Alemdar Mustafa Paşa Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Alemdar Mustafa Paşa kimdir?, Alemdar Mustafa Paşa kaç yaşında?, Alemdar Mustafa Paşa evi nerede?, Alemdar Mustafa Paşa nerelidir? Alemdar Mustafa Paşa ev adresi?, Alemdar Mustafa Paşa kaç yaşında?, Alemdar Mustafa Paşa nerede oturuyor?, Alemdar Mustafa Paşa nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Alemdar Mustafa Paşa hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.??.175516.Kasım.1808 senesinde doğan Alemdar Mustafa Paşa şu an için 53 yaşında ve burcundandır. Alemdar Mustafa Paşa doğum yeri ise Hotin, Ukraynaİstanbul olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise AskerSadrazam olarak devam ettirmektedir.

Alemdar Mustafa Paşa Kimdir? – Alemdar Mustafa Paşa Evi Nerede? – Alemdar Mustafa Paşa Nerede Oturuyor?

Alemdar Mustafa Paşa Kimdir?, evi nerede?

Alemdar Mustafa Paşa, II. Mahmut zamanında 29 Temmuz 1808 – 16 Kasım 1808 tarihleri içerisinde üç ay on sekiz gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Alemdar Mustafa Paşa, 1755 senesinde günümüzde Ukrayna sınırları içinde bulunan Hotin’de doğmuştur. Rusçuk Yeniçeri ağalarından Hasan Ağa’nın oğludur.

Alemdar Mustafa Paşa, bayraktar olarak katıldığı savaşlarda gösterdiği yararlıktan ötürü “Alemdar” lakabını aldı. Osmanlı’da o zamanda merkeze uzak olan batıdaki topraklar, ayan adı verilen yöneticiler tarafından idare edilmekteydi. Alemdar Mustafa’nın bulunduğu bölgenin kontrolü ise Tirsinikli İsmail Ağa’da yer alıyordu. Alemdar Mustafa, İsmail Ağa’nın himayesine katıldı ve bir dizi başarılı çatışmalarda bulundu. Özellikle I797’de ünlü dağlı eşkıyası Pazvantoğlu Osman’ın hayli kalabalık ordusunu yalnızca 200 kadar adamıyla püskürtüp Rusçuk’u kurtarması, bir anda bölgede adının duyulmasını ve hükümette bile şöhret kazanmasını sağladı. Yine Pazvantoğlu’nu Tırnova hücumunda mağlup etmesi, sonrasında da eşkıyadan Manav İbrahim’i tepelemesiyle ününe ün katan Alemdar Mustafa, önce kapıcıbaşılığa, sonrasında da 1804’te İsmail Ağa’nın teklifiyle Hacı Ömer Ağa’nın ölümü sonucu boşalan Hezargrad âyanlığına atandı.

Önce Hezergrad Âyanı, sonra da Rusçuk Âyanı oldu.

1806 yılına gelindiğinde, sıcak bir ağustos gecesinde İsmail Ağa eğlenmek için eski köyü Tirsinik’e gitmişti. Burada eğlence esnasında müşkül bir vaziyette iken bir hasmı tarafından göğsünden vurularak suikasta kurban gitti. Bunu haber alan Alemdar Mustafa hemen bölgeye gelerek yönetimi kendi eline aldı. Tirsinikli İsmail Ağa kurnaz, mert, cesaretli ve zeki birisiydi. Devletin bazı zaaflarını suistimal etmekteydi. Merkezde İsmail Ağa’nın isyan etmesinden korkulurdu. Bu sebeple Alemdar Mustafa’nın kontrolü ele alması İstanbul tarafında bir tatminiyet oluşturmuştu. Bundan sonra Alemdar Mustafa Paşa, müteveffa Tirsinikli İsmail Ağanın yerine Rusçuk Ayanı olarak tayin edildi.

