Hz. Ebu Bekir Kimdir? Evi nerede? Nerede oturuyor?

Hz. Ebu Bekir kimdir?, Hz. Ebu Bekir kaç yaşında?, Hz. Ebu Bekir evi nerede?, Hz. Ebu Bekir nerelidir? Hz. Ebu Bekir ev adresi?, Hz. Ebu Bekir kaç yaşında?, Hz. Ebu Bekir nerede oturuyor?, Hz. Ebu Bekir nerede yaşıyor? gibi sorularınızı yanıtlamak için Hz. Ebu Bekir hakkında ayrıntılı bir biyografi sayfasını siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. ??.??.057323.Ağustos.0634 senesinde doğan Hz. Ebu Bekir şu an için 61 yaşında ve burcundandır. Hz. Ebu Bekir doğum yeri ise Mekke, Suudi arabistanMedine, Suudi arabistan olarak bilinmektedir. Meslek yaşamını ise Din Adamı olarak devam ettirmektedir.

Hz. Ebu Bekir Kimdir? – Hz. Ebu Bekir Evi Nerede? – Hz. Ebu Bekir Nerede Oturuyor?

Hz. Ebu Bekir Kimdir?, evi nerede?

Hz Muhammed‘den sonra İslam devletinin ilk halifesidir.

Hz Muhammed 622 senesinde Mekke‘den Medine‘ye giderken (Hicret) Hz. Ebu Bekir ona eşlik etmiştir.

Hz. Ebu Bekir, 573 senesinde Mekke, Suudi arabistan’da doğmuştur. Babasının adı Ebû Kuhafe Osman bin Amr, ananesinin adı Selma binti Sahr bin Amr bin Ka’b (Ümmü’l Hayr)’dır. Benu Teym’lerin Kureyş kabilesindendir. Müslümanlıktan önceki ismi Abdülkâbe’dir. Müslüman olduktan sonra Hz Muhammed, Ebu Bekir’e Abdullah ismini vermiştir. “Deve yavrusunun babası” manasına gelen Ebû Bekir adıyla ünlü olmuştur.

İslâm’dan önce de saygın, dürüst, kişilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan “hanif” bir tacir olan Ebû Bekir, ölümüne kadar Hz Muhammed‘den hiç ayrılmamıştır. Bütün servetini, kazancını İslâm için harcamış, kendisi sade bir halde yaşamıştır. İçki içmek câhiliye zamanında çok yaygın bir âdet olduğu halde o hiç içmemiştir. Kumaş ve elbise ticaretiyle meşgul olurdu; sermayesi kırk bin dirhemdi.

Müslüman olduktan sonra Hz. Ebu Bekir, İslâm dâvetçiliğine başlamış, Hz. Osman b. Affân, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebî Vakkas ve Talha b. Ubeydullah gibi İslâm’in yücelmesinde büyük emekleri olan ilk müslümanların bir çoğu İslâm’ı onun dâvetiyle kabul etmişlerdir. Mekke zamanında güçlü kabilelere mensup bireyleri İslâm’a kazandırmaya çalıştı, öte yandan müşriklerin işkencelerine maruz kalan güçsüzleri, köleleri korudu; servetini eziyet edilen köleleri satın alıp azad etmekte kullandı. Bilâl, Habbab, Lübeyne, Ebû Fukayhe, Amir, Zinnire, Nahdiye, Ümmü Ubeys bunlardandır.

Hz. Ebû Bekir, câhiliye zamanında de güzel ahlâkı ile tânınan, bi hayli beğeni alan bir kişi idi. Mekke’de “esnak” diye bilinen kan diyeti ve kefalet ödenmesi işlerinin yürütülmesiyle görevliydi.

