Yesari Asım Arsoy kimdir?, Yesari Asım Arsoy kaç yaşında?, Yesari Asım Arsoy evi nerede?, Yesari Asım Arsoy nerelidir? Yesari Asım Arsoy ev adresi?, Yesari Asım Arsoy kaç yaşında?, Yesari Asım Arsoy nerede oturuyor?, Yesari Asım Arsoy nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Yesari Asım Arsoy hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. 06.Ağustos.189618.Ocak.1992 senesinde doğan Yesari Asım Arsoy şu an için 96 yaşında ve Aslan burcundandır. Yesari Asım Arsoy doğum yeri ise Drama, Osmanlı Devletiİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise BesteciSöz yazarı olarak devam ettirmektedir.
Yesari Asım Arsoy Kimdir? – Yesari Asım Arsoy Evi Nerede? – Yesari Asım Arsoy Nerede Oturuyor?
Yesari Asım Arsoy Kimdir?, evi nerede?
Büyük dedesi Şeyh Ömer Efendi solak olduğundan “Yesari” lâkabı ile anılıyordu, Asım ve ablası da sol ellerini kullandıkları için Yesari (solak) adını aldılar. Remzi Aksoy adında olan abisinin oğlu, Sinema sanatçısı Göksel Arsoy yeğenidir.
Yesari Asım Arsoy, 1905’te Nazifi Mektebinden, daha sonra 1908 de Beykonağı Rüştiyesi’nden (orta okul) ve 1910 senesinde Yeni İdadiye (Lise) başlayarak oradan mezun oldu. Balkan Harbi esnasında, 12 Ekim 1912 de ailesiyle birlikte düşman işgaline uğrayan topraklarından göç ederek Adapazarı’na yerleşmiştir. Sekiz yıl kaldıkları Adapazarı’nda ailece otel işletmişlerdir. Yesari Asım Arsoy’un ilk ciddi müzik çalışmaları da burada başladı. Önceleri bağlama ve ud çalmayı öğrendi.
Adapazarı’nda bulunduğu, bu günlerde Geyve dhadiselerinda Çete savaşı yapan Çerkez Ethem’in yanında çok kısa bir süre bulundu. Daha sonra Antalya’ya gelen Yesari Asım Arsoy, “Loid Triestino” adlı bir İtalyan gemi acentesinde 1917 senesinde kâtiplik yaptığı zamanda Milli Emniyet Teşkilatı adına gizli olarak, bilgiler topladı. Bunun yanında ailesi 1920 senesinde İstanbul Fatih semtine göçtü, fakat Yesari Asım bir süre daha Adapazarı’nda kaldı ve 1921’de İstanbul’a ailesinin yanına geldi. 1923 senesinde İzmit’e giderek Maliye dairesinde çalıştı. Sonra “Tabacos Tütün Gümrüğü”ne girdi. Burada bir buçuk yıl çalıştı, sonrasında Galata gümrüğündeki komisyoncularının birinin yanına kâtip oldu. Bunlardan başka muhasebecilik, avukat kâtipliği gibi işler yaptı. Hiç birinde devamlı olarak çalışmadı. Tekrar döndüğü İstanbul’da, bir müzik topluluğunda musıki çalışmalarını sürdürdü.
1929 senesinde ilk üç eserini ortalama aynı zaman dilimi içinde besteledi. Kürdî’li Hicazkâr şarkı “Kedersiz hiç çoşar ağlar taşar mı kalb-i nâşâdım”, Sabâ şarkı “Zavallı kalbimi dinle sana figan eylesin bak” ve Nevâ şarkı “Geçer her gün bir şirin kız buradan.”
Daha sonra ilham eseri olan ve bir zamanda Türkiye’yi sarsacak eserlerini peş peşe bestelemeye başladı. 1930 senesinde Colombia plâk şirketi ile yapmış olduğu anlaşma neticesinde şarkıları plâğa okunmaya başladı. Önceleri anne tarafından gelen Büyük Türkoğulları lâkabı sebebiyle plâklarda adı “Mustafa Asım Türkoğlu” olarak geçti. Daha sonra soyadı kanunu çıkınca “ARSOY” soyadını aldı, lakabı olan Yesari de nüfusa geçti.