Alemdar, aslında Efendisi Tirsiniklioğlu gibi, III. Selim‘in başlattığı “Nizam-ı Cedid”, yani yeniliklere karşı idi. İsmail Ağa ve diğer ayanlar, Nizam-ı Cedid güçlendikçe devlet içinde devleti andıran sun’i hâkimiyetlerinin sona ereceğini pekâlâ biliyorlardı. Alemdar da efendisinin etkisiyle ve devrin genel havası içinde yeniliklere muhalif kanat içinde yer almıştı, üstelik babası gibi yeniçeri ocağından yetişmeydi ve yeni düzenle bu ocağın tasfiyesi sözkonusuydu.

Alemdar Mustafa Paşa’nın hayatı devamlı olarak savaşlarla, mücadelelerle geçiyordu. Rusçuk ayanı olduktan yalnızca birkaç ay sonra, 1806 senesinin sonlarına doğru Osmanlı-Rus savaşı patlak verdi. Aslını söylemek gerekirse Rusya ve Osmanlı içerisinde bir barış antlaşması yer alıyordu. Fakat Osmanlı’nın, Rus yanlısı Eflak ve Boğdan voyvodalarını görevden alması Rusya’nın çıkarlarını zedeliyordu. Ruslar 40.000 askeriyle Eflak ve Boğdan’a girince Sultan III. Selim, derhal Rusya‘ya karşı savaş ilan etti.

Alemdar Mustafa Paşa, bu sırada patlayan Osmanlı-Rus savaşında yeniçerilerden yaşanan merkez ordusunu ilk defa topluca ve yakında zamandan görme fırsatı buldu. Mensup olduğu şanlı yeniçeri ocağının bu kadar disiplinsiz, askerlik vasıflarından mahrum ve güçsüz olduğunu görünce ocak hakkındaki düşünceleri temelinden sarsıldı, Yeniçerilerle artık asla bir savaş kazanılamayacağı ortadaydı. “Padişahın yeniçeri ocağını tasfiye etmek ve yerine daha disiplinli ve kuvvetli bir ocak kurmasından daha tabii ne olabilir?” diyenlerin tamamiyle haklı olduğunu artık anlamıştı.

Düşünceleri zaman içinde değişen Alemdar Mustafa Paşa bir taraftan Rusçuk, Yergöğü ve Tuna sahillerinde Rus ilerleyişine engel olmaya çalışıyor, öte yandan açtırdığı kanallar ve diğer bazı önlemler ile bölgedeki ziraatin gelişmesine çalışıyordu. Bir zamanlar zorbalar tarafından halka yüklenen yasadışı vergileri kaldırmış, bu yüzden bundan öncekilerde topraklarını terkedenler tekrar vatanlarına dönmüşler ve Alemdar Mustafa Paşa bölgede halkın sevgilisi haline gelmişti. Bu adil ve itaatkâr idarecinin faaliyetleri Osmanlı Padişahı III. Selim‘in Alemdar Mustafa Paşa’ya özel önem vermesine sebep oldu.

III. Selim, boşalan Silistre Valiliği’ne ve Tuna Başkomutanlığı’na Alemdar Mustafa Paşa’yı getirdi.

III. Selim, batıdan geri kaldığımızın farkına varan ve yenilenmenin zorunlu olduğunu gören birisiydi. Nizam-ı Cedid adı altında, yalnızca ordu için değil, bir çok alanda yenilik hareketleri yaptırdı. Bu yeniliklerin maddi olarak getirileri de fazlaydı. Bu sebeple yeni vergiler konulmuştu. Kabakçı Mustafa İsyanları bu vergiler bundan dolayı, ekonomik bir nedenle çıkmış gibi gözükse de, tek neden bu değildi.

