Michael Faraday Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Michael Faraday kimdir?, Michael Faraday kaç yaşında?, Michael Faraday evi nerede?, Michael Faraday nerelidir? Michael Faraday ev adresi?, Michael Faraday kaç yaşında?, Michael Faraday nerede oturuyor?, Michael Faraday nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Michael Faraday hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 22.Eylül.179125.Ağustos.1867 senesinde doğan Michael Faraday şu an için 76 yaşında ve Başak burcundandır. Michael Faraday doğum yeri ise Newington, Surrey, İngiltereLondra olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Bilim adamıFizikçi olarak devam ettirmektedir.

Michael Faraday Kimdir? – Michael Faraday Evi Nerede? – Michael Faraday Nerede Oturuyor?

Michael Faraday Kimdir?, evi nerede?

19. yüzyılın en büyük bilimadamlarından biridir. Elektromanyetik indüklemeyi, manyetik alanın ışığın kutuplanma düzlemini döndürdüğünü buldu. Elektrolizin temel ilkelerini belirledi. Klor gazını sıvılaştırmayı başaran ilk kişidir ve elektrik motorunu icat etmiştir.

Michael Faraday, 22 Eylül 1791 tarihinde İngiltere‘nin kuzeyinden iş aramak maksadıyla gelmiş köylü ve demirci bir babanın dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Annesi ev hizmetçisiydi. Michael Faraday, fakirlikten dolayı uzun süreli bir eğitim alamadı. Kısa süren öğreniminde okuma, yazma, bir miktar aritmetik öğrenmekle kalmıştı. Ailesi Sandemancılar adı verilen bir tarikatın üyesiydi. Faraday daha ziyade kendi kendine yetişmiş bir ilim adamıdır. Kilisenin pazar okulunda okuma yazma ve hesap öğrendi. Henüz onüç yaşında iken küçük yaşta gazete dağıtıcısı olarak çalışmaya başladı. On dört yaşında bir ciltçiye çırak olarak girdi.

1813 Mart ayına kadar devam ettiği bu işte ciltlenmek üzere getirilen kitapları okuyarak bilgisini genişletmeye başladı. Bununla birlikte gençliğinde birden fazla kitap okudu. Bilhassa fizik kitaplarını büyük bir heves ve arzuyla okuyordu. Encyclopedia Britannica’nın üçüncü baskısındaki elektrik maddesinden özellikle etkilendi. Etkilendiği diğer kitap Jane Marcet’in Kimya Üzerine Söyleşiler adlı kitabıydı. “Eski şişeler ve hurda parçalardan yaptığı basit bir elektrostatik üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya başladı. Gene kendi yaptığı zayıf bir Volta pilini tercih ederek elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi.

Deneysel olarak, bir maddeden geçen belli miktarda elektrik akımının, o maddenin bileşenlerinde belli miktarda bir çözülüme yol açtığını gösterdi. Bu sonuç ilk elektrik sayaçlarının üretimine olanak verdi. Faraday’ın bir başka mühim katkısı da “amper” denilen akım biriminin kesin tanımını vermiş olmasıdır. Elektrolizde geçen “elektrot“, “anot“, “katot“, “elektrolit“, “iyon” vb. terimleri de ona borçluyuz.

Londra‘da bulunan Kraliyet Enstütüsü’nde bir müşterinin sağladığı biletle 1812’de ünlü kimyacı Sir Humphry Davy tarafından halka açık verilen kimya konferanslarına katılma olanağı buldu. Konferanslarda tuttuğu notları ciltleyerek iş isteyen bir mektupla birlikte Humphry Davy‘ye gönderdi ve 1813 senesinde Humphry Davy‘nin desteğiyle Kraliyet Enstitüsü’nde laboratuvar asistanlığı işi buldu.

