Prens Sabahattin Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Prens Sabahattin kimdir?, Prens Sabahattin kaç yaşında?, Prens Sabahattin evi nerede?, Prens Sabahattin nerelidir? Prens Sabahattin ev adresi?, Prens Sabahattin kaç yaşında?, Prens Sabahattin nerede oturuyor?, Prens Sabahattin nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Prens Sabahattin hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 13.Şubat.187930.Haziran.1948 senesinde doğan Prens Sabahattin şu an için 69 yaşında ve Kova burcundandır. Prens Sabahattin doğum yeri ise İstanbulİsviçre olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise YazarSosyologSiyasetçi olarak devam ettirmektedir.

Prens Sabahattin Kimdir? – Prens Sabahattin Evi Nerede? – Prens Sabahattin Nerede Oturuyor?

Prens Sabahattin Kimdir?, evi nerede?

Anne tarafından Osmanlı soyundan gelmiş olup Osmanlı Devleti‘nin Meşrutiyet dönemi aydınlarındandır. Adem-i Merkeziyetçilik dediği düşünceyi savunmuştur.

Prens Sabahattin, 13 Şubat 1879 tarihinde İstanbul‘da dünyaya geldi. asıl adı Mehmed Sabahaddin’dir. Annesi Sultan I. Abdülmecit‘in kızı Seniha Sultan, babası ise Bahriye Nazırı Gürcü Halil Rıfat Paşa‘nın oğlu Mahmut Celaleddin Paşa‘dır. Adliye Nazırı olan babası Mahmut Celaleddin Paşa, Prens Sabahattin ve Prens Lutfullah’ın eğitim hayatına önem vermiş avrupa’dan hoca getirterek Fransızca öğrenmelerini sağlamıştı. Annesine ait olan Kuruçeşme Sarayı’nda bir çok hocadan ders aldı. Özellikle Sultan Abdülhamit II zamanında babasının V. Murat‘ı tekrar tahta çıkarmak için olan bir komite ile ilişkilendirilmesi sonucu görevden ayrılıp inzivaya çekilmesinden sonra özel hocalardan aldığı dersler yoğunlaşmıştı.

Prens Sabahattin‘nin düşünce yaşamının şekillenmesinde okuduğu siyasal ve toplumsal konulardaki çalışmaların bunun yanında babası Mahmut Celalettin Paşa’nın da rolü büyüktü. Babasının padişahın uyguladığı siyasete karşı olması ve bu yanlış politikalara karşı teşebbüslerde bulunması Abdülhamit II‘in dikkatini çekmiş ve babasını göz hapsine almasını sağlamıştı.

Babası Mahmud Celaleddin Paşa, akrabalık bağının yanında, Abdülhamit II’in yakın arkadaşıdır fakat daha sonra Ali Suavi’nin önderliğini üstüne aldığı Çırağan Sarayı Vak’asına adı karıştığı gerekçesiyle Adalet Nazırı olduğu kabineden Sultan tarafından azledilir. Yalısında gözetime alınır ve oğulları Prens Sabahattin ve Lütfullah Bey’in eğitimleri ile ilgilenir. O dönemler için yalı bir bakıma özel bir üniversite gibidir. Sabahaddin’in doğa bilimlerine, özellikle kimya, biyoloji, astronomi ve tıbba oldukça önemli ilgisi mevcuttur. Sonraki zamanlarda Paris senelerında, Sorbonne Üniversitesinde bu konulardaki derslere devam eder. Diğer yandan yirmi yaşında İbn Haldun’un Mukaddime’sini okumaktadır. Bu da onun kapasitesini gösterir. Prens Sabahattin yirmi yaşında iken Lamartine‘den “Jocelyn’i” Türkçe’ye çevirmiştir. Genç yaşlarından beri Avrupa fikir hayatı ile yakında zamandan temasa geçmiştir. Özellikle Avrupa’nın ileri gelen aydınların eserlerini yakında zamandan takip etmiştir. Edmond Demolins’in “Anglo-Saksonların üstünlüğünün sebebi nedir?” adlı eseri Prens Sabahattin’in üzerinde derin etki bırakmıştır. Prens Sabahaddin’in dünyaya geldiğu ve yetiştiği zamanlarda Jön Türkler Abdülhamit’in istibdat yönetimine karşılık hürriyetin ilanı hususunda kamuoyu oluşturmak maksadıyla siyasi iktidarın tesirinin kendilerine ulaşamayacağı dış merkezlerde özellikle de Fransa da toplanmışlardır.

Bütün bu gelişmeler olurken Prens Sabahattin hadiseleri yakınen takip ediyor ve ülkede izlenebilecek politika için çözümler üretmeye çalışıyordu. Abdülhamit II‘in baskıları artınca babası ile birlikte 1899 senesinde bir Fransız gemisiyle yurttan ayrıldılar. Yurttan ayrılmalarından bir süre sonra Abdülhamit, Mahmut Celalettin için idam kararı çıkardı.

Prens Sabahattin,1899 ile 1908 senelerı arasını Fransa’da geçirmiş ve burada ki Frederic Le Play temsilcileriyle iyi ilişkilerde bulunmuştur.