Aynı, bundan seneler evvel Uluğ Bey‘in rasathanesini ve icatlarını beğenmeyip ‘Allah’ın düzenini bozuyor‘ diyenler gibi bir güruh, ”Askere kafir elbisesi giydiriyor” diyerek bu sefer III. Selim‘in kıyafet yeniliklerine karşı çıkmaktaydı. Dolayısıyla bu da ayaklanmaların dini yönden bir nedeniydi. Aynı zamanda Nizam-ı Cedid ordusunun ekseriyeti Rus savaşları için Rumeli’de bulunmaktaydı. Bundan istifade Kabakçı Mustafa’yı önder seçen askerler ayaklandı.

Kabakçı Mustafa ve takipçileri, padişahtan 11 birinin kellesini istedi. İstenilen bu 11 kişiden bazıları idam edildi. Bundan sonra İrad-ı Cedid adlı hazinenin kaldırılmasını talep ettiler. Bu istekleri de yerine getirildi fakat isyancıların istekleri bitmek bilmiyordu. En sonunda III. Selim tahttan feragat etmedikçe dağılmayacaklarını ilan ettiler. Padişah ‘Allah’ın takdiri bu imiş’ diyerek kendi isteğiyle yönetimden çekildi.

29 Mayıs 1807 tarihinde IV. Mustafa tahta geçirildi. Merkezde bu olaylar cereyan ederken Alemdar Mustafa Paşa da Nizam-ı Cedid askerleriyle cephede Ruslara karşı savaşmaktaydı. Padişahın tahttan indirildiğini haber alan III. Selim‘in Nizam-ı Cedid askerleri, Alemdar Mustafa Paşa’nın himayelerine sığındılar.

Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim‘in ıslahatlarını benimsemekteydi. Bu sebeple onu yeniden tahta çıkartmak isteyenlerle ortak hareket ediyordu. III. Selim taraftarı paşalar ‘Rusçuk Yaranı’ adlı gizli bir teşkilat oluşturmuştu. O sıralar Edirne‘de bulunan sadrazamı, Alemdar Mustafa Paşa‘yı Edirne’ye destek olarak çağırması için ikna ettiler. Nitekim istedikleri oldu ve Alemdar Mustafa Paşa ordusuyla birlikte Edirne’ye geldi. Sadrazam İstanbul’a geçmeyi teklif edince hep birlikte payitahta geldiler.

Alemdar Mustafa Paşa bir süre amacını belli etmeden uygun zamanı bekledi ve 28 Temmuz 1808 günü 10 bin kadar askeriyle Bab-ı Ali‘yi bastı. Ardından Topkapı Sarayı‘na yöneldi. IV. Mustafa‘ya, III. Selim‘in hapsedildiği yerden salınması için haber gönderdi. IV. Mustafa ise tahttan inmeye hiç niyetli olmadığı için hanedanın tek erkek üyesi kalmak planıyla III. Selim ve II. Mahmut‘u yaşamını kaybettirtmek için adamlarını görevlendirdi.

Cellatlar evvela III. Selim‘in odasına yönelerek onu katlettiler. Ardından II. Mahmut‘un haremine doğru gittiler. Şehzade Mahmut, lalası Anber Ağanın yardımıyla cellatlardan kaçmayı başardı.

Bu hadiseler cereyan ederken Alemdar Mustafa Paşa adamlarıyla birlikte saraya girmişti. III. Selim‘in cansız bedenini gören Alemdar Mustafa Paşa üzüntüyle sultanın cesedinin başında kalakaldı. Ramiz Efendi tarafından ‘aman efendim ölmüşe ağlanacak zaman değildir, tahtın sahibini bulmalıyız, Sultan Mahmud efendimize bir zarar gelmeye’ diye uyarılarak toparlandı. IV. Mustafa tahttan indirilip hapsedilerek kapısına bir nöbetçi koyuldu. Olaylar yatıştırıldıktan sonra Şehzade II. Mahmut tahta geçirildi ve Alemdar Mustafa Paşa sadrazam oldu. III. Selim‘in katilleri yakalanıp önce fırın mahbesinde tutuklandılar ve sonra hepsi idam edildi.

