Marquis de Sade Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Donatien Alphonso-François de Sade, Fransız düşünür, yazar. Uç noktalardaki özgürlüğün düşünürü olarak bilinmektedir. Yaşamının ortalama 30 yılını hapisanelerde ve akıl hastanelerinde geçirdi. İsmi, “sadizm” sözcüğünün kaynağını oluşturur.

2 Temmuz1740‘da Paris‘te, soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Dört yaşındayken, amcası Abbe de Sade‘ın yanına, Avignon‘a gönderildi. Burada gittiği Jesuit College’da eğitim gördüğü sıralarda, yazmaya olan ilgisini keşfetti. 14 yaşındayken Fransız Ordusu’na alındı ve “Yedi Yıl Savaşları” nda görev yaptı. Soylu olduğu için kısa bir sürede yüzbaşılığa yükseldi. 12 yıl süren askerlik görevini bitirdiktan sonra, 1766‘da Paris’e döndü.

1763 senesinde, varlıklı bir ailenin kızı olan Renee-Pelagie de Montreuil ile evlendi. Evliliğine rağmen başka kadınlarla ilişkileri devam etti. Bu ilişkileri esnasındaki davranışları yüzünden polis tarafından tutuklandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Hapisten çıktıktan sonra şehri terketmeye zorlandı ve bir süre ev hapsinde yaşadı. 1768 senesinde bir hayat kadınını kaçırarak tacizde bulundu. Bu zamanda Sade’ın kötü ünü Paris’te yayılmaya başladı. 1772 senesinde, illegal afrodizyaklar verdiği hayat kadınlarının zehirlenmeleri üzerine tekrar cezaya çarptırıldı ve bunun üzerine İtalya‘ya kaçtı.

1778 senesinde ölüm döşeğindeki annesini ziyareti esnasında yakayı ele verdi fakat, hakkındaki ölüm cezası uygulanmadı. Hapisten kaçmayı başardı fakat kısa bir sürede tekrar yakayı ele verdi. 1784 senesinde Bastille‘e nakledilen Sade, burada yarattığı kargaşadan sonra Paris‘te, Charenton akıl hastanesine yatırıldı. Burada başyapıtı olan, “Les 120 Journées de Sodome” u yazmaya başladı. 1790 senesinde Charenton akıl hastanesinden salıverildi.

1790’da başlayan özgürlük süreci boyunca birden çok kitabını paylaştı. Marie-Constance Quesnet adlı eski bir aktrisle tanıştı ve yaşamının geri kalanında birlikte yaşadılar.

1793 senesinde, Fransız Devrimi sonrası on ay boyunca iktidarı ele geçiren “Jacoben“lerin yarattığı terörden korkan Sade, konumunu güvenceye almak için ileri gelen Jacobenlerden Jean-Paul Marat‘a bir methiye yazıp yolladı. “Moderatizm” ile suçlandı ve bir yıldan fazla bir süre hapiste kaldı. Aynı yıl giyotine gitmekten idari bir hata aracılığıyla kurtulan Sade, 1794‘te Maximilien Robespierre‘in devrilmesiyle serbest bırakıldı.

1796 yılına gelindiğinde iyice fakirleşen Sade, Locoste‘daki harabeye dönmüş şatosunu satmak zorunda kaldı. Bu şato 1990‘lı senelerda Pierre Cardin tarafından restore edilerek, tiyatro festivallerinin gerçekleştirildiği bir yer halini aldı.

1801 senesinde Napolyon Bonapart‘ın emri ile yargılanmaksızın tekrar hapse mahkum edildi. Ailesinin araya girmesiyle akıl hastası olarak kabul edildi ve tekrar Charenton akıl hastanesine yatırıldı. Charenton hastanesinin müdürü Abbe de Coulmier, Sade’ın yazdığı oyunların hastanedeki diğer hastalar tarafından Paris halkı karşısına çıkarılmasına destek oldu. Coulmier’in tedavi metotlarındeki başarılarına rağmen, 1809 senesinde gelen yeni kurallar Sade’ı yazmaktan mahrum bırakarak hücre hapsine mahkum etti. 1813 senesinde da, bütün tiyatro çalışmalarının durdurulması emri geldi.

Sade, hastanedeki yaşamının dört senesinde, çalışanlardan biri olan onüç yaşındaki Madeleine Leclerc ile bir ilişki yaşadı. Bu ilişki Sade’ın 1814 senesindeki ölümüne kadar sürdü.

Marquis de Sade, 2 Aralık 1814 tarihinde Charenton, Saint-Maurice, Fransa‘da 74 yaşında yaşamını kaybetti. Vasiyetinde, yaşamını kaybettikten sonra yakılmak istemesine rağmen Charenton’da gömüldü. Daha sonra Sade’ın kafatası, frenoloji araştırması için topraktan çıkarıldı.

“Sadizm” kavramının çıkış noktası olan Marquis de Sade, yaşadığı dönemin en sıradışı yazarı ve düşünürü olarak akıllara kazınmıştır.

Kaynak:Bilgisayfam.net