Max Born Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Max Born kimdir?, Max Born kaç yaşında?, Max Born evi nerede?, Max Born nerelidir? Max Born ev adresi?, Max Born kaç yaşında?, Max Born nerede oturuyor?, Max Born nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Max Born hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 11.Aralık.188205.Ocak.1970 senesinde doğan Max Born şu an için 88 yaşında ve Yay burcundandır. Max Born doğum yeri ise Breslau (Wrocław), PolonyaGöttingen, Almanya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise FizikçiMatematikçi olarak devam ettirmektedir.

Max Born Kimdir? – Max Born Evi Nerede? – Max Born Nerede Oturuyor?

Max Born Kimdir?, evi nerede?

Kuantum teorisinin gelişmesinde etkili olan Alman matematikçi ve fizikçi. Aynı zamanda katıhal fiziği ve optiğe katkıda bulunmuş ve 1920-30’larda mühim fizikçilerin çalışmalarının denetimini yapmıştır. Born, yaptığı “Kuantum mekaniği‘nin temelini araştırma, özellikle dalga özelliğinin istatistiksel yorumlama üzerine” adlı çalışma ile 1954 senesinde Nobel Fizik Ödülü‘nü almıştır.

Max Born, 11 Aralık 1882 tarihinde Breslau (Wrocław), Polonya’da Yahudi asıllı bir aile olan anatomist ve embriyolog Profesör Gustav Born ve Silezyalı fabrikatör bir ailenin elemanı Margarethe Born’un (Kaufmann) iki çocuğundan biri olarak doğmuştur. Max Born halen 4 yaşındayken 29 Ağustos 1886 tarihinde annesi safra kesesindeki taşlar sebebiyle yaşamını kaybetti. Muhtemelen Max’in yaşam boyu süren müzik sevgisi annesinden geliyordu. Max’in sahip olduğu en mühim şey Johannes Brahms, Clara Schumann, Xaver Scharwenka, Pablo Sarasate ve diğer ünlü bir çok müzikçinin imzalarının olduğu annesine ait bir albümdü. Annelerini kaybetmelerinin üzerinden geçen dört yıl boyunca Max ve küçük kız kardeşi Kâthe’ye dadılar baktı. 1890’da babaları yeniden evlendi.

Breslau’daki König Wilhelm’in Gymnasium’unda (Almanya’da bulunan, öğrencileri üniversiteye hazırlayan lise üstü düzeydeki bir okul.) Latince, Yunanca ve Almanca başta olmak üzere matematik, fizik, tarih ve modern dillerden oluşan klasik hümanist eğitim aldıktan sonra öğrenim hayatına 1901 senesinde Breslau Üniversitesi’ne girerek devam etti. 1901’de okuldan mezun olmasından kısa bir süre önce babası yaşamını kaybetti. 1902 senesinde Heidelberg Üniversitesinde, 1903 senesinde Zurich Üniversitesi’ne gitti. ve 1904 senesinde Göttingen üniversitesine devam etti. Daha sonra çalışmalarında etkili olacak matris hesabı ile Breslau’da tanıştı. İleri düzey matematikle tanışması ise Zürich Üniversitesi’nde Adolf Hurwitz’ten aldığı eliptik fonksiyonlar dersi aracılığıyla gerçekleşti.

Max Born, 1904 senesinde Göttingen Üniversitesi’ne girdi. Öğreniminin ikinci aşamasında ağırlıklı olarak matematik okudu. Bu sırada tanışmış olduğu dönemin göz alıcı matematikçilerinin (Felix Klein, David Hilbert, Hermann Minkowski, Carl David Tolmé Runge) Born’un matematik bilgi ve becerisine büyük katkıları oldu. Aynı zamanda Karl Schwarzschild’den astronomi, Woldemar Voigt’den fizik eğitimi aldı. 1905 senesinde, Hermann Minkowski ile özel görelilik üzerine araştırmalar yaptı ve daha sonra Thomson atom modeli üzerine habilitasyon tezi yazdı.