Hz. Ebû Bekir, Hira dağından dönen Hz Muhammed ile karşı karşıya geldiğında, Hz Muhammed ona, “Allah’ın elçisi” olduğunu söyleyip “Yaratan Rabbinin adıyla oku” (el-Alâk, 96/1) diye başlayan âyetleri açıkladıği zaman hemen ona: “Allah’ın birliğine ve senin O’nun resûlü olduğuna iman ettim” demiştir. Hz. Hatice‘den sonra Hz Muhammed‘e ilk iman eden odur. Hz. Muhammed İslâm’ı tebliğinin ilk zamanlarında kiminle konuştuysa en azından bir tereddüt görmüş, fakat Ebû Bekir şeksiz ve tereddütsüz bir halde kabul etmiştir. Hatta Hz. Muhammed, “Bütün bireylerin imanı bir kefeye, Ebû Bekir’in ki bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı” diye lâtif bir benzetme de yapmıştır

Hz. Muhammed’in en sadık dostu olan Hz. Ebu Bekir’in Miraç olayında sergilediği sonsuz bağlılık örneği ona “es-Sıddık” lakabını kazandırmıştır. O bu olayda “O ne söylüyorsa doğrudur” demiştir.

İslam Peygamberi Hz. Muhammed sonrası Müslüman toplumda 632-634 senelerı arası önderlik ve yöneticilik yapması ve bu sebeple Hz Muhammed‘in halefi olması kendisine ilk halife unvanını kazandırmıştır.

Hz. Ebu Bekir, uzun boylu ve beyaz tenliydi. Zayıf bedenli uzun yüzlü ve seyrek sakallı, biraz çukur gözlü, hafif çıkık alınlı ve gür sakallı idi.

622 senesinde Hz Muhammed ile beraber Mekke’den Medine’ye göç (Hicret) etmiştir.

Hz. Ebu Bekir, Medine’de Mescidi Nebi’nin inşasına katıldı. Hz. Muhammed İslam’ı yaymak ve düşmanlar hakkında bilgi toplamak için seriyye denilen keşif kollarını Medine dışına gönderiyor, bunlara arada bir Hz. Ebu Bekir de katılıyordu. Hz. Muhammed ile birlikte direkt çarpıştığı savaşlarda (Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te) Hz. Ebu Bekir de yer aldı. O, Müreysi, Kurayza, Hayber, Mekke, Huneyn, Taif gazvelerinde de bulunmuştu. Hz Muhammed’in direkt idare ettiği harplere gazve denir. Hz. Ebû Bekir, bu sözü geçen büyük savaşlardan başka, otuzdan fazla gazveye katılmıştır. Çarpışma olmaksızın Veddan, Buvat, Bedr-i Ûlâ, Uşeyre gazveleri ile de düşmanlar itaat altına alınmıştır. Bütün bu gazveler de Hz. Ebu Bekir, Hz. Muhammed’in en yakınında yer almış olup onun “veziri” gibi idi. Bedir’de, oğlu Abdurrahman müşrikler safında bulunduğunda Ebu Bekir oğluyla çarpışmıştır. Yalnızca o değil, Bedir’de bir çok sahabi, oğlu, kardeşi, babası, dayısı ile çarpışmıştır. Bedir savaşı, Müslümanların İslam’ı her şeyden üstün tuttuklarını, Allah için en yakınları olan müşrikleri kan bağı ya da kabile taassubu içinde kalmadan, başka insanlardan ayırt etmeden yaşamını kaybettirdüklerini göstermektedir. Hz. Muhammed’in bir amcası Hamza, İslam ordusu safında iken öteki amcası Abbas, düşman safındaydı. Yeğeni Ubeyde kendi yanındayken, öteki yeğenleri Ebu Süfyan ve Nevfel müşriklerin safındaydı. Hatta kızı Zeyneb’in eşi Ebu’l-As da Hz. Muhammed’e karşı müşriklerle birlikte savaşmıştı.

632 senesinde Hz. Muhammed vefat edince ileri gelenler toplandığında Hz.Ebu Bekir, halifelik için Hz Ömer ya da Ebû Ubeyde’den birisinin seçilmesini istemiştir. Ancak Hz Ömer Hazreti Ebû Bekir’in konuşmasından sonra atılarak hemen Ebû Bekir’e bey’at etti ve “Ey Ebû Bekir, Müslümanlara sen Rasûlullah’ın emriyle namaz kıldırdın. Sen onun halifesisin ve biz sana bey’at ediyoruz. Rasûlullah’a hepimizden daha sevgili olan sana bey’at ediyoruz” dedi. Hz Ömer’in bu anî davranışı ile orada bulunanların hepsi Ebû Bekir’e bey’at ettiler. Bu özel bey’attan sonra ertesi gün Mescid-i Nebi’de Hazreti Ebû Bekir bütün halka hutbe okudu ve resmen ona bey’at edildi. Rasûlullah’ın defni salı günü gerçekleşirken, onun nereye defnedileceği hakkında da bir ihtilâf meydana gelmişti Hz. Ebu Bekir yine ferasetini ortaya koydu ve “Her peygamber yaşamını kaybettiğü yere defnedilir” hadisini ashaba hatırlatarak bu ihtilâfı giderdi.

