Mehmet Ağar Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Mehmet Ağar kimdir?, Mehmet Ağar kaç yaşında?, Mehmet Ağar evi nerede?, Mehmet Ağar nerelidir? Mehmet Ağar ev adresi?, Mehmet Ağar kaç yaşında?, Mehmet Ağar nerede oturuyor?, Mehmet Ağar nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Mehmet Ağar hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 30.Ekim.1951 senesinde doğan Mehmet Ağar şu an için 70 yaşında ve Akrep burcundandır. Mehmet Ağar doğum yeri ise Ankara olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise SiyasetçiBakan olarak devam ettirmektedir.

Mehmet Ağar Kimdir? – Mehmet Ağar Evi Nerede? – Mehmet Ağar Nerede Oturuyor?

Mehmet Ağar Kimdir?, evi nerede?

Türk siyaset adamı ve eski İstanbul Emniyet Müdürü

Mehmet Ağar, 30 Ekim1951 tarihinde Ankara‘da dünyaya geldi. Babası Zülfikar Ağa gibi polisliği seçti. Emniyet Müdürü olan babasının memuriyeti bundan dolayı 1957 senesinde Urfa’da başladığı ilkokulu, Gümüşhane, Bolu, Adana, Ankara ve Erzincan’da; Erzincan’da başladığı ortaokulu, Kayseri, Diyarbakır ve Uşak’ta bitirdi. Liseye Ankara’da başladı ve 1968 senesinde Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü adına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuyan Ağar, 1972’de mezun olduktan sonra, polisliğe Emniyet Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı korumalarında görev alarak başladı.

İznik, Selçuk ve Torul Kaymakamlıkları da yapan Ağar, Derince Kaymakamlığı görevinden sonra, İstanbul Siyasi Şube Müdür Muavinliği‘ne getirildi.

5 yıl süren İstanbul Emniyet Müdürlüğü Personel ve Asayiş Şube Müdürlüğü’nden sonra, Şükrü BalcıAhmet AteşliÜnal Erkan ve kendisi ile alakalı MİT raporunu sebebiyle 1988 yılı başında, Ankara Emniyet Müdürlüğü‘ne getirildi. Bu zamanda siyasilerle yakın ilişki kurmaya gayret etti.

PAPATYA BÜROKRAT

Ankara Emniyet Müdürü olduğu zamanda Semra Özal‘ın hiçbir programını kaçırmaması, Ankara dışına çıkışı ve gelişlerinde her daim havaalanında da hazır bulunması sebebiyle adı bazen, “Papatya Bürokrat” olarak anıldı.

Aynı zamanda Turgut Özal‘a karşı gerçekleştirilen suikastın soruşturulması görevini yürüttü ve video kasete alınan Kemal Horzum sorgusunu yaptı. Korkut Özal bu sebeple Ağar’ın suikastın arkasındaki isimleri bildiğini ileri sürdü.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden sonra, 1992’de de Erzurum Valisi oldu. Bu görevi esnasında 1 Ağustos 1992’de gıyabi tutuklu olarak aranan Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcı‘nın nikahında, gelin Vesile Erzincanlı’nın nikah şahitliğini yaptı. 1993 Temmuz ayında Tansu Çiller‘in DYP Genel Başkanı ve Başbakan olmasından sonra Emniyet Genel Müdürlüğü‘ne getirildi.

SUÇLAMALARA HEDEF OLDU

Bu vazifeye gelir gelmez, Milli Güvenlik Kurulu’na “Özel Tim“in güçlendirilmesi ve PKK‘nın büyük şehirlerdeki finans kaynaklarını kurutmak gibi önlemleri içeren “Terörü 1 yılda yok edecek” bir plan hazırlayıp sundu. Özel Harekat Timi’nin PKK’yı bir yılda sileceğini ileri sürdü. “PKK’ya karşı ülkücü ordusu kurulduğu” iddialarını yalanladı.

Bu konuşmasından 40 gün sonra ise “Özel ordu çok yakında zamanda hazır” açıklamasını yaptı. Polis örgütüne MHP yanlılarının hakim olmasına göz yummakla suçlandı. Ağar yönettiği polis örgütü sebebiyle, işkence iddialarına ve yargısız infaz suçlamalarına da hedef oldu.