Alemdar Paşa sadrazam olduktan sonra, bu makam ve mevki onu değiştirmeye başladı. Yıllardır savaşlarda mücadele veren Alemdar Mustafa Paşa sonunda rahata ermişti. Maddi yönden hiçbir eksiği yoktu, kadınlarla zevk ve sefa sürüyordu. Paşa’nın adamlarının kuvvet gösterileri halkı rahatsız ediyordu. Hicri 1223 senesi Ramazan ayına gelindiğinde (Kasım 1808) artık ortalık karışmaya başlamıştı.

Nizam-ı Cedid ocağının yerine 14 Ekim 1808‘de Sekban-ı Cedid adı verilen yeni modern ordu kurulduğu ilan edildi.

Alemdar Mustafa Paşa’nın Yeniçeriler’in “kendilerine alternatif olduğu fikriyle” karşı çıktığı Nizam-ı Cedit’i (Sekban-i Cedit olarak farklı isimle de olsa) yeniden kurması, Yeniçeri ocaklarında yolsuzluk tespiti yapmaya kalkışması onların da düşmanlığını kazanmasına yetmişti.

Etrafta ‘bayramdan sonra Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılacağı’ haberleri yayılmıştı. Yeniçeriler Alemdar Paşa’ya hitaben Bab-ı Ali duvarlarına ”Rumeli’den geldi bir çıtak, bayram ertesi ya kılıç oynayacak ya bıçak” gibi tehdit yazıları asıyorlardı. Ateşin fitili 15-16 Kasım gecesi ateşlendi. Yeniçeriler isyan ederek Bab-ı Ali’yi bastılar. Fakat Alemdar Mustafa Paşa teslim olmaya niyetli değildi, emrindeki bir avuç askerle direndi. En sonunda teslimiyetten başka çaresi kalmadığını anlayan Alemdar Mustafa Paşa, mahzendeki barut fıçılarını havaya uçurarak, yanında birkaç yeniçeri ile birlikte ve içeri girmeye çalışan 1000’e yakın yeniçeriden 600 kadarıyla birlikte yaşamını kaybetti.

Yeniçeriler yangından sonra onun ölüsünü bularak günlerce İstanbul’da dolaştırdılar; sonra parçalayıp Yedikule dışındaki bir kör kuyuya attılar. Alemdar’ın kemikleri Yeniçeri Ocağı’nın yok edilmesinden sonra oradan çıkartılarak Yedikule surları civarına gömülmüştür. II. Meşrutiyet‘in ilanından sonra da Zeynep Sultan Camii haziresine nakledilmiştir.

Bu olay “Alemdar Vakası” olarak anılmaktadır.

Padişah, Alemdar Mustafa Paşa’ya yardım gönderememişti. Zira kendisi de abluka altındaydı. Alemdar Paşa’nın ölümünden sonra II. Mahmut, Sekban-ı Cedid Ocağını kaldırmayı kabul edince, yeniçeriler dağıldı ve isyan son bulmuş oldu. Fakat şehir bu isyanlar esnasında büyük bir tahribata uğramıştı.

Bu isyana biraz da IV. Mustafa ve onun fanatikleri sebep olmuştu. Sultan II. Mahmut, isyan bastırıldıktan sonra tahtını sağlamlaştırmak için IV. Mustafa‘yı yaşamını kaybettirttü. Böylelikle hanedanın tek erkek evladı olarak saltanatını sağlama almış oldu.

Alemdar Mustafa Paşa, 16 Kasım 1808 tarihinde İstanbul’da 53 yaşında intihar ederek ölmüştür.

Bu olaydan tam 18 yıl sonra, 1826 tarihinde Sultan II. Mahmut, Yeniçeri Ocağını büyük bir tahribatla resmen tarihten sildi. Bu olaya da Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) dendi.
Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script