Sait Halim Paşa Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Sait Halim Paşa kimdir?, Sait Halim Paşa kaç yaşında?, Sait Halim Paşa evi nerede?, Sait Halim Paşa nerelidir? Sait Halim Paşa ev adresi?, Sait Halim Paşa kaç yaşında?, Sait Halim Paşa nerede oturuyor?, Sait Halim Paşa nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Sait Halim Paşa hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 18.Ocak.186306.Aralık.1921 senesinde doğan Sait Halim Paşa şu an için 58 yaşında ve Oğlak burcundandır. Sait Halim Paşa doğum yeri ise Kahire, Mısır, Osmanlı DevletiRoma, İtalya olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise DiplomatSadrazam olarak devam ettirmektedir.

Sait Halim Paşa Kimdir? – Sait Halim Paşa Evi Nerede? – Sait Halim Paşa Nerede Oturuyor?

Sait Halim Paşa Kimdir?, evi nerede?

Osmanlı devlet adamıdır. 279. Osmanlı Sadrazamıdır.

Osmanlı’da İslamcılık düşüncesinin mimarlarından Sait Halim Paşa İttihat ve Terakki Cemiyeti Hükümeti’nin Hariciye Nazırlığını 12 Haziran 1913 ila 3 Şubat 1917 senelerı içerisinde ortalama üç yıl kadar yürüttü.

Sait Halim Paşa, 18 Ocak 1863 tarihinde Kahire, Mısır’da Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu, Prens Abdülhalim Paşa’nın büyük oğlu olarak doğmuştur. İlk ve orta eğitimini Kahire’de özel öğretmenler tarafından almış Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Yükseköğrenimi için İsviçre’ye gitmiş, Lozan Üniversitesi’nde beş yıl siyasal bilgiler okumuştur. Eğitimi sonrası İstanbul’a gelmiş, Osmanlı Devleti’nde vazifeye başlamıştır.

1888 senesinde Mîr-i Mîran rütbesi ile ve Mecîdî nişanı ile Şûra-yı Devlet (Danıştay) âzâsı olmuştur. Kendisine, 1889 senesinde II. ve 1892 senesinde I. rütbe Osmânî ve 1899 senesinde murassa Mecîdî nişanı, 1900 senesinde da Rumeli Beylerbeyi pâyesi verilmiştir.

Sait Halim Paşa, Sultan Abdülhamit II zamanında Mısır ve Avrupa’ya giderek Jön Türk hareketinde rol almıştır. 1908‘de II. Meşrutiyet‘in ilan edilmesiyle İstanbul‘a geri dönmüştür. Aynı yıl 1908 senesinde bulunduğu Şûrâ-yı Devlet âzâlığından kadro dışı bırakılmış, fakat bunun yanında Belediye genel seçimlerinde Yeniköy belediye dairesi reisliğine tayin olunmuştur. Daha sonra ise Cemiyet-i Umumiye-i Belediye ikinci reisliği, 1908 senesinde da Âyân Meclisi âzâlığı yapmıştır. 23 Ocak 1912 – 2 Temmuz 1912 tarihlerinde Şura-yı Devlet reisliği de kendisine verilmiştir.

1912 senesinde Şura-yı Devlet reisliğinden çekilen Sait Halim Paşa, bu sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin genel sekreterliğine seçildi. Daha sonra Mahmud Şevket Paşa‘nın sadrazamlığı esnasında 1913 senesinde tekrar Şura-yı Devlet reisliğine getirildiyse de üç gün sonra Hariciye Nezareti’ne (Dışişleri Bakanlığı’na) atanmıştır. 11 Haziran 1913 tarihinde Mahmud Şevket Paşa‘nın şehit edilmesinden sonra 12 Haziran 1913 tarihinde Sadrazamlığa (Başbakanlığa) getirilmiştir.