Bunun yanında Michael Faraday evlendi. Ekim 1813 ile Nisan 1815 tarihleri içerisinde Fransa, İtalya ve İsviçre gezisinde Sir Humphry Davy, Michael Faraday’ı yanına asistan sekreter olarak aldı ve ona refakat etti. Bu gezide bir çok ünlü bilim adamıyla tanışma olanağı buldu. 1820‘de Davy’nin yanından yardımcılık görevinden ayrıldı. Bilim çevrelerinde pek rastlanmayan bir hızla ün kazanan Faraday, 1823’te Kraliyet Bilim Akademisi kullanıcı hesabıne seçildi; 1825’te laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833’te enstitüye ders verme mecburiyeti olmaksızın kimya profesörü olarak tayin edildi. Hayatının tümünü enstitünün çalışmalarına adadı.

Faraday elektro-kimya bölgesindeki çalışmasıyla yetinseydi bile bilim tarihinde mühim bir yeri olacaktı. Ama onu bilimin öncüleri arasına sokan asıl başarısı elektromanyetik hususundaki buluşlarıdır.

19. yüzyılın başlarına gelinceye dek elektriğe gizemli bir olay gözüyle bakılıyordu. Elektrik “Benjamin Franklin” için bir tür akışkandı. Kimisine göre ise, elektrik pozitif ve negatif olmak üzere iki değişik akışkandı. İlk kez Faraday elektriği bir “kuvvet” diye niteler. Elektrik gibi manyetizma da ilgi çeken, tartışılan bir konuydu; ama ikisi içindeki ilişki halen bilinmiyordu.

1820 senelerında fen alimleri çalışmalarına daha ziyade elektriğe ait konularda ağırlık vermişlerdi. Bunlardan en mühimleri Volta’nın elektrik pili ve Danimarkalı bilim adamı Hans Christian Örsted’in elektrik akımından üretilen manyetik mıknatıslı güç kaynağı idi. Örsted 1820’de bir telden geçen elektrik akımının tel etrafında bir magnetik alan oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikci Andre Marie Ampere de tel etrafında oluşan magnetik kuvvetin dairesel olduğunu gerçekte de tel etrafında bir magnetik silindir oluştuğunu göstermişti. Bu durumda soyutlanmış bir magnetik kutup elde edilebilir ve akım taşıyan bir telin yakınına konursa telin etrafında devamlı olarak bir dönme hareketi yapması gerekecekti. Bu olayın tersinin de geçerli olduğunu, magnetik alanın da elektrik akımı üretebileceğini düşünen Faraday bu hususta deneylere girişti. 1831’de, bir bobinin yakınında hareket ettirilen kuvvetli bir mıknatısın elektrik akımı yarattığını gösterdi. Bu çok mühim bir buluştu; çünkü böylece büyük miktarda elektrik akımı üretmenin yolu açılmış oldu .

Elektrik enerjisinden manyetizma üretildiğinden beri fen adamlarının en büyük düşüncesi, “Manyetizmadan elektrik enerjisi elde edilebilir mi?” sorusu olmuştu. Bu, fen ilimleri tarihinde en büyük mesele halini aldı. Faraday, bazen bu mesele üzerinde çalıştı. Bunun yanında ilk ilmi keşfini de gerçekleştirmiş oldu. Bir mıknatıs etrafında tersine karşılıklı dönebilen bir kablo sistemi geliştirdi ve böylece ilk defa elektrik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülmüş oldu. Bu keşif, elektrik motorlarının esası kabul edildi.

Sonraki 10 yıl içinde Faraday kimya bölgesindeki çalışmalarını arttırdı. Taşkömürü katranında Benzen ve bütileni keşfetti, ilk paslanmaz çeliği imal etti. Kloru ve diğer bazı gazları sıvılaştırdı. Mikroskop gibi optik araçlar için yeni cam türleri buldu. Oyuk bir iletkenin (Faraday kafesi) elektrik etkilerini perdelediğini gösterdi. Manyetizma yoluyla elektrik enerjisi elde etme düşüncesi kendisini devamlı zorluyordu. 1822’de manyetizmayı elektriğe dönüştürme üzerine tezler yazdı. 1824 ve 1825’te deneylerini tekrar ettiyse de başarılı olamadı.

