Vecihi Hürkuş Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Vecihi Hürkuş kimdir?, Vecihi Hürkuş kaç yaşında?, Vecihi Hürkuş evi nerede?, Vecihi Hürkuş nerelidir? Vecihi Hürkuş ev adresi?, Vecihi Hürkuş kaç yaşında?, Vecihi Hürkuş nerede oturuyor?, Vecihi Hürkuş nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Vecihi Hürkuş hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 06.Ocak.189616.Temmuz.1969 senesinde doğan Vecihi Hürkuş şu an için 73 yaşında ve Oğlak burcundandır. Vecihi Hürkuş doğum yeri ise İstanbulAnkara olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Pilot olarak devam ettirmektedir.

Vecihi Hürkuş Kimdir? – Vecihi Hürkuş Evi Nerede? – Vecihi Hürkuş Nerede Oturuyor?

Vecihi Hürkuş Kimdir?, evi nerede?

Türk havacılık tarihinin en mühim isimlerinden birisi olan mühendis ve pilot. I. Dünya Savaşı’nda ilk düşman uçağını düşüren Türk pilot olan Vecihi Hürkuş, kendi adını taşıyan uçakları üreterek ilk Türk uçak tasarımcısı ve yapımcısı olmuş, Türkiye’deki ilk uçuş okulunu kurmuş, ilk kadın pilotu eğitmiş ve de ilk Türk sivil havacılık okulunun kurucusu olmuştur.

Vecihi Hürkuş, 6 Ocak1896 tarihinde, İstanbul’da dünyaya geldi. Üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olan Hürkuş’un babası Gümrük Müfettişi Faham Bey annesi Zeliha Niyir Hanım’dı. Genç yaşta babasının vefatı üzerine annesi tarafından yetiştirildi.

İlkokulu Bebek’te okudu, Üsküdar’da Füyuzati Osmaniye Rüştiye’sinde ve Üsküdar Paşakapısı İdadi’sinde okudu, sanata olan ilgisinden Tophane Sanat Okulu‘nda güzel sanatlar eğitimi aldı ve bu okulu başarıyla bitirdi. 1912’de Balkan Harbi’ne eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında gönüllü olarak katıldı. Edirne’ye giren kuvvetler içinde yer aldı. Balkan Harbi sonunda İstanbul Ordu Kumandanlığı tarafından Beykoz Serviburun’daki esir kampına kumandan oldu.

Tayyareci olmak istiyordu. Yaşı küçük olduğundan makinist mektebine aldılar. Tayyare Makinist Mektebi’nden Küçük Zabit (Gedikli/Astsubay) olarak mezun oldu. Makinist olarak Birinci Dünya Savaşı‘nda Bağdat cephesine gönderildi. Orada 2 Şubat 1916 tarihinde bir uçak kazasında yaralanarak İstanbul’a döndü.

Pilot olarak ilk uçuşu 21 Mayıs 1916 tarihindedir. 15 Kasım 1916 tarihinde tayyarecilik tahsilini bitirerek pilot diplomasını aldı.

1917 yılı sonbaharında Kafkas Cephesi‘ne, 7. Tayyare Bölüğü’ne atandı. Orada bir Rus uçağı düşürerek Kafkas Cephesi’nde uçak düşüren ilk tayyareci oldu.

8 Ekim 1917 günü bir hava savaşında yaralanarak düşünce, Rus’lara esir olmadan önce uçağını teslim etmemek için yaktı. Esir olarak Hazar Denizi’ndeki Nargin Adası’na gönderildi. Azeri Türklerinin yardımı ile adadan yüzerek kaçtı. Nargin Adası’nın karşısındaki Bakü, Rus işgali altında olduğundan, savaşa katılmayan İran’da karaya çıktılar. Birlikte kaçtığı istihkâm Teğmeni Salih Bey ile 2,5 ayda yaya olarak Süleymaniye üzerinden Musul’a geldiler. İstanbul‘a geldiğinde savaşın sonları idi. Başkent İstanbul Hava Müdafaa Bölüğü’ne tayin oldu.

1918 yılı yaz başında Yeşilköy’de konuşlanmış bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğü’nde görev almıştır. Bu bölükte görevli iken bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Bey’in bu projesi Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanması ile yarım kalmıştır.

İstanbul işgal edilince esaretten dönen askerlerin içerisinde gizlice Harem’den kalkan bir gemiyle Mudanya’ya, oradan Bursa ve Eskişehir üzerinden Konya’ya giderek Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda Vecihi Hürkuş, “Sivil Pilot”tur.