Sait Halim Paşa, Padişah Mehmet Reşad zamanında fiili gücün İttihat ve Terakki ve özellikle de Talat PaşaEnver PaşaCemal Paşa üçlüsü elinde olduğu bir zamanda 12 Haziran 1913 ila 3 Şubat 1917 senelerı içerisinde ortalama üç yıl kadar sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Sait Halim Paşa, 1913 senesinin Eylül ayında Bulgarlarla Edirne‘nin Osmanlı Devleti’nde kalması ve Meriç nehri hudut olmak üzere sulh imzalanması hizmeti sebebiyle Padişah Mehmet Reşat tarafından İmtiyaz Nişanı ile onurlandırılmıştır.

1914 senesinde Osmanlı Devleti tarafsızlığının ihlal edilmesi nedeni ile 1. Dünya Savaşı‘na katıldı. Bu zamanda Almanya sefiri Baron Wangenheim ile Yeniköy’de Sait Halim Paşa Yalısı‘nda ittifak anlaşması imza edilmiştir. Sait Halim Paşa, 1915’te Hariciye Nazırlığı’ndan, 1917’de Sadrazamlıktan çekildi ve yerine Talat Paşa geçmiştir.

Sait Halim Paşa, 1919 Mart ayında harp ilanı esnasındaki bazı kabine azaları ile birlikte tutuklanmış ve Malta’ya sürülmüştür. Hükümetin Malta sürgünlerine af çabası sonuç verdi ve serbest bırakıldı. Fakat anlaşma gereği İstanbul’a dönmesi yasaklanmıştı. Daha sonra tahliye olunduktan sonra Roma’ya gitmiştir.

Sait Halim Paşa, 6 Aralık 1921 Salı günü akşamı Roma, İtalya’da araba ile evinin kapısına geldiği sırada Ermeni komitacının silahlı saldırısına uğradığı bir suikast neticesinde 58 yaşında yaşamını kaybettirülmüştür. Naaşı İstanbul’a getirilmiş ve 30 Aralık 1921 günü Yeniköy’deki yalısından alınarak büyük bir törenle II. Mahmut Türbesi’nin bahçesine defnedilmiştir.

Sait Halim Paşa, 1. Dünya Savaşı esnasında Tevfik Fikret‘in sonrasında Galatasaray Spor Kulübü‘nün hâmi başkanlığını üstlenmiş, savaş şartlarında kulübün zarar görmemesini sağlamıştır.

Sait Halim Paşa’nın Prenses Emine Hanım ile evliliğinden iki oğlu mevcuttur. Büyük oğlu Prens Halim Sait Bey, küçüğü Prens Ömer Sait Bey’dir. Anneleri Prenses Emine Hanım Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğullarından eski Hicaz Valisi Mehmet Dursun Paşa’nın kızıdır.

Sait Halim Paşa Türkiye’de modern İslamcı düşüncenin gelişmesine mühim katkıları olmuş bir fikir adamıdır. 1919 senesinde yayına giren Buhranlarımız adlı kitabı yedi eserden bir araya gelmektedir. Bunlar Meşrutiyet, Mukallitliklerimiz, Buhran-ı İçtimaimiz, Buhran-ı Fikrimiz, Taassup, İnhitat-ı İslam Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye (İslam Aleminin Gerilik Sebepleri Üzerine Deneme) ve İslamlaşmak’tır. Paşa’nın bilinen diğer eserleri İslam’da Teşkilat-ı Siyasiyye, Mektupları, Buhran-ı Siyasimiz ve The Reform of Muslim Society’dir.

Paşa’nın bunun yanında müziğe, aileden gelen bir ilgisi mevcuttur. Giuseppe Verdi’nin ünlü Aida operası Sait Halim Paşa’nın amcası Mısır Hıdivi İsmail Paşa tarafından sipariş edilmiştir. Sait Halim Paşa’nın babası tambur, kendisi ud ve piyano çalardı. Büyük oğlu Prens Halim Bey ise tambur, kemençe ve viyolonsel, küçük oğlu Prens Ömer Bey de ud çalardı. Müzik dünyasının ileri gelenleri Paşa ve çocukları ile fasıllar yaparlardı.

Sait Halim Paşa Yalısı bir çok sinema filmine ev sahipliği yapmış, yalının tarihi salon ve merdivenleri filmlerle ölümsüzleşmiştir.

