Michelangelo Buonarroti Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Michelangelo Buonarroti kimdir?, Michelangelo Buonarroti kaç yaşında?, Michelangelo Buonarroti evi nerede?, Michelangelo Buonarroti nerelidir? Michelangelo Buonarroti ev adresi?, Michelangelo Buonarroti kaç yaşında?, Michelangelo Buonarroti nerede oturuyor?, Michelangelo Buonarroti nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Michelangelo Buonarroti hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 06.Mart.147518.Şubat.1564 senesinde doğan Michelangelo Buonarroti şu an için 89 yaşında ve Balık burcundandır. Michelangelo Buonarroti doğum yeri ise Caprese, İtalyaRoma, İtalya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise MimarRessamŞair olarak devam ettirmektedir.

Michelangelo Buonarroti Kimdir? – Michelangelo Buonarroti Evi Nerede? – Michelangelo Buonarroti Nerede Oturuyor?

Michelangelo Buonarroti Kimdir?, evi nerede?

Michelangelo Buonnarroti ya da Michelangelo, İtalyan Rönesansının devlerinden biri, resim, şiir, mimari ve heykeldeki üstün yeteneğiyle tarihin dört ruhlu adam ünvanını verdiği, ünlü Davut heykelinin yaratıcısı…

Michelangelo, 6 Mart1475 tarihinde İtalya’da Caprese kasabasında dünyaya geldi. Soylu bir aileden gelen babası Ludovici Bounnarroti kasabanın belediye başkanıydı. Fakat Michelangelo’nun dünyaya geldiğu yıl, babasının başkanlık görevi bittirildi ve yoksullaşan aile Floransa‘ya taşındı. Burada bir taş işçisinin karısının bakıcılığına verilen Michelangelo, seneler sonra bunun üzerine,” Dadımın göğsünden sütüyle birlikte keskiyi ve tokmağı da emdim.” diyecektir.

Çocukluğunda Michelangelo’ya sıkı bir eğitim verildi, fakat çocuğun sanata olan merakı babasının engellemelerine rağmen giderek büyüdü. En sonunda 1488 senesinde Ghirlandaio diye bilinen Dominico ile David Currado‘nun yanına çırak olarak verilen Michelangelo, resim yeteneğiyle kısa bir sürede farkedildi. On üç yaşındayken bile Michelangelo, doğayı gözlemlemeden, düşlerinin doğanın gerçeğine uyup uymadığını denemeden hiçbir şeyi renklendirmezdi. Sık sık balık pazarına gider, balıkların şeklini, göz ve solungaçlarını inceler, sonra da büyük bir titizlikle resmederdi.

Ustası Ghirlandaio’nun yanından bir süre sonra ayrılan Michelangelo, Lorenzo de Medici ya da ”Muhteşem Lorenzo” diye bilinen bir soylunun koruyuculuğunda kurulan okulda heykeltraşlığa başladı. Kısa sürede Lorenzo’nun ilgisini çekti. Lorenzo okulda bir gün, Michelangelo’yu çöpe atılan bir mermerden yaptığı sırıtan bir yüz heykelini parlatırken görür. Bu Lorenzo’nun çok hoşuna gider ve yarı şaka yarı ciddi ” Oldukça yaşlı bir yüz yapmışsın, bu geçkin budalanın tüm dişleri de yerinde. İnsanların yaşlandıkça dişlerinin döküldüğünü bilmiyor musun?” diye sorar. Michelangelo da keskisini kaptığı gibi üst çeneden bir diş kırar. Bu zekice davranışın üzerine, Lorenzo çocuğun babasını çağırtır ve onu kendi evine aldırır. Michelangelo burada 1492 yılına, Lorenzo de Medici‘nin ölümüne kadar kalmıştır.

Bu seneler Michelangelo’nun sanatının yetişme dönemidir ve o döneme ait eserlerde Lorenzo de Medici‘nin aşıladığı Yunan etkileri görülür.

Şiire ilgisi de bu senelerda başladı. Dante Alighieri‘den bi hayli etkilendi. Tam da bu senelerda Güzel Luigia de Medici’ye aşık olması edebiyata olan ilgisini arttırmış ve karşılıksız kalan aşkını kuvvetli bir sone dizisinde dile getirmişti. On sekiz yaşında yalnız yüreği bir kez daha coşmuş ve bir başka aşk şiirleri dizisinde genç Tommaso Cavalieri’ye seslenmişti. Fakat Pescara markisinin dul karısı Vittoria Colonna için yazdığı şiirler, bunlardan daha kuvvetlidir. Michelangelo, sayıları bi hayli kabarık olan bu şiirlerde Vittoria’ya olan aşkını anlatmış, yalnız bu mistik şiirlerinde değil, hristiyanlıkla alakalı eserlerinde ve platonik aşkın mutluluklarını dile getiren, sanatın sırlarını anlatan yazılarında da hep Vittoria’ya seslenmiştir. Michelangelo’nun şiirlerindeki anlatım, kişiliğindeki gibi yoğun ve kuvvetlidir. Hayatındaki tüm coşkunluk ve ateşi heykellerinde olduğu gibi yazılarında da yansıtırdı.

