Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Mehmet Akif Ersoy kimdir?, Mehmet Akif Ersoy kaç yaşında?, Mehmet Akif Ersoy evi nerede?, Mehmet Akif Ersoy nerelidir? Mehmet Akif Ersoy ev adresi?, Mehmet Akif Ersoy kaç yaşında?, Mehmet Akif Ersoy nerede oturuyor?, Mehmet Akif Ersoy nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Mehmet Akif Ersoy hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 20.Aralık.187327.Aralık.1936 senesinde doğan Mehmet Akif Ersoy şu an için 63 yaşında ve Yay burcundandır. Mehmet Akif Ersoy doğum yeri ise İstanbulİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise ŞairYazar olarak devam ettirmektedir.

Mehmet Akif Ersoy Kimdir? – Mehmet Akif Ersoy Evi Nerede? – Mehmet Akif Ersoy Nerede Oturuyor?

Mehmet Akif Ersoy Kimdir?, evi nerede?

İstiklal Marşı‘nın güftekarı, şair ve yazar.

Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık1873‘te İstanbul‘da dünyaya geldi. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti‘ne bağlı Arnavutluk‘un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü’nden İstanbul’a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi’nin kızı olarak Samsun’da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla dünyaya geldiğu yıl olan 1290‘a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağırıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları yer alıyordu.

Mehmet Akif, İstanbul’da Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi’nde dünyaya geldi. Çocukluğu Osmanlı Devleti‘nin “hasta adam” olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 senesinde, Akif 4 yaşındayken Fatih’de Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi’ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.

Babasının yazın Emin Paşa‘nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin Paşa’nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 senesinde ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başladı. Ayrıca Fatih Camii’nde Esad Dede‘nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu. Lise eğitiminde Mülkiye’nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi’ne geçti. Şiirle ilgisi bu zaman içinde başlayan Mehmet Akif, ilk şiirlerini bu zaman içinde yazmaya başladı.

22 Aralık1893 tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve Ma’adin ve Ziraat Nezare’Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi. 1895 senesinde ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli “Kur’an’a Hitab“, Servet-i Fünun Gazetesi’nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve Arabistan‘da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif’in düşünce ve yazın yaşamını çok etkildi.

1 Eylül1898‘de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı senelerda Maarif Dergisi‘nde ve Resimli Gazete‘de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca’dan yaptığı çevirilen yayınlandı. 1906 senesinde Halkalı Ziraat Mektebi’ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 1907‘de Çiftlik Makinist Okulu’na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet‘in ilan edildiği dönem İstanbul’da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği’ne getirildi. 19081910 senelerı içerisinde “Sırat’ı Müstakim” dergisinde yazdığı dönem en ünlü şiirleri “Küfe” ve “Seyfi Baba” yayınlandı.

Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 1913‘te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. I. Dünya Savaşı esnasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya’daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Ardından Arabistan ve Lübnan’a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu. İstanbul’a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye’nin başkatipliğine atandı. Miili Mütareke zamanında kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir’de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul’daki görevinden alındı. Ankara Hükümeti’nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi.

O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver‘nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, 724 şiir içerisinden yarışmayı kazandı. 12 Mart1921‘de TBMM‘de kabul gören şiir, Osman Zeki Üngör tarafından 1922 senesinde besteledi. 1924’te Ankara‘da Maarif Vekaletinde bir kurul toplandı. Bu kurul, 24 müzisyenin bestesinin içinden Ali Rıfat Çağatay‘ın bestesini kabul etti. İstiklal Marşı, metni ve bestesiyle bütün okullara bildirildi. 1930 yılına kadar bütün okullarda söylendi. Ali Rıfat Çağatay‘ın bestesinin Türk müziğinin etkisi altında olduğu gerekçesiyle 1930 senesinde alınan karar uyarınca Osman Zeki Üngör‘ün bestesi benimsendi ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marşı” olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500 lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu’na armağan etti.

Sakarya Zaferi‘nden sonra İstanbul’a geldi fakat İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet’in laik düzeninin oturması sebebiyle Mısır‘a gitti. 1936 yılına kadar Mısır’da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz’a yakalanması üzerine 1935‘te Lübnan‘a, 1936‘da Antakya‘ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık1936‘da İstanbul’da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde bulunmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy’un en mühim eseri olan “Safahat“, 7 kitaptan bir araya gelmektedir. 1911 senesinde yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; 1912 senesinde yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 1913‘de Safahat’ın üçüncü bölümü olan “Halkın Sesleri“ni ve 1914 senesinde dördüncü bölüm “Fatih Kürsüsünde“yi yazdı. Ardından 1917 tarihli “Hatıralar” ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin bulunduğu 1924 tarihli “Asım“ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan “Gölgeler“i 1933 senesinde yazdı. Şiirlerinin toplu olarak bulunduğu 7 kitaplık eserine “İstiklal Marşı”nı koymayarak bu eserini Türk Milleti’ne armağan etmişti.

Başlangıcı 1911 olan “Safahat”, 1933 senesinde tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy’un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, 1943 senesinde tekrar yayımladı. Ardından 1987 senesinde M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları içindeki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. “Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ve “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.

Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli‘nin Leyla ve Mecnu’nu, Victor Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif Ersoy’un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. “Sanat sanat içindir” görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir. Edebiyat dili olarak Milli Edebiyat akımına karşı çıkmış, aruz kullanmıştır. Hatta edebiyatta batılılaşma hususunda Tevfik Fikret ile çatışmıştır.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script