Halifeliği esnasında Kuran’ı mushaf haline getirtmiştir. Malî işlerini Ebû Ubeyde, kadılık ve kaza işlerini Hz Ömer, kâtipliğini Zeyd b. Sabit ve Hazreti Ali, başkumandanlığını Üsâme ve Halid b. Velid yapmıştır. Medine Dârü’l-İslâm’ın başkenti olup, Mekke, Taif, San’a, Hadramevt, Havlan, Zebid, Rima, Cened, Necran, Cureş, Bahreyn vilâyetlere ayrılmıştır. Yönetimi merkezî olup, ganimetlerin beşte biri Beytü’l-Mal’de toplanmıştır.

Hz Muhammed’in hazırladığı, fakat vefatı sebebiyle bekleyen Üsâme ordusunu Ürdün’e yollayan Ebû Bekir, Bahreyn, Umman, Yemen, Mühre isyanlarını bastırmıştır. İçte isyancılarla mücadele edilirken, dışta da iki büyük imparatorluğun, İran ve Bizans’ın ordularıyla karşılaşılmıştır. Hîre, Ecnadin ve Enbâr, savaşlarla İslâm diyarına katılmış, Irak fethedilmiş, Suriye’nin de mühim kentleri ele geçirilmiştir. Yermük savaşı devam ederken Hazreti Ebu Bekir vefat etmiştir.

Onun ordusuna verdiği öğütlerde şu ibareler mevcuttur: “Kadın, çocuk ve yaşlılara dokunmayın, yemiş veren ağaçları kesmeyin, mamur bir yeri tahrip etmeyin, haddi aşmayın, korkmayın.” Gerçekten İslâm ordusu fethettiği yerlerde kimseye zulmetmemiş, adaletiyle düşmanların takdirini kazanmış, Müslüman olmayıp da cizye vererek İslâm’ın himayesine giren milletler huzur ve emniyet içinde yaşamışlardır.

626 senesinde Hz Muhammed 55 yaşında iken Hz. Ebu Bekir’in kızı Hz. Ayşe (d.614) ile evlendi.

Hz. Ebu Bekir, Mukillîn denilen fazla az hadis rivayet eden ashabdan sayılır. O, yanılıp da yanlış bir şey söylerim korkusuyla yalnızca yüz kırk iki hadis rivâyet etmiş ya da ondan bize bu kadar hadis rivayeti nakledilmiştir.

Hz. Ebu Bekir, hicretten sonra Medine’de yakayı ele verdiğı hastalığının ortaya çıkması üzerine yatağa düşünce yerine Hz Ömer’in namaz kıldırmasını istedi. Ashâbla istişare ederek Hz Ömer’i halifeliğe uygun gördüğünü dile getirdi. Hz. Ömer’in sert ve kaba oluşu gibi bazı itirazlara cevap verdi ve hilâfet ahitnamesini Hz. Osman’a yazdırdı.

Hz. Ebu Bekir, 23 Ağustos 634 tarihinde Medine, Suudi Arabistan’da 61 yaşında vefat etmiştir. Vasiyeti üzere Hz Muhammed’in yanına -omuz hizasında olarak- toprağa verildi. Böylelikle bu iki büyük insanın, iki büyük dostun, kabirlerinde de birliktelikleri devam etti.

Eşleri :
1. Katile binti Uzza,
2. Ümmü Ruman binti Amr,
3. Cüneybe binti Harice,
4.Habibe Fahita binti Haris,
5. Esma binti Ümeyse.

Oğulları :
1. Abdullah,
2. Abdurrahman,
3. Muhammed.

Kızları:
1. Esma,
2. Ayşe,
3. Ümmü Gülsüm.

Kaynak:Bilgisayfam.net

bestnich altyazılı porno porno nulled script