Çağdaşlarını gözünde Michelangelo, çabuk kızan, sinirli, kendini beğenmiş alaycı ve aksi biriydi. Hatta gençlik senelerında alay ettiği ve sert bir dille işini eleştirdiği bir okul arkadaşının yumruğunun izini hayatı boyunca burnunda taşıdı.

1492 senesinde Lorenzo de Medici ölünce, Settignano’ya dönen Michelangelo burada anatomi çalışmaya başladı. Daha sonra üç yıl süreyle, çalışmalarına Venedik ve Bologna‘da devam etti. Vatanı Floransa‘ya döndüğünde yaşının küçük olmasına karşın sanatında olgunluk dönemine girmişti bile. 1595 senesinde ” Uyuyan Cupid” adlı eserini bitirdi ve bu eser St. Giorgio Kardinali’ne antika diye satıldı. Bir yıl sonra Roma‘ya giden sanatçı, ”Baküs” adlı mermer heykelini yaptı. Bundan böyle yalnızca başarılı bir ressam değil, bunun yanında verimli bir heykeltraştı. 1499 senesinde hristiyan heykelciliğinin ilk gerçek eseri olan ”Pieta”yı bitirdi. Olağanüstü güzellikteki bu eser şimdi Vatikan‘dadır.

1501 senesinde yeniden Floransa’ya dönen sanatçı, bir yıl sonra ” Bruges Madonna” adlı eserini, üç yıl sonra da ünlü ”Davut” heykelini yaptı. On sekiz ayda sona eren bu heykel dört buçuk metre boyundadır. Aynı zamanda ” St. Mattew” heykelini ve ”Pisa Savaşı”nın taslağını yapmıştır.

Michelangelo’nun Davut heykeli bugün Floransa’daki Galleria Dell’accademia‘ da sergilenmekte ve her sene ortalama 8 milyon ziyaretçiyi kendine hayran bırakmaktadır.

İlk sanat tarihçisi olarak nitelendirilen sanatçı Giorgio Vasari, Michalengelo’nun Davut’unu anlatırken; “Kesinlikle Michelangelo’nun Davut’unu gören kimsenin, sağ ya da ölü hiçbir heykeltıraşın hiçbir yapıtını görmeye ihtiyacı yoktur.” der ve devam eder “hiç şüphesiz bu figür, eski ya da yeni, Yunan ya da Roma yapımı bütün öbür heykelleri gölgede bıraktı.”

1505 senesinde Papa II. Julius, Michelangelo’yu Roma‘ya davet etti ve onu kendi türbesini yapmakla görevlendirdi. Yıllarca süren çalışmanın sonunda sona eren eser olağanüstü güzelliğiyle görenleri kendine hayran bırakır.

Üç yıl sonra Michelangelo’ya Sistine Kilisesi‘nin tavan süslemeleri görevi verilir. İlk başta bu görevi reddeden Michelangelo, sonunda kabul ederek sanat tarihine kusursuz bir eser kazandırmıştır. Kilisenin tavan süslemeleri üç yıl sürmüştür. Sistine Kilisesi’nin tavanının bir parçasına “The Creation of Adam” (Adem’in Yaratılışı) tablosunu yapmıştır.

1527 senesinde toplumda iyice saygın bir kişi olarak bilinen Michelangelo, Levazım Generali seçildi. 1534 senesinde görevinden ayrılan sanatçı, Floransa‘yı terkederek Roma‘ya yerleşti. Roma’da, Papa III. Paul, atmış yaşında olan Michelangelo’yu Vatikan‘ın baş mimarı, ressamı ve heykeltraşı olarak vazifelendirildi. Aynı yıl Sistine Kilisesi için ”Kıyamet Günü” freskine başlayan Michelangelo bu eseri yedi yılda bitirdi. Ayrıca Paulin Kilisesi’nde freskler, resimler ve heykeller yapmış, 1574 senesinde St. Peter kilisesinin mimarlığını da üstlenmiştir.

1564 yılı Şubat ayının bir öğle saatlerinden sonrasında hayata gözlerini kapayan Michelangelo hiç evlenmedi. Yalnızca sanatıyla evli olan sanatçı, tüm yaşamını ve enerjisini eserlerine verdi. Bir papaz arkadaşı, evlenmemesine ve çalışmalarının ürününü ve ününü bırakacak çocukları olmamasına çok üzüldüğünü dile getirdiği zaman, Michelangelo, ”Sanat bana bi hayli fazla eş oldu. Beni daima çalıştırdı, çabalattı. Geride bıraktığım eserlerim ise çocuklarımdır. Hiçbir değeri olmasa bile ben onlarda yaşarım” dedi. Gerçekten de dediği gibi yüzsenelerdır eserleriyle yaşamaktadır.
Kaynak:Bilgisayfam.net

porno izle cm to inches
bestnich altyazılı porno porno nulled script