“Elastik Çizgilerin Kararlığı” adını taşıyan çalışmasıyla Göttingen Felsefe Fakültesi Ödülü‘ne layık görüldü. Aynı çalışma ile 1907 senesinde Göttingen Üniversitesi’nden doktor unvanıyla mezun olduktan sonra Joseph Larmor ve Joseph John Thomson ile çalışmak üzere kısa süreliğine İngiltere‘de Cambridge’e gitti.

Breslau’ya döndüğü 1908-1909 senelerı içerisinde Otto Lummer ve Ernst Pringsheim ile birlikte görelilik teorisi üzerine çalıştılar. Bu süre zarfında Göttingen Üniversitesi’nde fizik doçentliğine atandı. 1914’te Max Planck’ın çağrısı üzerine Berlin Üniversitesi’nde ders vermeye başlayan Max Born’un bu görevi I. Dünya Savaşı sebebiyle çok kısa sürmüş olsa da Albert Einstein ile Max Born içerisinde ömür boyu süren bir dostluğun kurulmasını sağladı.

Max Born, 1912’de ilk defa ABD‘ye gitti. Ertesi yıl, 1913 senesinde Göttingen’den bir hukuk felsefesi profesörünün kızı olan Hedwig Ehrenberg ile evlendi. Ölene kadar evli kaldı. Irene Born, Margaret ve Gustav Victor Rudolf Born adlarında üç çocuğu oldu.

1915 senesinde Alman hava kuvvetlerinde telsiz operatörü olarak geçirdiği kısa dönemin sonrasında akustik metotlarla menzil hesaplama araştırmaları için geçici görevle topçu birliğine gönderildi. Cephede savaşan eski meslektaşlarından ve öğrencilerinden olabilecek olduğunca fazla sayıda kişiyi kendi bölümünde çalışmaya çağırmasının görevi olduğunu düşünüyordu. Savaş bittikten sonra, Almanya‘daki durum bi hayli zorlu olmasına rağmen, Born Berlin‘deki yaşantının özellikle de bilimsel hayatın tadını çıkardı. Fizikçiler içerisinde uzun süredir mektuplaştığı ama şimdi meslektaşı ve komşusu olan Albert Einstein‘ın arkadaşlığından bilhassa hoşlanıyordu. Born yetkin bir piyanistti ve Einstein’la beraber sık sık keman sonatları çalıyorlardı.

1918 senesinde Berlin‘de Fritz Haber ile bir şans toplantısı yakaladı fakat tartışılmasına yol açan bir iyonik bileşik hakkında konuşulmaya başlandı. Bu bileşik metal ile tepkimeye girdiğinde halojen oluştuyordu. 1919-1921 senelerı içerisinde Frankfurt Üniversitesi‘nde profesörlük yaptıktan sonra, Göttingen Üniversitesi’nden gelen çağrı ile Fizik Enstitüsü’nün yöneticiliğini üstlendi. 1921 senesinde Max Born Göttingen’e geri döndü. Born uzun süredir arkadaşı olan ve meslektaşı James Franck için bir makam ayarladı. Max Born gözetimin de, Göttingen fizik için dünyanın ileri gelen merkezlerinden biri halini aldı.

Enstitü’nün kuramsal fizik kısmının başına geçerek deneysel fizik kısmını James Frank’a bırakan Max Born; asistanları Werner Heisenberg, Enrico Fermi ve Wolfgang Pauli ile kuantum teorisi üzerine çalışmaya başladı.

II. Dünya Savaşı’na uzanan bu 10 yılda birden fazla fizikçinin yetişmesine önderlik etti ve Enstitü’yü kuramsal ve deneysel fiziğin merkezi haline getirdi.

Adolf Hitler’in iktidara geldiği zamanda bir çok bilim insanı gibi Max Born da Yahudi olduğu için görevinden uzaklaştırıldı. İngiltere’ye göç etti. Ocak 1933 senesinde Cambridge‘de 2 yıl süreli görevine başladı. 1935-36 senelerı içerisinde Hindistan’da Bangalore’de Hint Enstitüsü’nde altı ay geçirdi ve burada Sir Chandrasekhara Venkata Raman’la çalıştı.