1989 senesinde konusunu Safa Önal’ın yazdığı, yapımcılığını Sezer İnanoğlu’nun yaptığı ve başrollerinde Hülya Avşar, Bülent Bilgiç ve Kuzey Vargın’ın oynadığı “Öğretmen Zeynep” filmini yönetmen Ümit EfekanSait Halim Paşa Yalısında çekmiştir.

Sait Halim Paşa Yalısı:
Sait Halim Paşa Yalısı’nın tespit edilen ilk sahipleri Düzoğulları ailesidir. Bilindiği kadarıyla Düzoğullarından kalan yalıyı Aristarhis Ailesi tamamiyle yıktırmış ve tahmini 1863 senesinde yeniden inşa ettirmiştir. Yalı, 1876 senesinde Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa‘nın oğlu Prens Abdülhalim Paşa’nın mülkiyetine geçmiştir. Ancak o zamanda yalının harap halde olması ve istediğimiz büyüklükte olmaması nedeni ile Çanakkaleli mimar-kalfa Petraki Adamandidis’e bugünkü şekiliyle yeniden yaptırılmıştır. Abdülhalim Paşa’nın 1890 senesinde vefatı ile yalı Paşa’nın dokuz evladına kalmıştır. Sait Halim Paşa, kardeşlerine ait hisseleri satın alarak 1894 senesinde yalının tamamına sahip olmuştur. Paşa’nın ölümünden sonra ise yalı varislerine kalmıştır.

Sait Halim Paşa Yalısı 1968’de Turizm Bankası’na satılmış ve bir müddet yalnızca yabancıların girebildiği kumarhane olarak kullanılmıştır. 1974 senesinde tadilattan geçen yalının, asıl büyük renovasyonu 1980-1984 senelerında, Turizm Bankası tarafından TAÇ (Türkiye Anıt ve Çevre Koruma) Vakfı’na yaptırılarak gerçekleşmiştir. 1989’da T.C. Turizm Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası’na dönüştürülünce Sait Halim Paşa Yalısı’nın sahibi Türkiye Kalkınma Bankası olmuştur. Bu zamanda yalının bahçesi yaz aylarında restoran olarak işletilmiş, odalarının bir bölümü müze olarak düzenlenmiştir. Bunun bunun yanında Başbakanlık yazlık konutu olarak da kullanılmış ve bazen resmi toplantılar burada yapılmıştır. 12 Kasım 1995 tarihinde, Başbakanlık resmi konuk evi olarak kullanıldığı sırada yangın geçirmiştir.

Yangın, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in İstanbul’da bulunduğu zamanlarda çalışmalarını yürüttüğü Sait Halim Paşa Yalısı’nın çatı katında başladı. Yangın esnasında, yalıda restorasyon çalışması yapılıyordu.

Yalının çatı katı ve ikinci katı tamamiyle yandı. Kütüphanedeki çok kıymetli el yazması kitaplar, zengin tablo koleksiyonu, 16. yüzyıldan kalma çinilerle bezenmiş şömine yok oldu. Yalının içindeki tüm eşyalar kullanılamaz duruma geldi.
Yangına neden olmakla suçlanan restorasyon şirketinin çalışanı 12 kişi, Sarıyer Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve 1998’de beraat etti.

25 Şubat 1999’da yalıda yine yangın çıktı. Ancak yayılmadan söndürüldü. 2003’te bir Rus şilebi, 2006’da bir kuru yük gemisi yalıya çarptı.

Yangın sonrası başlatılan restorasyon 2002 senesinde tamamlanmıştır. Prof. Dr. Doğan Kuban başkanlığında, yedi danışmanın denetiminde gerçekleştirilen çalışmalar esnasında yapı, yangından önceki haline göre değil de inşa edildiği 1860’lı senelerdaki haline göre restore edilmiş, 2005 senesinde 49 yıllığına üst kullanım hakkı özel sektöre devredilmiştir.

Sait Halim Paşa Yalısı günümüzde düğün, toplantı ve davetlerin vazgeçilmez adreslerinden biri olmuştur.