Mahmut Celalettin Paşa ve oğullarının Paris‘e gitmesiyle Jön Türk‘ler bir kongre hazırlanması için çalışmalara başladılar. Yayınladıkları çağrıda ülkenin içinde bulunduğu genel durumun tartışılmasını ve Abdülhamit II‘in istibdat düzeninin bitmesi üzerine toplanılacağı belirtiliyordu. Abdülhamit II bu kongreden haberdar olmuş ve yabancı devletlere desteklememeleri için çağrıda bulunmuştu. Kongre, 4 Şubat1902‘de başlayarak 9 Şubat1902‘ye kadar sürmüştü. Bu kongre Osmanlı basınında “Osmanlı Hürriyet perveran Kongresi” olarak geçti. Kongrede başkanlık etmesi için Damat Mahmut Paşa düşünülse de rahatsızlığı sebebiyle Mahmut Celalettin Paşa Fahri başkanlığa, oğlu Sabahattin de kongreyi yönetmek üzere başkanlığa seçildi. Mısır, Romanya, İtalya, İsviçre ve İngiltere‘den bir çok delege toplandı.

Büyük tartışmaların olduğu kongrede iki görüş hakim görüş ortaya çıkmıştı. Temel sorun inkılabın yayın yoluyla başarılıp başarılamayacağı ve ihtilalin gerekli olup olmadığı idi. Tartışmalar neticesinde “Müdahaleciler” ve “Ademi Müdehaleciler” olmak üzere iki grup oluşmuştu. Prens Sabahattin‘nin bulunduğu Müdaheleciler karşısında, Ahmet Rıza Bey‘in başında olduğu Ademi Müdahaleciler grubu bulunmaktaydı. Müdaheleciler, Prens Sabahattin’nin önderliğinde Paris‘te “Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti“ni kurdular. Bu cemiyet liberal bir felsefeye sahip olup yerel yönetimlere ağırlık verlimesinden yanaydı. Vilayet merkezindeki vali, mali ve adli amirler hükümet tarafından tayin edilecek, fakat vilayetin yönetimi vali başkanlığında yerel halkın seçtiği meclis tarafından yürütülecekti. Birleşme fikriyle bir araya gelen bu bireyler farklı düşünceleriyel birbirlerinden ayrılmışlardı.

Prens Sabahattin’nin bu hususta iki düşüncesi vardı. Zamanın koşullarına uyarak İmaparatorluğa çağdaş bir şekil vererek imaratorluğun ömrünü uzatmak ve türk toplumunun yapısında inkılap yaratmaktı.

27-29 Aralık 1907‘de yapılan II. Jön Türk kongresinde Ahmet Rıza Bay ile Prens Sabahattin’in grupları birbirine yakınlaşmıştı. Toplantıda Abdülhamit II‘in istibdat rejiminin yok edilmesi ve Meşrutiyetin getirilmesi konularında mutabakata varıldı.

Ardından 23 Temmuz1908‘de II. Meşrutiyet‘in ilanı ile sürgünde olanlar dönmeye başladı. Sadrazam Said Paşa, Prens Sabahattin’e mektup yazarak İstanbul‘a dönmesini rica etti. Prens Sabahattin yurda döndükten sonra SelanikYanya ve Manastır Vilayetlerinde konferanslar verdi. İstanbul’da Ahrar Fırkası adında bir siyasi parti kurdu. Fransa’dayken Le Play Sosyoloji Okulu’nun temsilcileri ile temas kurdu ve onların düşüncelerini benimsedi.

Prens Sabahattin, 31 Mart Vakası‘ndan sonra tutuklandı. Mahmud Şevket Paşa ve Hurşit Paşa‘nın yardımıyla serbest bırakıldı. Mahmud Şevket Paşa‘nın vurulmasına adı karışınca Paris‘e kaçtı. 1919 senesinde savaşın bitmesiyle tekrar yurda döndü. Bulunduğu sürece siyasi ve sosyal görüşlerini açıklayan yazılar yazdıysa da politik bir oluşum içine girmedi. 1920 senesinde tekrar Avrupa’ya gitti. Cumhuriyeti’in ilanından sonra Osmanlı Hanedanı üyesi olduğu için yurda bir daha dönemedi.

Gittiği İsviçre‘de Neuchâtel kentinde 30 Haziran 1948 tarihinde vefat etti. Ölümünden sonra kemikleri 1952 senesinde Türkiye’ye getirilerek İstanbul’un Eyüp semtinde babasının ve dedesinin mezarlarının bulunduğu Halil Rıfat Paşa türbesine toprağa verildi.

Prens Sabahattin iki evlilik yaptı. Kafkas kökenli Tabinak Hanım ile evliliğinden (Fethiye Kendi) adında bir kızı oldu (d.1899 -ö.1986)

Kitapları :
1909-1918 – İttihat ve Terakki’ye Açık Mektuplar -Türkiye Nasıl Kurtarılabilir? ve İzahlar
1901 – Görüşlerim
Türkiye Nasıl Kurtarılabilir? Ve İzahlar

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script