Kurtuluş Savaşı’na gönüllü olarak katılan Hürkuş, başarılı keşif uçuşlarının bunun yanında bir Yunan uçağını da düşürmeyi başardı ve İzmir hava alanına inerek burayı işgalden geri aldı. Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. İzmir (Gaziemir – Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi olur.

Bu başarılar, TBMM tarafından İstiklal Madalyası ve de üç ayrı Tasdikname ile ödüllendirmesi sonucunu doğurdu; T.C. tarihi içinde üç Tasdikname ile ödüllendirilen ilk ve tek insan Vecihi Hürkuş oldu.

Kurtuluş Savaşı esnasında Akşehir’de Jandarma Komutanı Ratıp Bey’in kızı Hadiye Hanım’la evlendi. İzmir’de Gönül, İstanbul’a döndüklerinde de Sevim isimli iki kızı olmuştur. 1925 senesinde eşinden boşandıktan sonra İhsan Hanım’la evlendi ve 1927 senesinde Perran isimli bir kızı daha doğmuştur.

Edirne’ye kazayla düşen bir düşman uçağına adının verilmesi üzerine uçak yapma düşüncesi aklına takılan Hürkuş, ilk Türk yapımı uçak olan Vecihi K VI’ı imal etti ve ilk uçuşunu 28 Ocak1925 tarihinde yaptı. 1923’te ganimet olarak Yunanlılardan ele geçen motorları tercih ederek ilk Türk uçağını imal etmeyi başarır. 28 Ocak 1925’de “VECİHİ K-VI” adını verdiği uçağını uçurur. Uçağı izinsiz uçurduğu için cezalandırılır. Halbuki o zamanlar ülkenin havacılıkla alakalı bir kurumu olmadığı izin alınacak makam belli değildir.

İzin almadan uçtuğu için cezalandırılınca, istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılıp Ankara‘ya gider ve kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyeti’ne (T.T.C.) katılır. T.T.C. Fen şubesini organize etmekle görevlendirilir. Gazi Mustafa Kemal‘in “İstikbal göklerdedir…” yönermesiyle havacı bir kuşak yetiştirmek için kurulan Türk Tayyare Cemiyeti, halkın bağışları ile yaşayan bir kuruluş olacaktı. Bunun için bir okul açmak, milli bir hava sanayi kurmak amacındaydı. Hürkuş, yaptığı uçağını geri alıp, T.T.C.’nin bağış toplama faaliyetlerinde tercih ederek halka havacılık sevgisini aşılamak istiyordu ama uçağını geri almayı başaramadı.

Bağış toplamak için bir madalya tüzüğü hazırlandı. Bağışa göre bronz, gümüş, altın ve elmaslı madalya verilecek, 10.000 TL bağışlayanın adı da alınacak uçağa ad olarak verilecekti. Türk Tayyare Cemiyetine ilk yardım Ceyhan beldesinden gelmiş, 10.000 TL telgrafla bağışlanmış, alınan ilk uçağa da Ceyhan adı verilmiştir.

Hürkuş’un uçakla yurtiçi bağış gezileri de bu uçakla başlamıştır.

Bunun yanında Avrupa havacılığının incelemek için bir heyetle Hürkuş, ikinci kez Avrupa’ya gider. Almanya‘da Junkers ve Rohrbach uçak fabrikalarını ziyaret ederler. Bu fabrikalar Türkiye’de anonim şirket halinde tayyare fabrikası kurmak düşüncesindeydiler. Fransa‘da da Breguet, Potez, Hanriot gibi bir çok fabrikaları ziyaret etmişler, Hürkuş da bu fabrikaların uçaklarıyla tecrübe uçuşları yapmış, Potez 25 tipindeki rekor tayyaresiyle akrobasi uçuşundan sonra fabrika tarafından Atlantik Okyanus geçiş uçuşu yapması için teklif yapılmış, fakat Fransız Aero Kulübü’nün baskısı ile teklif suya düşmüştür.

Türkiye’ye dönüşte 19 Ekim 1925‘de Tayyare Cemiyeti Yönetim Kurulu istifa etmiş, cemiyetin tasarı ve projeleri suya düşmüş, elindeki tayyare, vasıta ve elemanları hava kuvvetlerine verilerek havacılıkla ilgisi kesilmiş oluyordu. Hürkuş’un da tekrar hava kuvvetlerinde görev alması istenince istifa etmiştir.