Kitapları :
Buhranlarımız ve Son Eserleri İz Yayıncılık
Buhran-ı ictimaimiz- Kubbealtı Sahaf
Said Halim Paşa – Bütün Eserleri Anka Yayınları 2003

Said Halim Paşa sadaretinden önce, sadarette bulunduğu yılarda ve de sadaretinden sonraki sıkıntılı dönemlerinde, ülkenin poblemlerinı çözmeye yönelik, hacmi çok kısa fakat düşüncesiyatı bi hayli derin sekiz eser kaleme almıştır:

Meşrutiyet: 1911 senesinde kaleme aldığı eserinde, meşrutiyetin yalnızca muhtevasını değerlendirmekle kalmamış ve meşrutiyetin Osmanlı devletine ne kazandırdığı ya da neler kaybettirdiğini de açık bir üslup ile kaleme almıştır.

Mukallidliklerimiz: taklitçiliğimiz diye adlandırılan bu eserde de aydınların bir düşüncesi, bir hukuku ya da bir devleti körü körüne taklit etmelerini eleştirmiştir. Eser 1910 ve 1913 senelerında iki kere yayımlanmıştır.

Buhrân-ı Fikrimiz: fikir buhranlarımız isimli bu eseri de 1917 ve 1919 senelerında iki defa yayımlamıştır. Batı, millet, medeniyet… gibi kavramları ve aydınların bu ve benzeri kavramlarda düştükleri düşüncesi yanlışlara temas etmiş ve çözümler sunmuştur.

Buhrân-ı İctimâîmiz: 1916 senesinde yayımlanmıştır. Cemiyet buhranımız isimli bu eserde memurların cahiliyeti, aydınların cahillere hitap edememesi, eşitlik kavramının cemiyetteki algısı ve yansımaları, kadının sosyal hayattaki yeri ve sosyal hayatın tanzimi gibi mühim konulara temas etmiştir.

Taassup: 1917 senesinde yayımlanmıştır. Osmanlının dini algısının bir taassup olduğunu söyleyen batılılara ve bu düşüncesi savunan Türk aydınına, “eğer taassubumuz bizi yıkıma götürecek bir unsur ise düşmanlarımız neden bizden taassubumuzdan vazgeçmemizi istesin ki?” diye bir problemin cevabı ve açıklaması olarak kabul edilebilecek bir eserdir.

İnhitât-ı İslam Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye: İslam Dünyası Neden Geri Kaldı adlı bu eser 1917 senesinde yayımlanmıştır. İslam’dan uzaklaşmanın getireceği sorunlar, ırkçı bir yaklaşımın yanlışlığı ve batıyı körü körüne taklidin bizi biz olmaktan nasıl çıkaracağı gibi Osmanlı devleti ve İslam dünyası için mühim problem teşkil eden konulara temas etmiştir. Ve bu yanlışlardan neden ve nasıl kurtulmamız gerektiği hususunda malumatlar vermiştir.

İslamlaşmak: 1918 senesinde yayımlanmıştır. Diğer altı eserden daha fazla yankı uyandırmış bir eserdir. İslamcılık düşüncesinin temelleri kabul edilebilecek söylemlerine bu eserde yer vermiştir.

İslam’da Teşkilâtı Siyasiyye: malta sürgünü günlerinde yazdığı bu eser 1922 senesinde sebilürreşad dergisinde yayımlanmıştır. Bu eserde Paşa, İslami bir devletin tüm kurumları ile nasıl vücut bulacağını yazmıştır. Batıdan alınacak siyasi bir oluşumun Müslüman kimliği taşıyan bir devlete vereceği zararlardan bahsetmiştir. İslam’ın siyaset metodundan da sözü edilen bu eser günümüzde ki siyasi sorunlara da ışık tutabilecek bir niteliğe sahiptir.

Said Halim Paşa eserlerini Fransızca kaleme almıştır. Osmanlı aydınına hitap eden paşa, eğer aydınlar düzelir ise halkın da doğruyu daha çabuk ve daha net görebileceğini savunmuştur. Said Halim Paşa’nın bu eserleri İz Yayıncılık tarafından, “Buhranlarımız ve Son Eserleri” ismi ile yayımlanmıştır, eseri yayına, Ertuğrul Düzdağ hazırlamıştır.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script