Osman Hamdi Bey Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Osman Hamdi Bey kimdir?, Osman Hamdi Bey kaç yaşında?, Osman Hamdi Bey evi nerede?, Osman Hamdi Bey nerelidir? Osman Hamdi Bey ev adresi?, Osman Hamdi Bey kaç yaşında?, Osman Hamdi Bey nerede oturuyor?, Osman Hamdi Bey nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Osman Hamdi Bey hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 30.Aralık.184224.Şubat.1910 senesinde doğan Osman Hamdi Bey şu an için 68 yaşında ve Oğlak burcundandır. Osman Hamdi Bey doğum yeri ise İstanbulKuruçeşme, İstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Ressam olarak devam ettirmektedir.

Osman Hamdi Bey Kimdir? – Osman Hamdi Bey Evi Nerede? – Osman Hamdi Bey Nerede Oturuyor?

Osman Hamdi Bey Kimdir?, evi nerede?

Osman Hamdi Bey, batı terbiyesiyle yetişmiş fakat içinde bulunduğu kültürden uzaklaşmadan bunu yansıtabilmiş döneminin en mühim ressamlarından biridir. Sanat alanında tanınmasının yanında, arkeoloji alanında da bir çok çalışmaya katılmış hatta Türkiye sınırları içindeki “İlk Türk Müzesi“nin kurucusu olmuştur.

Babası İbrahim Edhem Bey, Osmanlı Devleti‘nde eğitim için Avrupa’ya gönderilen ilk dört gençten biriydi. II. Mahmut zamanında Sakız Adası‘nda çıkan bir isyanda esir alınarak İstanbul’a getirilen babası, Kaptan-ı Derya Hüsrev Paşa‘ya köle olarak satılmıştı. 1829 senesinde Sultan’nın izni ile Avrupa’ya eğitime gönderildi. Türkiye’ye döndükten sonra 1877 senesinde Sadrazamlığa yükseldi.

Osman Hamdi Bey, eğitimli bir ailenin çocuğu olarak 1842 senesinde İstanbul‘da dünyaya geldi. İlkokul eğitimini Beşiktaş’da bir okulda alan Osman Hamdi, 1856‘da Mekteb-i Maarif-i Adliye‘ye devam etti. 1857 senesinde 15 yaşında iken hukuk eğitimi alması için babası tarafından Paris‘e gönderildi ve burada 12 yıl kaldı. Paris‘de iken aralarında ünlü ressam Jean-Leon Gerome‘un da bulunduğu atölyelerde çalışma fırsatı buldu. 1864 senesinde 22 yaşındayken Paris‘te tanıştığı Agarite Charlotte Gay adlı bir kızla evlendi ve 10 sene evli kaldılar. Bu evlilikten Fatma (d.28 Ekim 1867) ve Melek (d.6 Temmuz 1868) adında iki kızı olmuştu. 1874 senesinde boşandılar.

1869 senesinde İstanbul‘a döndüğünde Bağdat İli Yabancı İşler Müdürlüğü‘ne getirildi. Ardından 1871‘de Saray Protokol Müdür Yardımcılığı‘na atandı. 1873‘de Viyana’da Uluslararası Sergi Komiserliği görevi esnasında ikinci eşi Fransız Maria Palyart (Naile Hanım) ile evliliğini yaptı. Bu evliğinden Leyla, Edhem ve Nazlı adlarında 3 çocuğu oldu.

11 Eylül 1881 tarihinde Müze-i Humayun‘da müdürlük görevine atandı. Burada bir çok reformlar yaparak batılı anlamda müzeciliği Osmanlıya getirdi. 1883 senesinde kuruculuğunu üstüne aldığı Sanayi-i Nefise Mektebi Aliye’nin müdürlüğünü yaptı. Yaptığı arkeolojik kazılar ve ülkenin topraklarına ait kültürel değerleri sahiplenme bilinciyle çıkfazlalaştığı Asar-ı Atîka Nizamnamesi ile Türk Tarih ve Arkeoloji’sine büyük katkılarda bulundu. yaptığı kazılar içerisinde Lagita Tapınağı ve İskender Lahiti de bulunmaktadır. Bu büyük eserlerin sergilenmesi için 1891 senesinde “ilk türk müze binası” olan İstanbul Arkeoloji Müzesi‘ni açtı. Babasının Dahiliye Nazırı olmasından yararlanarak vilayetlere gönderilen genelgeler ile, Anadolu’nun her yerinden eserler İstanbul‘daki müzeye gönderildi.