Fizik felsefesi üzerine çalışmaları da bulunan Max Born, 1936’dan 1953’e kadar görev yapacağı Edingburgh Üniversitesi‘nde Tait doğa felsefesi profesörü olarak çalışmaya başladı. Üniversite, kendisine 17 yıl boyunca bir çok ülkedeki üniversiteleri ziyaret etme ve çalışmalarını sunma kolaylığı da sağlamıştır. Born 1937 senesinde Royal Society of Edinburgh’e 1939 senesinde da Royal Society of London’a üye oldu.

Kasım 1935 senesinde ailesiyle beraber alman vatandaşlığı iptal edildi. Max Born 31 Ağustos 1939 tarihinde bir İngiliz vatandaşı oldu.

1953 senesinde İngiltere‘de Edingburgh Üniversitesi‘nden emekliliğe ayrılıp ülkesine dönerek 1954 senesinde Almanya‘da bir şehir olan Bad Pyrmont’a yerleştiği sırada, kuantum mekaniği araştırmaları aracılığıyla Walther Bothe ile birlikte 1954 yılı Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştı fakat bu ödül, kimi zaman olduğu gibi aslında çok bundan öncekilerde yapılmış çalışmalara duyulan saygının bir ifadesiydi.

Görelilik, atom ve katı-hal fiziği, matris mekaniği, kuantum mekaniği, optik ve akışkanların kinetik teorisi gibi fiziğin bir çok dalında mühim çalışmaları olan Max Born, 5 Ocak 1970 tarihinde Almanya’da Göttingen’de 88 yaşında ölmüştür.

Bilime Katkıları:
• Kristallerin bunun yanında kristal ağlarındaki titreşim hadiselerina mühim açıklamalar getirdi ve katı hal fiziğine yeni boyutlar kazandırdı.
• Kimyasal bağların elektron yapısını açıkladı ve katı cisimlerin esneklik detaylarını hesapladı.
• Atomların serbest yolları üzerinde deneysel çalışmalar yaptı ve çalışma dostlarıyla birlikte, Bohr atom modelinin yetersizliğine ispat olabilecek mühim bulgular elde etti.
Kuantum mekaniğini tercih ederek atomsal çarpışma hadiselerinı inceleyip hareketli cisimlerin maddesel ve dalgasal detaylarını bir yaklaşıma bağladı (Born Yaklaşımı).
Werner Heisenberg’in düşüncelerinden yola çıkarak kurduğu “Matrisler Mekaniği” ile atomların spektroskopik yapılarının açıklanmasına büyük kolaylık getirdi.

Yapıtlar:
1915 – Kristal Örgüler Dinamiği,
1923 – Katıların Atom Kuramı,
1926 – Atom Dinamiğinin Problemleri,
1933 – Optik,
1935 – Atom Fiziği,
1936 – Durmak Bilmeyen Evren,
1954 – Kristallerin Örgü Dinamiği,
1962 – Einstein’ın Görelilik Kuramı,
1965 – Neden ve Rastlantının Doğal Felsefesi,
1968 – Yaşamım ve Görüşlerim,

Ödüller ve Onurlar:
1934 – Cambridge Stokes Madalyası
1939 – Royal Society kullanıcı hesabı
1945 – Edinburgh Royal Society MacDougall-Brisbane Madalyası
1945 – Edinburgh Royal Society Gunning-Victoria Jubilee Ödülü
1948 – Max Planck Medaille der Deutschen Physikalischen Gesellschaft
1950 – Londra Royal Society Hughes Madalyası
1953 – Göttingen kentinin fahri vatandaşı
1954 – Nobel Fizik Ödülü, ödül ‘dalga özelliğinin istatistiksel yorumlanması ve kuantum mekaniğinin temeli’ araştırması üzerine verildi.
1956 – Uluslararası Hukuk, Münih Hugo Grotius Madalyası
1959 – Alman Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı
1972 – Max Born Ödülü, Alman Fizik Derneği ve Fizik İngiliz Enstitüsü tarafından oluşturuldu. Bu ödül yıllık olarak verilmektedir.
1991 – Max-Born-Institut für Nichtlineare Optik und Kurzzeitspektroskopie Enstitü Max Born onuruna adlandırılmıştır.

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script