Necip Fazıl Kısakürek Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Necip Fazıl Kısakürek kimdir?, Necip Fazıl Kısakürek kaç yaşında?, Necip Fazıl Kısakürek evi nerede?, Necip Fazıl Kısakürek nerelidir? Necip Fazıl Kısakürek ev adresi?, Necip Fazıl Kısakürek kaç yaşında?, Necip Fazıl Kısakürek nerede oturuyor?, Necip Fazıl Kısakürek nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Necip Fazıl Kısakürek hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 26.Mayıs.190425.Mayıs.1983 senesinde doğan Necip Fazıl Kısakürek şu an için 79 yaşında ve İkizler burcundandır. Necip Fazıl Kısakürek doğum yeri ise İstanbulİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise YazarŞairTiyatro YazarıGazeteci olarak devam ettirmektedir.

Necip Fazıl Kısakürek Kimdir? – Necip Fazıl Kısakürek Evi Nerede? – Necip Fazıl Kısakürek Nerede Oturuyor?

Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?, evi nerede?

Necip Fazıl Kısakürek, Türk Edebiyatı’nın Muhafazakarlar’ından, şair, hikaye ve piyes yazarı, gazeteci, düşünür.

26 Mayıs1904‘te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Necip Fazıl Kısakürek’dir. Çocukluğunu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının, İstanbulÇemberlitaş‘taki konağında geçiren ve kayıtlı bir secereyle, Alâüddevle devrinin Şeyhülislam Mevlâna Bektût‘a dayanan ve Dulkadiroğulları’na bağlı “Kısakürekler” soyunun elemanı olan Kısakürek, okuyup yazmayı halen 5 – 6 yaşlarındayken dedesi, Mehmet Hilmi Efendi‘den öğrendi ve 1916 senesine kadar, Büyükdere‘de Emin Efendi isimli, sarıklı bir hocanın işlettiği mahalle mektebinden başlayarak çeşitli okullara devam etti.

İlk ve orta öğrenimini, FransızPapaz ve Kumkapı‘daki Amerikan Koleji’nde tamamlamasının sonrasında, Serasker Rıza Paşa Yalısı’ndaki, Askeri Deniz Lisesi‘nde eğitimini bitirdi. Deniz Harp Okulu’nu bitiremedi, İstanbul Darülfünun‘da felsefe eğitimi aldı. İstanbul’un işgali esnasında annesi ile birlikte Erzurum’daki dayısının yanında kaldı. Henüz çok genç yaşta babasını da kaybetti.

Şiir yazmaya, on yedi yaşındayken, annesinin arzusuyla başlayan ve ilk şiirleri, 1922 senesinde, Ziya Gökalp‘in kurduğu ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve dostlarının çıkardığı, Yeni Mecmua‘da, yayına giren Kısakürek, Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle adını açıkladı.

Lisedeki hocaları içerisinde, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, İbrahim Aşkî Tanık gibi dönemin ünlü isimleri bulunan, Kısakürek, 1924’te, İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdikten sonra 20 yaşında, Maarif Vekaleti‘nin Avrupa’ya okumaya gönderilecek, ilk talebe grubu için açtığı sınavda gösterği başarıyla gönderilmeye hak kazandığı Fransa‘da, Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.

1925’te basılan ilk kitabı Örümcek Ağı ve 1928’de yayına giren Kaldırımlar gibi eserleriyle, kendini çok genç yaşta, çağdaş şairlerin önüne çıkararak, edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

Paris‘te geçirdiği dönemin sonrasında, Osmanlı Bankası‘nın Ceyhan, İstanbul ve Giresun şubelerinde çalıştı.

5 Ağustos1929’da Ankara‘ya giden ve 9 yıl boyunca, İş Bankası’nda müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalışan Kısakürek, döndükten sonra, 19391943 seneleri içerisinde, bir Fransız okulu, Robert Kolej, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi okullarda öğretmen olarak görev aldı.

Şiirleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarında okutulan Kısakürek’in, askerliği bittikten sonra Ankara‘ya dönmesinin sonrasında, 1932 senesinde, halen otuz yaşına basmamışken yayımlanan ve kendisini şöhrete taşıyan, üçüncü şiir kitabı, Ben ve Ötesi, başarısının devamının geleceğinin sinyallerini vermekteydi.