Müzeciliğinin yanında ressam olarak da mühim eserler verdi. Resimlerinde Paris‘de bulunduğu dönem eğitim aldığı Jean-Leon Gerome ve Gustave Boulanger‘in etkileri görülmektedir. Türk resminde ilk kez figürlü kompozisyonu kullanan ressamdı. Eserlerinde bunun bunun yanında oryantalist etkileri de görülmektedir. Kadın temasını çok fazla tekrar etmiştir. En ünlü yapıtları ise Kaplumbağa Terbiyecisi (1906) ve Silah Taciri (1908)’dir. “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı resminde Lale Devri‘ne ve Sadabat Eğlencelerine dair ipuçları bulunmaktadır. Resimde bunun bunun yanında tek ışık kaynağından gelen ışığın ana öğeler üzerinde yoğunlaşması sonucu gereksiz detaylardan arındırıldığı anlaşılmaktadır. Bir diğer mühim resmin olan “Silah Taciri”nde ise kendisini ve oğlunu resmettiği kanısına varılmaktadır. Resimdeki diğer ana öğeler ise tüfekler, kılıçlar ve başlıklardır.

Kaplumbağa Terbiyecisi – 1906

Osman Hamdi Bey’in resimleri bir anlamda batının oryantalizmine bir bakış açısıdır. Batılı uslubu kullanırken, konu olarak kendi kültürünü seçmiştir.

1884 senesinde Gebze, Eskihisar Köyü‘ndeki köşke karısı Naibe Hanım, oğlu ve kızını da alarak yerleşti. Aile yakınları başta olmak üzere bir çok insanın da portre çalışmalarını bu zaman içinde yaptı. Bugün bu köşk “Osman Hamdi Bey Müzesi” olarak hizmet vermektedir.

24 Şubat 1910‘da İstanbul, Kuruçeşme‘de vefat eden Osman Hamdi Bey’in mezarı Çinili Köşk’de bulunmaktadır.

Osman Hamdi Bey‘in 1880 senesinde yaptığı “Kur’an Okuyan Kız” tablosu Londra‘daki Bonham müzayedesinde 26 Eylül 2019 tarihinde gerçekleştirilen açık arttırmayla 6,3 milyon sterline alıcı buldu. Belirlenen satış fiyatından 10 katı fazla miktarla rekor fiyata satılan Kur’an Okuyan Kız tablosu Türkiye‘nin fiyatı yüksek tablosu olurken, ressamın ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosu 5 milyon TL’ye, ‘Yeşil Cami Önü’ tablosu ise 13 milyon 509 bin TL’ye satılmıştı.

Kur’an Okuyan Kız” tablosu- 1880

Önemli Eserleri:

– Kahve Ocağı (1879)
– Haremden (1880)
– İki Müzisyen Kız (1880)
– Kuran okuyan Kız (1880)
– Çarşaflanan Kadınlar (1880)
– Vazo Yerleştiren Kız (1881)
– Gebze’den Manzara (1881)
– Çekik Gözlü Kız-Tevfika (1882)
– Yeşil Cami Önü tablosu (1882)
– Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I
– Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II (1890)
– Feraceli Kadınlar (1904)
– Pembe Başlıklı Kız (1904)
– Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)
– Mimozalı Kadın (1906)
– Şehzade Türbesinde Derviş (1908)
– Silah Taciri (1908)
– Beyaz Entarili Kız (1908)
– Sarı Kurdeleli Kız (1909)

‘Yeşil Cami Önü’ tablosu

Antik A.Ş.’nin 14 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirdiği müzayedede Osman Hamdi Bey‘in “Yeşil Cami Önü” tablosu toplam 13 milyon 509 bin liraya satılarak Türkiye‘de satılan en kıymetli sanat eseri rekorunu kırdı.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script