Milli Savunma Bakanlığı, Kayseri‘de Tayyare Onarım ve Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adında bir fabrika kurmak için anlaşır. Hürkuş, TOMTAŞ’ın teklifini kabul ederek Almanya’ya gider. Hürkuş, Almanya’da Junkers A.20 tayyarelerinde bazı noksanlıklar bulur, onların düzeltilmesi ile Junkers A.35’lerin yapımını da üstlenir.

18 Temmuz 1926’da telgrafla memlekete çağrılır, Junkers A.35’in satın alınması için tecrübe uçuşu istenir. Junkers bu uçuşun özellikle Hürkuş tarafından yapılmasını, uçağının zamanın en modern ve yüksek ateş kudretinde iki kişilik av tayyaresi, savaşta her tarafa ateş saçabilme gücü olduğunun ispatlanması için Fransızların gözde uçağı Nieuport Delage ile savaşını ister. 1 Ağustos 1926 da temsili savaş yapılır, savaşı Junkers A.35 ile Hürkuş kazanır.

Hürkuş yurda döndükten sonra, TOMTAŞ emrinde biri 14 kişilik 3 motorlu Junkers G.24, diğeri altı kişilik tek motorlu Junkers F.13 yolcu tayyareleriyle Ankara – Kayseri içerisinde ulaşım uçuşları yapar. Tarih 1927’dir. Hürkuş’un bu uçuşlarının, yurdumuzda ilk hava yolları uçuşları olduğu düşünülebilir.

Hürkuş, TOMTAŞ’a, Junkers A.35’in kanatlarına benzin depoları ilavesi ile havada kalma zamanını uzatarak Ankara-Tahran uçuşunu direkt yaparak, İran devletine uçağı göstermek ve hükümetimizin rızasıyla devletimizin ihtiyacından fazlasının yabancı devletlere de satılabilmesi düşüncesini açmış. Bu yapılırsa hem devletimiz şereflenecek, hem de TOMTAŞ’a büyük faydası sağlayacaktı. O sırada halen TOMTAŞ fabrikası teşekkül etmemiş ve Junkers A.35 tayyaresi de TOMTAŞ’a devredilmemiş olduğundan bu uçuşu reddedilmişti.

16 Eylül 1926 tarihinde Türkiye’de ilk paraşüt gösterisi Ankara’da yapıldı. Vecihi Hürkuş’un kullandığı Junkers F–13 uçağından Alman paraşütçü Heinke’nin 700 m. irtifadan yaptığı 178. atlayışı Gazi Mustafa Kemal ve Ankaralılar izlediler.

Milli havacılığımız için güzel bir başlangıç olan TOMTAŞ ne yazık ki 1928 yılına kadar çalışmalarına devam edebildi. Kötü yönetimi yüzünden 1928’de iflas etmiş, daha doğrusu iflas ettirilmiştir.

Bir yıllık aradan sonra Vecihi Hürkuş, Türk Hava Kurumu’ndaki eski görev yeri olan Teknik Şubeye döner.

1930 yılı Sanayi Kongresi Ankara’da toplanmış, Halkevi’nde de Yerli Mallar Sergisi açılmıştır. Hürkuş burada yerli malı uçaklarının resim ve maketleri ile üstten kanatlı kapalı kabinli Vecihi K-XI tipi uçak modelinin minyatürünü sergiler ve büyük ilgi görür. Kurumda boş durmaz, yeni uçak model ve tiplerini tasarlamaya devam eder.

1930 yılı yıllık iznini iki ay ücretsiz olarak uzatıp Kadıköy’de bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ayda ikinci uçağını VECİHİ XIV’ü inşa etti. İlk uçuşunu 16 Eylül 1930’da Kadıköy Fikirtepe’de büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında yapmıştır. Uçak iki kişilik, tek motorlu spor ve eğitim uçağıdır. Uçağı ile birlikte uçarak Ankara‘ya dönmüş, Ankara üzerinde bir gösteri yapmış, Başbakan İsmet İnönü ve bazı komutanlar tarafından uçağı incelenerek tebrik edilmiş. Uçabilirlik sertifikası verilmesi için İktisat Bakanlığı’na müracaat ederek müsaade istemiştir.