Şöhret basamaklarını hızla tırmanırken, felsefi arayışlarını sürdüren Kısakürek için, 1934 yılı bir dönüm noktası niteliğini taşıdı.
Bohem yaşamını en yoğun yaşadığı zamanda, Kısakürek’in, BeyoğluAğa Camii‘nde vaiz olan, Abdülhakim Arvasi ile tanışması, hemen hemen bütün tiyatro eserlerinde karşımıza çıkan, üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu dönemin temelini oluşturdu. Nakşîbendi şeyhi olan Abdülhakîm Arvâsî ile tanışması ve Necip Fazıl’ın İslami düşünce ile buluşması yaşamını tamamiyle değiştirdi.

1937 senesinde kendi yaşamını esas alan ‘Bir adam yaratmak” isimli tiyatro oyununu yazdı. ”Bir adam yaratmak” Türk edebiyatının ilk trajedisiydi. Ve bu oyunda da başrolü Muhsin Ertuğrul oynadı.

Tek bir kişi onun yaşamında unutulmaz bir etki bıraktı, annesi. 1939 yılı yaşamının dönüm noktalarından biriydi. Şair en sevdiği ve en mühim eseri olarak kabul ettiği Senfoni şiirini yazdı. Şiirin adını batılı bulduğu için daha sonra Çile olarak değiştirdi. Kitabın girişinde, annesinin senin şair olmanı ne kadar isterdim sözlerine yer veriyordu.

Büyük ilgi gören, Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri içerisinde, Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun hatırı sayılır oyunlarındandır.

Necip Fazıl’ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar, dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadele de yazarı Türk Edebiyatı’nın mühim isimleri arasına sokmuştur.

1936’da yayımlanmaya başlanan 17 sayılık, haftalık Ağaç Dergisi, dönemin ünlü edebiyatçılarının birleştiği bir okul halini aldı.

Dava adamı olmak istiyordu. Ve 1943 senesinden beri Büyük Doğu dergisini çıkarmaya başladı. Büyük Doğu dergisi etrafında büyük bir örgütlenme faaliyetine girdi. Dergi halen 30. sayısında iken kapatıldı. Devlet güzel sanatlar akademisindeki görevinden de uzaklaştırıldı. Eğridir’e sürgün edildi. Bir yandan davası için sert yazılar yazıyor öte yandan da sanat adamı kimliği ile eserler üretiyordu. Tam 9 kez tutuklandı. Yaşamının 3 yıl 8 ayı hapislerde geçti.

Büyük Doğu Dergisi’nde çıkan yazılarıyla, İsmet İnönü ve tek parti zamanında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimine karşı sürdürdüğü muhalefet neticesinde, hakkında açılan fazlasıyla davada yüzlerce yıl hapsi istenen Kısakürek, 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ve bazen çeşitli gerekçelerle, birkaç yılda bir hapis cezası almasının sonrasında paylaştığı, Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anılarına yer verdi.

Sık sık kapatılan ve toplatılan Büyük Doğu‘nun çıkmadığı zamanlarda, günlük fıkra ve çeşitli yazıları Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman Gazeteleri’nde yayımlanan ve Büyük Doğu‘da çıkan yazılarında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi imzalar altında yazılar yazan Kısakürek’in, 1962 senesinden beri, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde verdiği konferanslar da dikkat çekti ve büyük ilgi gördü.

Necip Fazıl, 27 Mayıs Askeri Darbesi’nde cezaevindeydi. Hakkında istenen ceza 101 yıldı. Hapisten çıktığında 57 kiloya düşmüştü. Yorgundu. Cezaevinden çıktığında, Çetin Emeç‘in teklifini kabul ederek Son Posta Gazetesi’nde yazmaya başladı.

1980‘de, Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü ve Türk Edebiyatı Vakfı tarafından verilen beratla Sultan-üş Şuara ünvanını kazanan Kısakürek, 1981’de İman ve İslam Atlası adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı‘nın sahibi olurken, 1982’de de, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından verilen, Üstün Hizmet Ödülü‘nü kazandı.

25 Mayıs1983 tarihinde, İstanbul’da hayata veda eden Necip Fazıl Kısakürek, Eyüp’te toprağa verildi.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script