Ağar, “Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Cem Ersever” gibi suikastların hiçbirisi çözülmemesine karşın, faili meçhul cinayetlerden 893’ünün ortaya çıkarıldığını savundu.

MGK‘da 26 Nisan 1995’te Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin Türkiye Raporu görüşülürken, Süleyman Demirel “İşkence yok” diyen Ağar’ı, “İşkence yok demekle olmuyor” diyerek tersledi.

Daha sonra işkenceyi “münferit olaylar” olarak nitelendiren Ağar, eleştirilerin tırmanması üzerine “Polis hatasız değil” demek zorunda kaldı.

MAFYAYA SİLAH

İstanbul’daki mafya iddiaları sebebiyle eleştiri alan Ağar, yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra “Mafyaya karşı katı” olacaklarını dile getirdi. Bu zamanda Mülkiye müfettişlerinin incelemesiyle yaşanan bir skandalda kimi sabıkalı mafya üyelerine yasalara aykırı bir halde silah ruhsatı verildiği ve ruhsat dosyalarında eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu‘nun imzası bulunduğu yaşandı.

Ağar bu soruşturma için kendisi hakkında yapılmış bir işlem olmadığını dile getirdi. Ağar kayıp dosya olmadığını söylerken, müfettişler 400 silahın dosyasının kaybolduğunu ortaya koydu ve mafya üyelerine verilen ruhsat rakamının 2 binden fazla olduğu belirlendi.

DYP’DEN MİLLETVEKİLİ

Ağar, Emniyet Genel Müdürlüğü zamanında artan faili meçhul cinayetler sebebiyle büyük eleştiri aldı. Tansu Çiller‘e başbakanlığı zamanında büyük destek veren Ağar, onu yurtiçi, yurtdışı tüm gezilerinde yalnız bırakmadı.

Ağar, bu zaman içinde İstanbul Emniyet Müdürü olan Necdet Menzir ile büyük bir çekişmenin de içinde oldu. Aralık 1995 seçimlerinden sonra 28 ay sürdürdüğü Emniyet Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldı ve DYP milletvekili olarak Meclis’e girdi. Çiller’in A Takımı’nda yer aldı.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE ZORUNLU İSTİFA

Adalet Bakanı olduğu ANAYOL Hükümeti zamanında cezaevlerinde 12 siyasi tutuklunun açlık grevlerinde ölmesi büyük tartışma yarattı. REFAHYOL Hükümeti‘nin kurulmasından sonra İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu.

Ağar, Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Necmettin Erbakan‘ın Libya gezisine karşı çıkan tek isim oldu. Erbakan’ın kararnamesini de imzalamayan Ağar görevinden istifa ederek de direnişini sürdürdü ve azledilmesi gündeme geldi.

ÇATLI’YA SİLAH TAŞIMA BELGESİ

Ağar’ın Susurluk olayından hemen sonra polis müdürü Hüseyin Kocadağ‘ı savunarak, Abdullah Çatlı‘yı teslim olmaya götürdüğü yolundaki açıklaması herkesi şaşırttı. Bu sözlerinin hemen sonrasında Tansu Çiller tarafından istifaya zorlandı ve istifa etti.

1996 Eylül ayında Aydınlık dergisi tarafından açıklanan ikinci MİT raporunda direkt Ağar tarafından verilen yeşil pasaportlar ve silah taşıma belgeleriyle özel bir örgüt kurduğu, bu örgütün adam kaçırma, uyuşturucu kaçakçılığı gibi işlere bulaştığı iddia edildi.

Susurluk kazasından sonra yapılan incelemelerde Abdullah Çatlı‘nın üzerinde çıkan silah taşıma belgesindeki imzanın Ağar’a ait olduğu Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından tespit edildi.

DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILDI

İstanbul DGM Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 30 Ocak 1997’de Meclis’e gönderilen fezlekede, Sedat Edip Bucak ile “Cürüm işlemek için çete kurmak. Hakkında yakalama ve tevfik müzakeresi bulunan bireyleri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak” suçlamalarıyla 6’yla 12 yıl içerisinde ağır hapis cezasına çarptırılması istendi.