14 Ekim 1930’da, “Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir” cevabını almış. Hürkuş, bunun üzerine bakanlık nezdinde yapılan girişimler sonucu uçağa istenen belgenin alınması maksadıyla Çekoslovakya‘ya gönderilmesi için müsaade almıştır. Uçak Ankara’da sökülmüş, Demiryolu vagonları ile Haydarpaşa’ya, Sirkeci’den de Prag’a gönderilmiştir.

Vecihi Hürkuş, 6 Aralık 1930’da Prag’a geldiğinde halen tayyare gelmemişti. Tayyareye ait statik raporu gibi resmi evrak önce Çek diline çevrilmiş, uçak gelince tekrar monte edilerek uçağın malzemeleri ve her çeşit teknik kontrolü yapıldıktan sonra uçuşu istenmiş. Her çeşit uçuş şekilleri ile uçuşun kontrolü tamamlanmıştır.

Vecihi Hürkuş23 Nisan 1931’de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından civardaki bir gazinoda gerçekleştirilen bir törenle, başköşesinde “Yaşasın Türk Tayyareciliği” yazılı bir pankartla onurlandırılarak uçuş müsaadesini almıştır.

25 Nisan 1931’de Çekoslovakya’dan uçarak Türkiye’ye gelmek için yola çıkıp 5 Mayıs 1931’de Türkiye’ye gelmiştir. Hürkuş, uçağının atıl kalmaması için Posta İdaresi ile çeşitli görüşmelerde bulunur. İlk kurulmak istenen posta hattı Ankara-Erzurum ile Ankara-İstanbul içerisinde düşünülür.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yönlendirmesiyle kurulan Türk Tayyare Cemiyeti‘ne katılan Hürkuş, 1931 senesinde, T.T.C. adına ilk Türkiye turunu düzenledi. Bunun yanında aynı yılın sonlarında Türk Hava Kurumu yeni bir turne planlar. Ankara’dan başlayan uçuş Aksaray, Konya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Muğla, Aydın, Denizli, Uşak, Eskişehir, Adapazarı, İzmit ve Yeşilköy’de tamamlanır. Uçuş büyük bir başarıyla tamamlanmıştır. Kurum şubeleri bağışlarla zenginleşmiştir, ama 3 Kasım 1931 tarihli telgrafla büyük yardımcısı makinisti Hamit’in işine son verilir Vecihi Hürkuş’a ödenen uçuş tazminatı kesilerek Vecihi XIV uçağı uçuştan men edilir. Bundan sonraki uçuşların Milli Savunma Bakanlığı tarafından verilecek uçakla gerçekleştirileceği bildirilir. Bu durum Vecihi Hürkuş’un kurum’dan tekrar ayrılmasına neden olur.

21 Nisan1932 tarihinde, Sivil Tayyare Mektebi’ni kuran Vecihi Hürkuş, bu mektebe Türkiye’nin ilk kadın pilotları olacak olan iki kız öğrenci dahil 12 adet öğrenci aldı ve eğitim uçuşları için 1933 tarihinde, Nuri Demirağ tarafından finanse edilen Vecihi K-XVI adlı uçağı tasarladı. İlk 12 öğrenci Sait, Tevfik, Muammer, Abdurrahman, Salih, Osman, Rıza, Hikmet, Hüseyin, Kenan, Eribe ve Türkiye’nin ilk kadın pilotu olan Bedriye (Gökmen) idi. Öğrencilerin eğitim esnasında hiçbir kazası olmamıştır. Zor koşullarda eğitim yaparken bazı kurumların, misal verilecek olursa Tekel İdaresi’nin ve İş Bankası’nın reklâmlarını yapmış, bazı vatansever yetkili kuruluşların da yardımları olmuştur.

Öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik Artan, Muammer Öniz, Osman Kandemir, ilk kadın tayyarecimiz Bedriye Gökmen ve kızı (yeğeni) Eribe yalnız uçmayı başarmışlardır. Vecihi Sivil Tayyare Okulu parasal sorunlardan ve yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına denklik verdirememiş olmasından kapanmıştır.

1935 senesinde Atatürk‘ün çağırması ile tekrar Türk Hava Kurumunda çalışmaya başlar. Türk Hava Kurumu, 1937 sonbaharında mühendislik eğitimi için Hürkuş’u Almanya‘ya gönderir. Vecihi Hürkuş, Weimar Mühendislik Mektebi’ne ihtisas sınıfından başlatılmış, bir buçuk yıl sonra da mezun olmuştur. 27 Şubat 1939’da Tayyare Makine Mühendisliği diplomasını almıştır. Türkiye’ye döndüğünde Bayındırlık Bakanlığına başvurarak, “Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesini” almak istedi. Ancak yetkililer, “iki yılda mühendis olunmaz” diye bir gerekçe ile kabul etmemişlerdir.

