yapamayacağına dair karar aldılar. Bu sebeple dünya çapında sosyalist devrimi devam ettirecek bir partinin kurulma ihtiyacı dünyaya geldi. Bu kongre ile bu görevi üstlenecek bir örgüt oluşturulacak ve geçiş programı hazırlanacaktı. Troçki’nin çabaları ve önderliği ile oluşturulan Dördüncü Enternasyonal, kapitalizme karşı olduğu gibi Stalin’e karşı da bir tutum içindeydi. Hatta Stalinist ve Troçkistler içindeki düşmanlık o kadar büyümüştü ki, birbirlerini yok etmek için yürüttükleri çalışmalar başka ülkelere de sıçrıyordu.

II. Dünya Savaşı ile Dördüncü Enternasyonal’de kopmalar başladı. Troçkist gruplar, özellikle Vietnam’daki kitle desteğini kaybettiler. Dördüncü Enternasyonal Uluslararası Sekreteryası, II. Dünya Savaşı sonrası siyasi durumu ve Doğu Avrupa’daki yeni sosyalist devletleri değerlendirmek maksadıyla 1946, 1948 ve 1951 senelerında bir dizi ülkeler arası kongre topladı. Özellikle 1951 Kongresinde Doğu Avrupa ve SSCB’deki durumu “deforme olmuş sosyalizm ya da deforme olmuş işçi devleti” olarak tanımladılar.

Stalin, Troçki’yi SSCB’deki rejim için büyük bir tehlike olarak görüyordu. 1940 senesinde İspanyalı bir GPU ajanı olan Ramon Mercader, gazeteci kılığında röportaj yapma bahanesi ile Troçki ile görüşme ayarladı. Mercader tarafından çekiçle ağır yaralanan Troçki, aldığı yaranın etkisiyle 21 Ağustos1940‘da vefat etti. Ölmeden önce bilincinin geri geldiği sırada dile getirdiği “Burjuva basınına iyi malzeme olduk” ve “Dördüncü Enternasyonal’in zaferinden eminim” sözleri son dile getirdikleri oldu. Stalinistler bu suikastı hiçbir zaman üstlenmediler ve asılsız bir iddia olduğunu savundular.

Troçki’ye göre Rusya gibi burjuva devriminin gerçekleşmediği ülkelerde, proleterya kendi devrimini yapmakla kalmayıp, burjuva devriminin gereklerini de yerine getirmek zorundaydı. İşçi toplumunun bir anda böyle büyük bir değişimi kaldıramayacağını düşündüğünden başarı sağlayacak olan sistemin “devamlı devrim” olduğunu söylüyordu. Tek başına kalmış bir sosyalist devleti, kapitalizm ile mücadelesinin yeterli olmayacağından, gelişmiş kapitalist ülkelerde sosyalizmin en kısa bir sürede yayılması gerektiğini savunmuştu. Ülke devriminden fazla dünya devrimini savunan Troçki, SSCB’de kurulan Stalinist yapının yeterli olmayacağını düşünmekteydi. Kapitalist bir dünya çapında tek başıan yer almak imkansızdı. Stalin’i devrimi korumak adına sosyalizmi feda etmesinden ve batılı devletler ile işbirliği içinde olmasından suçlamaktaydı. Ancak Stali’nin de yaptığı kapitalist düzende sistemi korumaktan başka birşey değildi. Troçkizmin, Marksist düşüncenin sol kanadı olduğu kabul edilir. Troçkizme göre, SSCB’de demokratik hakların kısıtlandığı ve dünyaya sosyalizmin yayılması gerektiği esas düşüncelerdir.

Troçki’nin ömrünün son senelerında başlattığı Dördüncü Enternasyonal, sosyalizmin dünyaya yayılmasını ve bunu kapitalist sistemi sert bir halde değil de sindirerek yapabileceği görüşünde olsa da, II. Dünya Savaşı ile askeri ve siyasi sürecin emperyalizmden beslendiğinin bilinmesi ile bu fikir etkinliğini kaybetmiştir. Troçki’nin ölümünden sonra Sri Lanka ve Bolivya’da hala fazlasıyla Troçkist bulunmakla beraber, gruplar içerisinde çatışmalar sebebiyle birlik sağlanamamaktadır. Ayrıca Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde kitle desteği oluşturulsa da azınlıkta kalmaktadır.

ESERLERİ:

1905
Bireysel Terörizmin İflası
Entelijensa ve Sosyalizm
Marksistler Bireysel Terörizme Neden Karşıdırlar?
Üçüncü Kongrenin Temel Dersi
Komunist Enternasyonal’in Taktikleri Üzerine
Dördüncü Dünya Kongresi Raporu
Yoldaş McKay’e Mektup
Paris Komunü Üzerine
“Avrupa Birleşik Devletleri” Sloganı İçin Uygun Zaman mı?
Doğu’da Perspektifler ve Görevler
Ekim Dersleri
Lenin’den Sonra Üçüncü Enternasyonal
Tek Ülkede Sosyalizm?
Katalan Milliyetçiliğinin İlerici Karakteri
İspanyol Komunizmi Ve Katalan Federasyonu
Katalonya’da Ulusal Sorun
Rus Devrimini Savunurken
Devamlı Devrim-Sonuçlar ve Olasılıklar
Milliyetçilik ve Ekonomik Yaşam
Uluslararası Komünist Birliğin Temel Teorik Görüşleri Üzerine Bir Tartışmaya Katkı
Savaş ve Dördüncü Enternasyonal
Amerika Komunist Olursa
Merkezci Kombinasyonlar ve Marksist Taktikler
Merkezci Simya mı, Marksizm mi?
Güney Afrika Tezleri Üzerine
Terörizm ve Sovyetler Birliği’ndeki Stalinist Rejim
Komunist Manifesto’nun Doksanıncı Yıldönümü
Lenin ve Emperyalist Savaş
Grynszpan’dan Yana: Faşist Kıyım Çetelerine ve Stalinist Hainlere Karşı
Zamanımızda Marksizm
Bir Kez Daha “Marksizmin Krizi” Üzerine
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script