1938 senesinde Romanya, Bükreş’e gitti, özellikle çıgan müziği ve batı müziği hakkında bilgilerini geliştirmek için 3 ay kadar kaldı.
1949 senesinde “Fatih Millet Kütüphanesi”nde tanıştığı Zehra Altuğ ile evlendi. Özellikle san’at yaşamındaki kısırlaşma ve bazı nedenlerden dolayı 1954 senesinde boşandı. Daha önce evlenme izni vermediği ağabeyinin vefatından önce vasiyetinde izin vermesiyle gençlik zamanından beri tanımış olduğu yahudi olan Suzan Arsoy ile fakat 1977 senesinde evlendi.
Göksel Arsoy’un babası olan ağabeyinin, dini farklılıktan dolayı evlenmesine seneler boyunca izin vermemesi rağmen aşkından vazgeçmeyen Yesari Asım Arsoy, seneler boyunca Suzan hanım’ı adada ziyarete gelmiş ve bestelerinin büyük çoğunluğunu da Suzan hanım için yapmıştır. “Ada sahillerinde bekliyorum” şarkısının bestesini de onun için yapmıştır.
1954-1955 senelerı içerisinde İstanbul Radyosunda stajyer sanatçıları yetiştirmek üzere görev aldı. 1975 senesinde İzmir’de görev aldı ve oradaki stajyerlere musıki dersleri verdi.
1991 de “Devlet Sanatçısı” ünvanını aldı. Musıki tarihimiz içinde yaşamış ve sayıları bi hayli az olan “üslub” sahibi bestekârlarımızdan bir diğeride Yesari Asım Arsoydur. Bugün bilinen eserlerinin sayısı iki yüz elli civarında olduğu sanılıyor.
Yesari Asım Arsoy, çok nizami bir sesi olmasına rağmen, kendisini hiçbir zaman ses sanatçısı olarak kabul etmemiş, sanatındaki onurlu çizgiyi muhafaza adına prensiplerinden taviz vermeyerek, yüksek ücretlerle sahnelerde okuma tekliflerini hep geri çevirmiştir.
Yesari Asım Arsoy, 18 ocak 1992 tarihinde 96 yaşında vefat etti.
Evlilikleri :
1.evliliği: 1949 senesinde Zehra Altuğ ile evlendi. 1954 senesinde boşandı.
2.evliliği: 1977 senesinde Suzan (Arsoy)hanım ile evlendi.
Eserlerinden örnekler:
Hüzzam makamı:
Yar yolunu kolladım
Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır
Dün gece bir şuhun bezmine gittim
Zamanla belki geçer
Ümitlerim hep kırıldı
Yine kalbim coşar ağlar bu gece
Sen olmasaydın eğer
Kalbimi senelerca sevdaya bağladım
Bu yaz sevdâyı tattım
Uşşak makamı:
Bir çapkın elinde oyuncak oldum
Bir ince fidansın
Bu yaz geçen günlerimiz hatırımdan çıkmasın
Menekşe gözler hülyalı
Türkü:
Yar saçların lüle lüle
Adalardan bir yar gelir bizlere
Akasyalar açarken
Ada sahillerinde bekliyorum
Hicaz makamı:
Sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde
Bursa’lının gözlerine hayran oldum ben
Suz’Nak makamı:
Ayrı düştüm sevgilimden
br>
Nihavend makamı:
Sahilde o hoş buseleri
Daldan dala konarım
Rast makamı:
Perişah saçların
Sultaniyegah makamı:
Biz Heybeli’de her gece
Şedaraban makamı:
Bu yaz Hünkâr sularında yâr dizine yaslandım
Canım diyerek kokladığım tatlı kadınsın
Kaynak:Bilgisayfam.net