Mühendisliğini Danıştay kararı ile kabul ettirir. Türk Hava Kurumu’nda da yönetim değişmiş, vazifeleri bir başkasına verilmiştir. O günkü koşullarda teknik imkânın olmadığı Van’a tayin edilir. Bunun üzerine istifa ederek kurumdan ayrılır.

1942 Yılında “Vecihi Havada” kitabını yayınlar. Bu kitabında, 1915-1925 senelerı içerisinde Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin ilk zamanında yaşadıklarını, ilk uçağını nasıl yaptığını anlatır.

Havacılıktan uzun bir ayrılıktan sonra 1947’de Kanatlılar Birliği’ni kurdu. Gençlerin büyük ilgi gösterdiği bir kuruluş oldu. 1948’de Türk Hava Kurumu’ndan Magister tipi bir öğrenim uçağı temin ettiler. Kızı Gönül’ün Yazı İşleri Müdürü olduğu “Kanatlılar” adlı aylık bir dergiyi, 12 sayı çıkarttılar. Büyük çoğunluğu üniversite öğrencileri olan Kanatlılar Birliği fazla yaşayamadı.

1951 senesinde beş arkadaşıyla birlikte havadan zirai ilaçlama yapmak üzere “Türk Kanadı” adı ile bir şirket kurdu. Sait Bayav ve Muammer Öniz’le İngiltere‘ye giderek Auster MK-V tipi üç uçak almışlar. Türkiye’ye döndükten sonra ortaklar içerisinde çıkan anlaşmazlık üzerine Hürkuş, haklarından vazgeçerek şirketten ayrılmıştır.

1952 senesinde Paro mamasının reklâmını yapmak için tekrar İngiltere‘ye giderek Percival Proctor V tipi dört kişilik hafif turist tipi tayyare aldı. Bu tayyare ile değişik müesseselerin reklâmını yaptı. Paro bebek maması, Puro sabunu gibi gıda ve malzemeleri ufak kâğıt paraşütlerle uçaktan dağıtarak, kanatlarına taktığı patiskalar üzerine banka isimlerini yazarak reklâmcılık yaptı.

6 Ağustos 1954 tarihinde “40. Hizmet Yılı”nı kutlamak için Yeşilköy Uluslararası Havaalanı’nın salonunda “Türk Havacılar Bayramı” adıyla bir jübile yapıldı.

Türkiye’nin ilk sivil hava yolu şirketi olan Hürkuş Hava Yolları’nı 29 Kasım1954 senesinde kuran Vecihi Hürkuş, THY’nin elden çıkfazlalaştığı sekiz tayyareyi alıp onararak filosunu kurdu fakat uçaklarına gerçekleştirilen sabotajlar, uçuşlarının gerekçesiz yere iptal edilmesi gibi nedenlerden dolayı bu projesini verimli bir halde hayata geçiremedi. Bir takım güçlüklerle uğraşarak hava yollarının sefer yapmadığı yerlere seferler koyarak, izin vermediklerinde gazete taşıyarak çalışmak istedi, ama kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar sonunda Hürkuş Hava Yolları’nın uçakları uçuştan men edildi. Buna rağmen elinde kalan son uçağını (TC-ERK) da Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nün emrinde tercih ederek Güney Doğu Anadolu’da toryum, uranyum ve fosfat arayarak zor doğa koşullarında çalıştı.

Hayatının sonlarında çok sıkıntı çekmiş, borçlandırılmış, uçamayacak duruma düşürülen uçaklarının sigorta giderleri ve bunların faizleri borcuna eklenmiş, icra takipleri, davalar neden ile vatana hizmet tertibinden kendisine bağlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konmuştur.

Hayatının son senelerını büyük maddi sıkıntılar içerisinde geçiren başarılı pilot, 16 Temmuz1969 tarihinde, geçirdiği beyin kanaması sebebiyle yatırıldığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastahanesi’nde vefat etti.

Türk havacılık tarihinin birden fazla ilkine imza atmış olan ve 19161967 senelerı içerisinde yaptığı 30.000 saatlik uçuşla bu alanda kırılması zor bir rekora imza atan Vecihi Hürkuş, 102 farklı model savaş ve sivil uçakla uçuş yaparak inanılması güç bir rekora da imza atmıştır.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script