11 Aralık 1997‘de dokunulmazlığı kaldırılan Ağar, Anayasa Mahkemesi‘nin itirazını reddetmesinden sonra, DGM’de 10 Ocak 1998’de 3 saat süreyle sanık sıfatıyla ifade verdi. Hospro silahlarıyla alakalı yaptığı yazılı savunmada, silahları Korkut Eken‘e senet karşılığı verdiğini ve konunun devlet sırrı olduğunu dile getirdi. Mesut Yılmaz ise bu tür bir devlet sırrının kayıtlarda yer almadığını ileri sürdü.

15 Haziran 2000 tarihinde “Suç işlemek maksadıyla teşekkül oluşturmak” iddiasiyle hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu 8’e karşı 6 oyla Ağar’ın Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar verdi ve eski İçişleri Bakanı böylece aklandı.

Tansu Çiller‘in DYP Genel Başkanlığından ayrılacağını açıklaması üzerine tekrar DYP’ye dönen Ağar, 14 Aralık 2002’de yapılan olağanüstü kurultayda Doğruyol Partisi genel başkanlığına seçildi.

Mehmet Ağar, 1974 senesinde Emel Ağar ile evlendi. Tolga Ağar, Yasemin Ağar adlarında iki çocuğu mevcuttur.

Mehmet Ağar, Susurluk Davası kapsamı içinde, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle alakalı “Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak” suçundan yargılandı. Ankara Özel Yetkili 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Eylül 2011 tarihinde Mehmet Ağar’ın “suç örgütü yöneticisi” olduğuna karar verdi ve Susurluk davasında 5 yıl hapse mahkûm etti. 25 Nisan 2012 tarihinde cezasını yatmak üzere Aydın iline bağlı Yenipazar ilçe cezaevine girdi. 5 yıllık cezanın 3 yılını infaz yasası sebebiyle yatmış gibi kabul gören Ağar geriye kalan iki yıl cezasının da bitmesinden 361 gün önce 3. Yargı paketi olarak anılan yasada bulunan denetimli serbestlik hakkından yararlanarak 29 Nisan 2013 tarihinde tahliye edildi.

17 Aralık sürecinin sonrasında Yargıtay’da dairelerin iş bölümü yeniden düzenlendi. Hanefi Avcı ve Balyoz davası gibi tartışmalı onama kararlarına imza atan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin terör ve örgütlü suçlara bakma yetkisi alındı. Bu yetki, yeni kurulan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne verildi. Değişiklik sonrası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 9. Ceza Dairesi’nin bundan öncekilerde Ağar hakkındaki kararıyla alakalı “karar düzeltme” talebinde bulundu. Tebliğnamede, davanın zaman aşımından düşürülmesi talep edildi. Başsavcılığın talebini görüşen 16. Ceza Dairesi, davanın zaman aşımından düşürülmesine karar verdi. Kararda, suç tarihi ile soruşturma ve kovuşturma safhalarında gerçekleşen süreler dikkate alındığında davanın zaman aşımına uğradığı altı çizildi.

Mehmet Ağar‘ın milletvekili olduğu sürelerde dava zaman aşımı zamanının kesintiye uğradığı vurgulanan kararda, buna karşın eski TCK hükümlerince 7 yıl 6 ay zaman aşımı zamanının dolduğu altı çizildi. Ağar için zaman aşımının Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ayrıldığı tarihte başladığı, milletvekilliği zamanında ise kesintiye uğradığı altı çizildi. Buna rağmen, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin onama kararı verdiği tarih itibariyle 7 yıl 6 aylık zaman aşımı zamanının 42 gün aşıldığı vurgulandı. Karar sonrası Ağar hakkında verilen mahkumiyet hükmü de ortadan kalkmış oldu. Ağar, men edildiği tüm haklarını da kullanabilecek. Ağar bu bağlamda devamlı, süreli ya da geçici bir kamu görevinin üstlenebilecek, seçme ve seçilme ile diğer siyasi hakları kullanabilecek.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script