Faraday manyetik etkiyle alakalı deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken elektriğin farklı şekillerde yaşanan türlerinin niteliği hususunda kuşkular belirmişti. Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli balıkların saldığı elektrik, bir elektrostatik üretecin verdiği elektrik, bir pilden ya da elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin aynı mıydı? Yoksa bunlar farklı yasalara uyan farklı akışkanlar mıydı? Faraday araştırmalarını derinleştirince iki mühim buluş gerçekleştirdi.

Elektriksel kuvvet; kimyasal molekülleri, o güne değin sanıldığı gibi uzaktan etkileyerek ayrıştırmıyordu, moleküllerin ayrışması iletken bir sıvı ortamdan akım geçmesiyle ortaya çıkmaktadu. Bu akım bir pilin kutuplarından gelsede, ya da misal verilecek olursa havaya boşalıyor olsa da böyleydi. İkinci olarak ayrışan madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına dorudan bağımlıydı. Bu bulgular Faraday ‘ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.

Kraliçe Victoria bilime katkıları sebebiyle Faraday’a “sir” unvanı vermek istedi, ama Faraday sade bir vatandaş olarak yaşamak istediği için bu unvanı kabul etmedi. Buluşlarından para kazanmayı hiç düşünmedi ve sanayicilerden gelen iş önerilerini geri çevirdi. Faraday buluşlarının pratik sonuçlarıyla pek ilgilenmiyordu. Ama bu onun o sonuçların önemini kavramaktan uzak kaldığı demek değildi. Nitekim dönemin, başbakanı ona dinamonun ne işe yarayabileceğini sorduğunda, “Bilmiyorum, ama hükümetinizin bir gün ondan vergi sağlayabileceğini söyleyebilirim” demişti.

1839’da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir halde hızla oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.
Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.

1839’da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir halde hızla oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.

30 yıl boyunca öte yandan laboratuvarda deneylerini devam ettirirken, öte yandan da deniz fenerlerinde kullanılacak lamba türleri hususunda İngiltere ve Galler Ulusal Deniz Fenerleri Yönetimi “Trinity House”a danışmanlık yaptı. Elektroliz hususundaki deneyler sonunda kendi adıyla anılan iki elektroliz yasasını ortaya koydu . Magnetik alanın ışık üzerinde tesirini inceledi ve Faraday etkisi denen olayı buldu.

Faraday’ın matematik bilgisi buluşlarını matematiksel olarak dile getirmek için yeterli değildi; ama nitel de olsa deney sonuçlarını açıklayan bir kuramı vardı. Bu kuramın matematiksel olarak işlenmesi geçen yüzyılın büyük fizik bilgini James Clerk Maxwell‘i bekleyecektir.

Sekiz yıl boyunca aralıksız süren deneysel ve kuramsal çalışmaların sonunda 1839’da sağlığı bozulan Faraday bunu izleyen altı yıl boyunca yaratıcı bir etkinlik gösteremedi. Araştırmalarına fakat 1845’te yeniden başlayabildi. 1855’ten sonra Faraday’ın zihinsel gücü azalmaya başladı. Ara sıra deneysel çalışmalar yaptığı oluyordu. Kraliçe Victoria bilime büyük katkılarını göz önüne alarak Faraday’a Hampton Court’ta bir ev bağışladı.

Kendi çocuğu olmayan Faraday çocuklara çok düşkündü ve yeğenlerini laboratuvarına götürerek onlara heyecan verici deneyler gösterirdi. Gençler için, Londra Kraliyet Enstitüsü’nde günümüzde de sürdürülen Noel derslerini de Faraday başlatmıştır.

25 Ağustos 1867‘de Londra Hampton Court’ta yaşamını kaybetti.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script